I should've told you tradutor Turco
842 parallel translation
If it was like that, then you should've asked me truthfully. I would've told you.
Madem öyleydi dürüstçe sorsaydın sana söylerdim.
I've told you before that you should forget me.
Beni unutman gerektiğini sana söylemiştim.
I should've told you it's quite common here to live to a very ripe old age.
Size burada insanların çok uzun yaşadıklarını söylemeliydim.
You see, I could have told you, and maybe I should have told you.
Sana söyleyebilirdim, ve belki de söylemeliydim.
I should've told you last night.
Bunları sana dün gece söylemeliydim.
I've told you who I am and where I come from and what my father's business is here, and that, in an emergency should be introduction enough.
Size adımı ve nereli olduğumu babamın işini söyledim. Acil durumda bu bir tanışma sayılabilir.
I suppose so. I should've told you.
Katılıyorum, keşke söyleseydim.
I should've told you to follow your own law.
Kendi kanunu izlemeni söylemeliydim sana.
From all you've told me these last weeks, I should say it could mean... any one of a number of quite unpleasant things.
Son haftalarda bana söylediklerine bakılırsa, bunun... birkaç kötü şey anlamına geldiğini söyleyebilirim.
I know I should've told you about myself right off.
Biliyorum, sana geçmişimi biraz geç anlattım.
I should've told you before, But I didn't realize that how... But all the time you've been in Linze,
Size daha önce söylemeliydim ama buraya kadar- -
I should've told you.
Size söylemeliydim.
I should feel better after I've told you everything.
Size her şeyi anlatırsam kendimi daha iyi hissedebilirim.
Maybe I should've told you that first night, but...
Belki sana o ilk gece söylemeliydim ama kendi kendime...
- I should've told you.
- Sana söylemeliydim.
I warned you about this and told you we should do something!
Sizi bunun hakkında ve bir şeyler yapmamız gerektiği konusunda uyarmıştım!
You told me that once a long time ago, and I'll never forget it. "You'll conform to our ideas of how you should behave."
Şunu uzun zaman önce sen söylemiştin ve hiç aklımdan çıkmadı : "Nasıl davranacağın konusundaki fikirlerimize uyacaksın."
I should've told you long before this but I hoped I could make them change their minds.
Sana daha önce söylemeliydim ancak fikirlerini değiştirmeyi umuyordum.
You should've seen his look when I told him that Mr. and Mrs. Aratoon Kebabian...
... onlara "Bay ve Bayan Aratoon Kebabian" dediğimde...
I should've told you. Them shorings are loose.
Desteklerin gevşediğini söylemeyi unuttum.
You told me you were gonna marry Bill and I should respect that. Right.
Bill ile evleneceğini ve buna saygı göstermem gerektiğini söylemiştin.
Oh, my! You should've told me about this. I'd have gone into training.
Tanrım, idmanlara katılmalıydım!
Blind as a bat. " I still think you should've told me.
Yine de söylemeliydin.
Jonathan told me that you people were no better than animals, and I should've listened to him.
Jonathan bana hayvandan farkınız olmadığını söylemişti. Ona inanmalıymışım.
You think I should've told her? About the aquacade? Oh, Bill, honestly.
Eğer seni rahatlatacaksa, benim annem seninkinden de berbat.
I told him he should've punched you in the belly.
Ona karnıma vur demiştim ama!
I've got nothing else planned for this afternoon. ( HORROCKS LAUGHING ) I told you, you should've had the bloody thing out.
Bu öğleden sonrası için başka planım yok.
Ah, I probably should've told you
Ah, sana söylemem gerekirdi
I told you we should've moved to Melrose Park.
Melrose Park'a gidelim demiştim.
I knew where they were and I should've told you.
Yerlerini biliyordum. Size söylemeliydim.
You should've told me I was carrying heroin.
Bana, eroin taşıdığımı söylemeliydin.
I've got friends waiting. I should have told you.
Beni bekleyen arkadaşlarım var sana söylemeliydim.
- I know I should've told you, but...
Biliyorum sana anlatmalıydım, ama...
I should've told you.
Size söylemem gerekirdi.
I've told you if you receive gifts... you should ask parents before accepting
Hediye kabul etmeden önce... Bana ve annene de soracaksın demedim mi?
I should've told you these things long ago.
Sana bunları uzun zaman önce söylemeliydim.
- I told you we should've stayed in Chicago!
- Dedim sana. Chicago'da kalmalıydık.
So I've told you the response that I think a repeater, three-time repeater, should get would be five days in jail.
Ben sana cevabı söyleyeyim bunun suç olduğunu düşünüyorum, üç defa suçluysa, 5 gün hapis cezası verilmeli.
I told you we should " ve left him back there in the squad car trunk... with his stupid invisible dog.
Sana söyledim, onu aptal görünmez köpeğiyle birlikte ekip arabasının bagajında bırakmalıydık.
I should've told you.
Sana söylemeliydim.
No, it is I who should be grateful to have the chance to redeem myself, and to save you and Isabeau, because God has told me how the curse may be broken.
Minnettar olması gereken kişi benim. Günahlarımdan arınmak, seni ve Isabeau'yu kurtarmak için elime bir fırsat geçti. Tanrı bana lanetin nasıl bozulacağını öğretti.
After what I've told you, you should take me.
Sana söylediğimde beni almalıydın.
I'm Sorry. I Should've Told You About That.
Üzgünüm, söylemem gerekirdi.
- I know I should've told you before this.
Biliyorum, bunu sana daha önce söylemeliydim.
All right, um. I'm sorry, I should have told you, but... I just thought that you'd been going through such a tough time that you deserved at least one night of feeling good about yourself.
Tamam özür dilerim Sana söylemeliydim ama zor bir dönem geçirdiğini ve en azından bir gece için kendini iyi hissetmeyi hak ettiğini düşündüm.
Well, personally, I think she should've told you herself.
Hey, Rose da nerde?
And why should I believe any of what you've just told me?
Biraz önce söylediklerine neden inanayım?
I told you you should've wised up, Alvarez. You're goin'to jail!
Sana öğrenmen gerektiğini söylemiştim Alvarez.
- I told you we should've gone to Hawaii.
- Hawaii'ye gidelim demiştim sana.
I told you we should've taken a taxi from the station.
Sana taksi tutalım demiştim.
You should've had menus printed up like I told you, right?
Ben şef patronum, bilirsin. Bu küçük menüleri, sana dediğim gibi bastırmalısın, tamam mı?
i should've listened to you 31
i should've 99
i should've called 31
i should've seen it coming 18
i should've known 138
i should've been there 32
i should've known better 40
i should've said something 19
i should've seen this coming 19
told you 610
i should've 99
i should've called 31
i should've seen it coming 18
i should've known 138
i should've been there 32
i should've known better 40
i should've said something 19
i should've seen this coming 19
told you 610
told you so 46
told you what 26
i shouldn't have said that 115
i should have seen it coming 28
i should have known 261
i should have known better 55
i shouldn't have asked 40
i should have said 28
i should go 978
i shouldn't have told you 34
told you what 26
i shouldn't have said that 115
i should have seen it coming 28
i should have known 261
i should have known better 55
i shouldn't have asked 40
i should have said 28
i should go 978
i shouldn't have told you 34