English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / Ice water

Ice water tradutor Turco

690 parallel translation
Remember when they sent the bellboy? We didn't want ice water.
Hatırlıyor musun, komiyi gönderdiklerinde buzlu su istememiştik.
That man has got ice water in his veins.
Bu adamın damarlarında kan değil, buz var.
Ice water?
Buzlu su mu?
What I wouldn't give for some ice water or a smoke.
Soğuk su veya bir sigara için neler vermezdim.
You know, counting ice water... we could squeeze two more out of this shaker.
Buzlu suyu da sayarsak, buradan iki kadeh daha çıkartabiliriz.
- Put that hand in some ice water.
- Eline buz koy.
There will be no Christmas trees, but there will be delousing with ice water from the hoses.
Noel ağaçlarını unutabilirsiniz ama hortumun altında buzlu suyla bit ayıklama planı hala geçerlidir.
That's what I kept asking myself when I was in that ice water.
Buz gibi suyun içindeyken kendime durmadan sorduğum da buydu işte.
Just ice water in his veins, ticker tape coming from his heart.
Damarlarında buzlu su akan kalpsiz adam.
Cold-blooded. - Ice water in his veins.
- Damarlarında buzlu su dolaşır.
Maybe if I took the fan, put it in the icebox and left the door open then left the bedroom door open and soaked the sheets in ice water...
Belki de, eğer vantilatörü alıp buzluğa koyarsam kapıyı açık bırakırsam sonra da yatak odası kapısını açık bırakırsam ve çarşafları ıslatırsam...
- Can I have some ice water?
- Buzlu su alabilir miyim?
Ice water in his veins.
Çok soğukkanlı biri.
It made me feel so cold, I thought I was standing in ice water up to my neck.
O kadar üşüdüm ki boynuma kadar buzlu suyun içindeymişim gibi hissettim.
Two sodas, and a glass of ice water...
- İşin başından aşkın.
Will you ring for the steward and have him bring some ice water?
Harvey, lütfen kahyayı çağırıp, biraz buzlu su ister misin?
- Would you bring me some Alka-Seltzer and ice water?
- Lütfen bana bir aspirin ve buzlu su.
Harvey, ring for some ice water.
Harvey, biraz buz ve su ister misin?
- Ice water, sir. - Oh.
Buz ve su, efendim.
You got some ice water, Harold?
Buzlu suyun var mı, Harold?
If they charged for ice water, I'd be a pauper.
Buzlu suya para alsalar fakir bir adam olurdum.
Well, your Vulcan metabolism is so low it can hardly be measured and as for the pressure, that green ice water you call blood...
Metabolizman o kadar yavaş ki ölçmek bile imkansız. O kan diye tarif ettiğin yeşil sıvı...
When you're finished, we'll transfuse Jackson and start ice water lavage.
- İşin bitince Jackson'ı nakledelim, ve onu biraz buzlu suda beklet.
On the other hand, on a world much colder than the Earth, water can only exist as ice, and we have another problem.
Diğer yandan, Yeryüzünden çok daha soğuk bir gezegende, Su sadece buz olarak var olabilir, Ve buda başka bir problem.
The water allows the sand grains to flow together and intermingle and form more complex structures.
Su kum tanelerinin birlikte ve iç içe akışını sağlar Ve daha kompleks yapıları oluşturur.
The key question is ; how far down does the water persist beneath the surface and if you go far enough, is the pressure and temperature high enough that the water would be liquid, not in the form of ice?
Önemli soru şu ki, su yüzeyin altında ne kadar aşağı iner Ve yeterince indiğinizde, Sıcaklık ve basınç yeterince arttığında Su buz formun dışında Sıvı olarakta bulunur mu?
Ice all water.
Buz hep erimiş.
I can just see them crowding around him giving him great glasses of ice-cold water.
Onun etrafında toplaştıklarını... ona koca bardaklarla buz gibi su verdiklerini görebiliyorum.
" Simply add water and serve ice-cold.
" Sadece su ekleyin ve soğuk servis yapın.
If you insist on being your own doctor, remember, it's ice packs for a sprain, not a hot water bottle.
Kendi kendinin doktoru olmakta ısrarcıysan şu aklında olsun : Burkulmaya sıcak su torbası değil, buz torbası konulur. - Biliyorum.
Sun, ice, water, guards nighttime ambush, guns... How many miles have made my poor feet.
Güneş altında, soğukta, su içinde, Nöbette, Gece, silahlı pusuda..... bu zavallı ayaklarım kilometrelerce yol yaptı..
No ice, no water.
Buzsuz, susuz.
You will also investigate the phenomenon encountered by the Byrd expedition of 1947, a polar oasis consisting of a body of warm water completely surrounded by this vast desert of ice.
Aynı zamanda Byrd'ün 1947 yılında karşılaştığı tamamen buz çölüyle çevrelenmiş kutupta sıcak vaha fenomenini de araştıracaksınız.
Now, here you see the first pictures ever made of Antarctica's ice-free warm water region, first discovered by the Byrd expedition in'47 and which will be thoroughly investigated by a member of our own group...
Şu anda, ilk defa Byrd tarafından 1947'de keşfedilen Antarktika'nın buzsuz, sıcak vaha bölgesinin ilk görüntülerini görüyorsunuz ve ekibimizin bir üyesi tarafından detaylı bir şekilde incelenecektir -
In the ice cold water A baby-seal is having fun.
Buz gibi soğuk suda Bir fok yavrusu yaşar
HER DRINK, J U ICE, SOU P, COFFEE, WATER, ANYTHING.
Gerçekten inanmıyorum ama deneyeceğim.
Can we pass thru this narrow strip of water, surpressed with snow and ice?
Kar ve buzla çevrelenmiş bu nehri aşabilecek miydik?
- Scotch on ice, rye and water.
- Buzlu Scotch, viski ve su.
I'll have plain water with lots of ice
Bir kokteyl yapalım. Benim için saf sulu, çok bol buzlu!
Water ice, maybe some ammonia ice a little bit of methane ice.
Buz, belki donmuş amonyak bir miktar donmuş metan.
The bright, sandy surface and dusty atmosphere of Mars reflect enough sunlight back to space to cool the planet freezing out all its water, locking it in a perpetual ice age.
Mars'ın parlak kumlu yer kabuğu ve tozlu atmosferi gezegendeki tüm suyu dondurup, sürekli olarak buz çağında kalmasına yetecek kadar güneş ışığını uzaya geri yansıtıyor.
One finger, with ice. Definitely no water.
Bir viski alayım, ama susuz olsun.
That water comes straight off the ice.
Su buzdan çıkıyor.
Take your men two miles through ice-cold water arriving, if they arrive, behind the town in a position to be cut off, captured, wiped out.
Adamlarını soğuk suda iki mil götürüp kasabaya arkadan, tabi oraya kadar gidebilirlerse, girip arada kalacak, yakalanacak, ve yok edilecek bir durumda kal.
A big glass of water with ice cubes.
Kocaman bir bardak su... Bol buzlu olsun.
Which is heavier, ice or water?
Hangisi ağırdır, buz mu, su mu?
Whiskey with water, no ice.
Sulu viski, buzsuz.
And afterwards they put you under ice cold water.
Ve sonra sizi buz gibi suyun içine sokuyorlar.
Ice and water.
Buzlu ve sulu.
one ice, one water. Yes, Mr. Siskins.
Hemen Bay Siskins.
No place for my makeup bag, no ice in my drinking water, and the hot water burps as it comes out of the faucet.
çantamı koyacak bir yer yok suya koymak için buz yok ve musluk buhar püskürtüyor...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]