If we could tradutor Turco
10,988 parallel translation
Eh. Sir, if we could just review these very important billings.
Efendim, bu çok önemli faturalara bir bakabilsek çok iyi olur.
If we could talk, we wouldn't be where we are now.
Konuşabilirsek, Biz şu an olduğumuz yerde olmazdık.
They wanted to see if we could confirm the activity that had been reported by the Lutz.
Lutzlar'ın söylediği olayı onaylayacak mıyız bilmek istediler.
If we could get him away from the computer, please.
- Sizi bilgisayardan uzak tutalım.
If we could get to the Mars-1 maybe we could scavenge its rear left hub and graft it on to the Okarian.
Mars-1'e varabilirsek.. belki onun dişli kutusunu temizleyip.. Gezgin'e transfer edebiliriz.
If we could settle, please.
Oturabilir miyiz, lütfen.
If we could just find out why she was tortured...
Neden işkenceye uğradığı anlasak belki...
If we could just figure out how she died maybe we can figure out how to stop her.
Nasıl öldüğünü bulabilirsek belki onu nasıl durdurabileceğimizi de bulabiliriz.
This would be a lot easier if we could...
Bu bir hafta önce daha kolay olurdu.
You know, if we could figure out a way to make money from fast eating, we could get mighty rich.
Biliyor musun hızlı yiyerek para kazanmanın bir yolunu bulsaydık çok zengin olabilirdik.
Be nice if we could this thing up over 50.
Bu şeyi 50'nin üstüne çıkarabilirsek iyi olacak.
If we could increase our credit...
Şayet kredimizi yükseltebilseydik...
Even if we could break inside without losing 90 percent of our force... - they have fallback positions...
Gücümüzün % 90'ını kaybetmeden içeri girebilsek bile sığınacak yerleri...
It's a personal thing and I'd really appreciate if we could keep it that way.
Özel bir mesele ve o şekilde kalırsa çok sevinirim.
Hey, wouldn't it be great if we could do that every night?
Hey, her gece böyle yapsak şahane olmaz mıydı?
But I'm just saying, if we could, it would be great.
Fakat sadece diyorum işte, yapsak şahane olurdu.
If we could get our hands on more of this stuff, it could be life changing!
Bu maddeden daha çok bulabilirsek hayatımızı değiştirebilir!
But believe me, if we could... One day...
- Ama inan bana yapabilseydik...
Wouldn't it be wonderful if we could become the first democratic Muslim nation?
İlk demokratik Müslüman ulus olabilsek harika olmaz mıydı?
If we could have the room.
Odayı boşaltabilirsek.
I just thought it would be nice if we could talk.
Düşündüm de, biraz sohbet etsek ne iyi olurdu.
Mrs. Finch, please, if we could, um...
Bayan Finch, acaba başlasak...
If no other fellow has asked you to go, we could go together.
Başka teklif eden olmadıysa seninle birlikte gidebiliriz.
We concluded the mineral could be weaponized, if a large enough sample was found.
Büyük bir miktarda örnek bulunduğu takdirde mineralin silahdırılabileceğini de öğrendik.
I know it might be too soon, but I was wondering if maybe we could meet up?
Biliyorum çok erken olabilir, Ama merak ediyordum, belki buluşabilir miyiz?
We could have been rescued by now if you hadn't made us come back here.
Bizi buraya sürüklemeseydin çoktan kurtulmuştuk.
Okay. Well if Mike and I can borrow the Explorer, we could come by tomorrow before his shift.
Mike ve ben arabayı ödünç alabilirsek yarın Mike'in vardiyasından önce geliriz.
Yeah, if we'd forgot, could you fathom the beating?
Biz unutsaydık nasıl cezalandırılırdık, düşünebiliyor musun?
If you stayed, we could do this all the time.
eğer kalsaydın bunu sürekli yapabilirdik.
If I won that money, we could build our own recording studio, start our own label.
Eğer o parayı kazanırsam, kendi stüdyomuzu kurabiliriz, kendi markamızı kurabiliriz.
So we had a look at our accounts, and... well, we-we see we could make a significant saving if we altered the education situation.
- Biz de hesaplarımıza baktık eğitim durumunda kesintiye gidersek büyük oranda tasarruf yapabileceğimizi gördük.
Well, if they are the fast-infected, virusy kind, we could be in real trouble here.
Eđer onlar hýzlý virüs bulaţtýrýcýysa, Burada başımız belada olabilir.
We could fly to Farmington if we wanted.
İsteseydik Farmington'a uçabilirdik.
It should sedate her and also we could do some further testing, but If her behavior doesn't improve, I think we should locate hospital centre better equipped to deal with her problem.
Bu onu sakinleştirir ve daha ileri tesler yapabiliriz, ama davranışları gelişme göstermesse problemini çözmek için daha iyi donanımlı bir hastaneye sevk edebiliriz.
Now, the old senator described what a great future the South could have if only we'd all work together.
Ve yaşlı senatör bana birlikte çalışırsak Güneyin ne harika bir geleceği olacağını anlatırdı.
And I don't mean to be greedy, but I think, if we invest it smart now, we could double it, triple it... we could quadruple the whole inheritance, right?
Ve açgözlü olmak istemem ama, bence akıllıca yatırım yaparsak meblağı iki hatta üç katına çıkarabiliriz. Tüm mirası dört katına çıkartabiliriz değil mi?
Uh, we are sitting here now, so, uh, we could use a wine list, if you get a chance...
Artık burada oturuyoruz, o yüzden, bir şarap listesine göz atabiliriz,
If he was with us, we could stay in peace.
Bizimle olsa ; huzur içinde kalabilirdik.
"Dear Andy, if only I could find the words... "... or find the strength to reach out to you... "... but I keep telling myself that we will meet again someday.
" Sevgili Andy ; keşke doğru kelimeleri ya da sana ulaşacak gücü kendimde bulabilsem ama kendime, bir gün bir araya geleceğimizi söyleyip duruyorum.
No, but he could be if we play our cards right.
- Değil ama kartlarımızı iyi oynarsak olabilir.
We could go together, if you don't mind the company.
Yanlız gitmek istemiyorsan, beraber gidebiliriz.
If we engage a battle for air-superiority, it could lead to full-out war.
Havadan bir harekâtla topyekûn savas baslatabiliriz.
Well, what can we do but play our part? What if we could stop it from happening?
- Peki ya olmasına engel olabilirsek?
But look, dude, if you're not comfortable with it, we could rethink it.
- Bak dostum, bu hoşuna gitmediyse başka bir şey düşünebiliriz.
Well, we could run the shower and see if it drips downstairs.
Şey, suyu açarız Aşağıya damlıyormu bakarız.
She said that she was 40 and I was 11 and, if I masturbated enough, I could catch up to her and, that way, we could die on the exact same day and never be apart.
Kendisinin 40 yaşında, benimse 11 yaşında olduğumu söyledi. Yeterince mastürbasyon yaparsam ona yetişir ikimiz de aynı günde ölür ve asla ayrılmazmışız.
Or, if you prefer, we could send some of our consultants to work here in your office.
Ya da siz de uygun görürseniz şirketimizdeki danışmanlardan birkaçını buraya yönlendirebiliriz.
Maybe we could go sit somewhere and talk, if that's all right.
Sorun olmayacaksa bir yerlere oturup konuşabiliriz belki.
You know, we could've saved him if we'd gone when we got the call.
Çağrıyı alır almaz gitmiş olsaydık onu kurtarabilirdik.
If this rubble shifts the wrong way or if we make the wrong move... it could set off a spark and this whole place could blow.
Enkaz yanlış tarafa kayarsa ya da biz yanlış hamle yaparsak kıvılcım çıkabilir ve burası havaya uçar.
If you'd have told me sooner, we probably could've done something about it, like take out Rackham.
Bunu önceden anlatmış olsan belki bir şey yapabilirdik. Rackham'ın işini bitirirdik.
if we don't 129
if we don't do something 25
if we get caught 42
if we don't do this 26
if we 74
if we hurry 53
if we work together 41
if we die 31
if we can 50
if we did 47
if we don't do something 25
if we get caught 42
if we don't do this 26
if we 74
if we hurry 53
if we work together 41
if we die 31
if we can 50
if we did 47
if we fail 39
if we were 21
if we win 64
if we're being honest 21
if we can't 22
if we lose 33
if we wait 32
if we do 72
if we have to 52
if we go back 18
if we were 21
if we win 64
if we're being honest 21
if we can't 22
if we lose 33
if we wait 32
if we do 72
if we have to 52
if we go back 18