If he's alive tradutor Turco
707 parallel translation
No matter if he's in Peru, Peduka or Japan, I go ahead, alive or dead, I always get my man. "
Peru, Japonya, farketmez, emek falan dinlemem ve yakalarım! "
I'm being paid for telling the world that if Napoleon were alive today... he would wear Kaplan and McGuire's 2.50, non-wrinkling underwear.
Ben dünyaya, eğer Napolyon bugün hayatta olsaydı Kaplan ve McGuire marka kırışmayan tek parça iç çamaşırı giyerdi demek için para alıyorum.
A man's lucky if he gets out of it alive.
Eğer canlı çıkarsa şanslı demektir.
I mean, if he's alive you could ask him.
Yani adam yaşıyor olsa ondan isteyebilirdin.
And maybe if he's alive and well, he's on some Northern road right now.
- Evet. Eğer hayattaysa ve iyiyse, belki de Kuzeyde bir yerlerdedir.
If it is proved that for a period of not less than seven years... no news of a person has been received... by those who would naturally hear of him if he were alive... then he may be legally presumed dead.
Bir şahsın hayatta olduğuna dair, normal olarak bunu bilmesi gereken kişilerce... yedi yıldan az olmamak kaydıyla... hiçbir haber alınmamış olduğu... isbat edildiği takdirde, o kişinin yasal olarak öldüğü ilân edilebilir.
If that cat's alive, he's probably out in the country hiding under a bush, starving to death.
Eğer kedi hâlâ yaşıyorsa, muhtemelen şehrin dışında çalılıklara gizlenmiş ve açlıktan ölmek üzeredir.
But in Reims, the Resistance had identified them both and if Stéphane had gone to the Café du Commerce it's possible he may not have come out alive.
Lakin, Reims'ta Direniş ikisini de teşhis etti eğer Stéphane Café du Commerce'e gitmiş olsaydı muhtemel ki, dışarı sağ çıkamayabilirdi.
As if anything would make any difference to me as long as he's alive.
O yaşadığı sürece benim için hiçbir şeyin önemi mi var sanki?
When it does, if he's still alive, he'll try to destroy himself again.
Battığında, hâlâ hayattaysa yine kendini öldürmeye çalışacaktır.
If Nelson's still alive, he'll join us.
Nelson yaşasaydı, bize katılırdı.
Through the hocus-pocus of this High Priest, he makes the god Balu move as if alive.
Bu Başrahip hokus-pokus yaparken o da "tanrı Balu" yu canlıymış gibi hareket ettirir.
We'll speed it up as much as we can... and if we get him while he's still alive, well, fine.
İşleri olabildiğince hızlandırırız ve eğer onu hala sağken çıkarabilirsek ne ala.
I feel as if he were still alive somewhere.
O yüzden, sanki hâlâ hayattaymış gibi hissediyorum.
A man talks well if he's alive.
Bir adam hayattayken daha iyi konuşur.
I'm minding the store until he's back. If he's still alive.
Dönene kadar dükkâna ben bakıyorum.Hâlâ hayattaysa tabii.
- Just tell me if he's alive.
Sadece, hayatta olup olmadığını söyleyin.
But just tell me if he's alive.
Ama hayatta olup olmadığını söyleyin!
Happy? He's alive and you ask if I'm happy?
O hayatta ve bana mutlu muyum diye soruyor?
But if he's alive, why hasn't he written to you?
Öyle ama eğer hayattaysa neden sana yazmadı?
If he's still alive in the morning, pinch his cheeks a couple of times.
Eğer sabah hala sağ olursa, yanaklarını birkaç kez çimdikleyin. Gözlerini açmasını sağlayabilir.
And I assure you that if he's alive, sooner or later he'll be my son again.
Ve seni temin ederim ki, sağ ise... eninde sonunda yine benim oğlum olacak.
How can a man betray his wife when he doesn't even know if she's alive?
Bir adam karısının yaşadığını bile bilmeden nasıl olur da ihanet eder ki?
If he's still alive when the tide turns, then any fool who fishes him out can have him!
Sular yükseldiğinde hala hayattaysa o zaman onu isteyen bir aptal alabilir.
Whit's right. If he had been alive, that fella'd be back by now.
Yaşıyor olsaydı şimdiye kadar çoktan dönmüş olurdu.
If this is the only way of convincing Nicholas that he did not bury his wife alive then I say by all means - do it.
Eğer bu Nicholas'ı, karısını diri diri gömmediğine inandırmanın tek yolu ise, o zaman bırakalım yapsın.
I'll say it again - fats brown is dead! And buried in the ground. And if he was alive and in this room i could beat him.
Roger Simpson Leeds 3 sene önce karısı öldüğünden beri kendini kimsenin ona dokunmadığı ve onun da kimseye dokunmadığı bir yaşama adadı.
You talk as if he's still alive.
Hâlâ hayattaymış gibi konuşuyorsun.
If you hadn't dumped him, he'd still be alive.
Eğer kovmamış olsaydın, hala yaşıyor olacaktı.
Sometimes she speaks of him as if he were still alive, here in this house.
Bazen o sanki hâlâ hayattaymış, buradaymış gibi konuşuyor.
- If he's alive.
- Ama yaşıyorsa.
If he's alive, make contact and then we can all meet again.
Eğer hayattaysa bağlantı kuracağım ve tekrar toplantı yapacağız.
If I haven't got him, maybe he's still alive.
Benim kayıtlarımda yoksa, belki hala sağdır.
All I want is Sampson, if he's still alive.
Tek istediğim Sampson, tabi yaşıyorsa.
No, I don't know if he's still alive
Hayır, hâlâ hayatta mı bilmiyorum.
That is, if he's still alive.
Tabii hala hayattaysa.
I don't know if Hartmann is still alive, but if he is, for his sake, for everyone's sake, I implore you, help me.
Hartmann yaşıyor mu bilmiyorum ama eğer yaşıyorsa, onun ve herkesin iyiliği için yalvarırım bana yardım edin.
When we have men to carry him, if he's still alive.
Onu taşıyacak adamlarımız olduğunda, hala yaşıyorsa.
Even if he's still alive, he can't be up to any good.
O hala hayatta olsa bile, o kadar iyi biri olamaz
If he's alive, he's going to need a doctor.
Eğer hayattaysa, bir doktora ihtiyacı var..
- Starfleet's been trying for six months. If he's still alive, isn't it unlikely that he'd receive us now?
Hâlâ hayattaysa, bizi fark etmemesi çok olağandışı değil mi?
My dad is being held hostage. God knows if he's alive!
Babam'ı rehin aldılar, hayatta olmasından endişe duyuyoruz!
I'm not even sure if he's still alive.
Yaşadığından bile emin değilim.
Yeah, if he's still alive.
Tabi hala yaşıyorsa.
But if he's alive, why hasn't he written?
Peki yaşıyorsa, neden mektup yazmıyor?
But I can't find if he's alive or dead.
Ölü mü sağ mı, bilemiyorum.
If he doesn't, there's no guarantee anyone west of Piedmont will be alive in the morning.
Eğer yapmazsa, Piedmont'un batısındaki hiçbir yerin hayatta olacağına garanti veremem.
At least find out if he's alive
En azından sağ olup olmadığını bulmaya çalış.
And if he's not healthy at least he's alive
SağIıklı değilse bile en azından sağ.
But if he's dead and it can't be proved, then legally he's considered alive, so his wife can spend the money without restrictions.
Ama ölmüş ve bu kanıtlanamazsa, yasal olarak hayatta olduğu farz edilir karısı da kısıtlama olmaksızın parayı harcayabilir.
They don't say if he's dead or alive.
Öıu mü, diri mi, belli değil.
if he's still alive 35
if he's smart 25
if he's lucky 18
if he's innocent 26
if he's telling the truth 16
if he's here 40
if he's right 17
if he's not 30
if he's there 16
if he's dead 32
if he's smart 25
if he's lucky 18
if he's innocent 26
if he's telling the truth 16
if he's here 40
if he's right 17
if he's not 30
if he's there 16
if he's dead 32
if he's not here 16
if he's 16
if he's in there 17
if he's not there 17
he's alive 845
alive 714
alive and well 49
alive or dead 65
if he didn't 28
if he hadn't 19
if he's 16
if he's in there 17
if he's not there 17
he's alive 845
alive 714
alive and well 49
alive or dead 65
if he didn't 28
if he hadn't 19
if he 47
if he dies 138
if he wins 28
if he knew 26
if he was 62
if he does 148
if he finds out 37
if he did 163
if he doesn't 87
if he can 20
if he dies 138
if he wins 28
if he knew 26
if he was 62
if he does 148
if he finds out 37
if he did 163
if he doesn't 87
if he can 20