If we go tradutor Turco
8,268 parallel translation
I'm sorry Jake. But, if we go out. It's gonna lead to more kissing.
Üzgünüm Jake ama tekrar çıkacaksak bu daha fazla öpüşmeye yol açacak.
Maybe you should go to Boston, and if he turns up here, we'll get word to you.
Belki de Boston'a gitmelisin eğer burada ortaya çıkarsa seni haberdar ederiz.
If we want the intelligence back on, we need to let this go.
İstihbaratın gelmeye devam etmesini istiyorsak bu seferkini unutmalıyız.
If there was somewhere we could go... here... ~.. England?
Burada, İngiltere'de gidebileceğimiz bir yer olsa.
Let's go see if we can help Weaver. Hello?
- Gel Weaver'a yardım edelim.
Yes, but if we could just go over this
Evet ama üzerinden bir geçersek, sizin de düşüncele...
But if you are tired of fighting and you want to go live with Robert because he's your birth father, then, uh, we don't want you to feel like you're letting us down.
Ama sen mücade etmekten bıktıysan ve öz baban olduğu için Robert ile kalmak istiyorsan bizi hayal kırıklığına uğrattığını düşünmeni istemeyiz.
Greg, what if the Federales are wrong and when we go to the warehouse, Lobos isn't there?
Greg, hadi ya Federaller yanılıyorsa ve depoya gittiğimizde hiçbir şey bulamazsak?
If we are doing blades and cutting, I might just go get a coffee.
Neşter ve kesme işi varsa, ben kahve almaya gidiyorum.
If you'd like to file a complaint against Mr. Crawford, I'll take your statement and then we'll go down to the hospital, where they'll examine you and will document your injuries and get a rape kit.
Eğer Bay Crawford'a karşı bir suçlama dosyası isterseniz, ifadenizi alacağım ve bunun üstüne hastaneye gideceğiz, orada seni inceleyeceğiz ve hasarınız hakkında belge tutup bir tecavüz kiti alacağız.
If we would have let that kid go and focused on this El Vengador, we wouldn't be in this predicament now, would we?
O çocuğu bırakıp El Vengador'a odaklansaydık şu anda bu durumda olmazdık öyle değil mi?
If I tell you, you won't go back, and then we're all dead anyway.
Sana söylersem geri dönmezsin. O zaman hepimiz ölürüz zaten.
If he tries to go near Minx or any of us, we'll know.
Eğer Minx'e ya da ikimizden birine yaklaşmaya çalışırsa bunu bileceğiz.
If Henry says it's there, I say we go for it.
Henry, orada olduğuna söylüyorsa ben şansımızı bir deneyelim derim.
If I offered you 10 million for Pied Piper right now, before we even go in there, would you take it?
Şimdi, içeri girmeden Pied Piper için 10 milyon dolar teklif etsem kabul eder miydin?
Now, if you'll excuse me, we have to go get freaky.
Şimdi izin verirsen, gidip biraz çılgınlık yapacağız.
I know you didn't exactly get the answers you were looking for, but... if you could go back to when we first woke up, and... and not know, would you?
Kafandaki sorulara tam olarak cevap bulamadığını biliyorum ama şimdi geri dönüp şu ana değil de, ilk kez uyandığın zamana gitsek, gider miydin?
Do we only get to go if we have good reasons for wanting to go?
Gideceğimiz yere gitmek için iyi bir sebebimiz yoksa binemiyor muyuz?
If there's a chance of bringing Anna back, we have to go now.
- Olmaz. Anna'yı geri getirmenin bir yolu varsa derhâl işe koyulmalıyız.
I'm just saying I think it'll go a whole lot smoother if we do what we're told.
Bence sadece bize söyleneni yaparsak,... işler daha sakin yürür.
If we let somebody go, they're all gonna think they can just talk their way out of here.
Birini serbest bırakırsak,... kalan herkes buradan çıkıp gidebileceğini düşünür.
If the weather is good, we'll drag them a mile or two and the go back and get more.
Hava iyi olursa, onları birkaç kilometre çekeriz.
If the Germans do not disturb production, we'll go on as before.
Üretim kesilmediği sürece eskisi gibi devam edeceğiz.
I'm going to see if we can postpone it, so that Lise can go to the concert.
Bakalım bunu erteleyebilir miyim, Lise'nin konsere gitmesini isterim.
And if they find out we have a chopper en route, we're gonna have a real problem. We need to go now.
Eğer yukarıda bir helikopterimiz olduğunu öğrenirlerse al başına belayı.
If we get into trouble, we go behind the building into the woods and we draw them away.
İşler ters giderse binanın arkasından ormana doğru gidip onları da oraya çekeceğiz.
But if we want to go hard after this guy, we need to pull a solid answer out of this place.
Ama bu adama yükleneceksek buradan sağlam bir cevap bulmamız lazım.
If I feel you ain't being truthful, we're gonna get in my car, but it won't be to go to the airport.
Doğruyu söylemediğini hissedersem arabama bineceğiz ama havaalanına gitmek için olmayacak.
I bet if we took a poll around here of, "who would you rather die, Kara or Hunter?" If we pulled some sort of "American Idol" thing where you could text in your results, you... you'd go down pretty easy.
Şurada "Kimin ölmesini istersiniz, Kara'nın mı, Hunter'ın mı?" diye anket yapsak, American Idol'daki gibi sonuçları yazsak, sen bayağı aşağılara düşersin.
All right, but if they send us any more, we'll have to go on diversion. Come on!
Tamam, ama daha fazla gönderirlerse, oyalanmak zorunda kalacağız.
Tonight will go a lot smoother if we're all on the same page.
Eğer hepimiz hemfikirsek bu gece daha yumuşak geçecek.
Are you saying that there's a world where that if we both go for her, I don't even stand a chance?
Birlikte denersek şansımın dahi olmadığı bir dünya mı var diyorsun?
- Look, if we do this, will you let us go?
Eğer yaparsak bırakacak mısın bizi?
We can drive around if you want, till you're ready to go back.
İstersen sen hazır hissedene kadar buralarda dolanabiliriz.
Give us some time to hightail it outta here, which is exactly what we should be doing, so I'm gonna go over, see if I can get one of those old A.T.V.s running.
Buradan uzamak için biraz vaktimiz olur zaten öyle yapmalıyız. Eski arazi araçlarından birini çalıştırabilecek miyim bir bakacağım.
So if we can't go back to Lothal, where are we going?
Pekâlâ, eğer Lothal'a geri dönemiyorsak, nereye gidiyoruz?
We can't shoot our way out if things go wrong.
İşler ters giderse ateş edemeyiz.
Ryan said if anyone snitched we'd all go to jail.
Ryan birimiz polise haber verirse hepimizin hapse gireceğini söyledi.
If we're going, let's go while it's still light.
Hava hâlâ aydınlıkken, gideceksek gidelim hadi.
We'll go up late, if necessary.
Gerekirse geç çıkarız.
If I give you a dose, you'll get one big rush, but then it'll go away in five minutes, so what we're gonna do is we're gonna give you small doses of epinephrine to keep your blood pressure up, all right?
İlacından bir doz verirsem heyecanlanırsın ama beş dakika sonra geçer. O yüzden şöyle yapacağız. Tansiyonunu yükseltmek için küçük bir miktar epinefrin vereceğim.
But if we didn't hit it, where did it go?
İyi ama vurmadıysak nereye gitti?
If we came together, we go down together.
Madem birlikte geldik, birlikte dönmeliyiz.
Rita said we can go at four if we wanna see it...
Rita görmek istiyorsak dörtte gidebileceğimizi söyledi.
Okay, we need to go if we want to get this train.
Pekala, bu trene binmek istiyorsak, çıkmalıyız.
We threaten to go to the cops if he doesn't do what we want.
İstediğimizi yapmazsa polise gitmekle tehdit ederiz.
We can go now if you want.
İstersen şimdi gidebiliriz.
I thought you said we could go back to Brooklyn if I didn't like the school.
Okulu beğenmezsem, Brooklyn'e dönebileceğimizi söylediğini sanıyordum.
Miscavige let goldberg know that if we could find a way to get tax-exempt status, all those lawsuits will go away overnight.
Miscavige Goldberg'e, vergiden muaf olurlarsa bütün bu davaların bir gecede ortadan kalkacağını söyledi.
Tell this Hobb if he doesn't let them go, we go public with proof, proof that they exist. It wouldn't work.
su Hobb'a deriz ki, onlari birakmazsa var olduklarinin kanitini basina veririz.
We should go once, and if you recall, it actually worked.
Bir defasında ortak hareket etmiştik, hatırlarsan gerçekten işe yaramıştı.
if we go back 18
if we don't 129
if we don't do something 25
if we don't do this 26
if we get caught 42
if we 74
if we hurry 53
if we can 50
if we die 31
if we did 47
if we don't 129
if we don't do something 25
if we don't do this 26
if we get caught 42
if we 74
if we hurry 53
if we can 50
if we die 31
if we did 47