If we hurry tradutor Turco
326 parallel translation
We can make it if we hurry.
Acele edersek başarabiliriz.
Come on, honey, if we hurry we can still make it.
Haydi hayatım, acele edersek halen başarabiliriz.
But if we hurry, maybe there'll be something left.
Fakat acele edersek, belki bir şeyler kalmış olur.
Well, maybe if we hurry, we can find that dark café before it's too late.
Belki acele edersek, o kuytu kafeyi çok geç olmadan bulabiliriz.
Come on. If we hurry, we can catch them at the coffee break.
Acele edersek kahve molalarında yakalayabiliriz.
Not if we hurry.
Acele edersek hayır.
If we hurry, that is.
Acele edersek tabii.
What if I told you that these gentlemen believe that there will be risks for you pilots if we hurry it into production now?
Peki ya sana, buradaki adamlar bu uçak için acele etmemizin siz pilotların hayatını riske atacağını söylüyorlar dersem?
We can catch him at the bar if we hurry.
Acele edersek onu barda yakalayabiliriz.
But I think if we hurry and you will help me, he can yet still be stopped.
Sanırım, acele edersen ve bana yardımcı olursan, onu hâlâ durdurabiliriz.
Oh... Oh, if we hurry, maybe we can catch the Clark Gable movie at the Orpheum.
Acele edersek, Clark Gable filmine yetişebiliriz.
We might catch her if we hurry.
Acele edersek o kadını yakalayabiliriz.
- I can hold out if we hurry.
- Çabuk olursak dayanabilirim.
If we hurry, we can catch them.
Acele edersek, onları yakalayabiliriz.
We'll be in trouble if the lady comes out. Hurry, let's leave...
Seni görürse başımız derde girer.
If you don't hurry, Margaret, we shan't get that compartment to ourselves.
Acele etmezsen, Margaret, kompartımanı kendimiz için alamayacağız.
- We're in a hurry, if you don't mind.
- Acelemiz var da, mümkünse.
We better hurry if were gonna see the Wizard!
Büyücüyü göreceksek, acele edelim!
Well, if, uh, we want to hear Galli, we'll have to hurry.
Artık Gali'yi dinlemek istiyoruz, acele etmeliyiz.
He says if we don't hurry, the Japanese may get there first.
Acele etmezsek oraya önce Japonlar varabilir diyor.
Tell them where we are. Tell them we may still be alive if they hurry.
Onlara acele ederlerse hala hayatta olabileceğimizi söyle.
We can hurry if you want to see the ceremony.
Töreni kaçırmak istemiyorsak acele etmeliyiz.
If we don't hurry, the rice will get washed away!
Eğer acele etmezsek pirinçler akıntıya kapılacak.
We should hurry if you still want to go to Ginza.
Eğer hala Ginza'ya gitmek istiyorsan acele etmeliyiz.
- If you don't hurry, we'll miss the first act.
- Acele etmezsen ilk perdeyi kaçıracağız.
- And we're going to be late if we don't hurry.
- Acele etmezsek geç kalacağız.
We won't make it if we don't hurry.
Acele etmezsek yetiştiremeyiz.
- Esther, if you hurry we can have coffee.
- Esther, acele edersen kahve içebiliriz.
You ain't leaving'in no hurry if we can help it.
Keşke elimizden bir şey gelse de böyle apar topar gitmeseniz.
You see, dear, my wife and I aren't used to places like this... so it's only fair to tell you that if we don't get a whole lot of high-class service, and in a hurry... there's likely to be a terribly embarrassing scene in this sanctum.
Biliyorsun, eşim ve ben bu tip yerlere pek alışkın değiliz o yüzden burada birinci sınıf bir hizmeti derhal almazsak bu kutsal yerde oldukça utanç verici olaylar olacağını size garanti ederim.
Better hurry if we want to get a seat.
Yer bulmak istiyorsak acele etmeliyiz.
We're gonna have to hurry if we wanna get him patched up before Arliss gets back.
Arliss geri dönmeden önce onu buradan çıkarmak istiyorsak, acele etmeliyiz.
Too bad you're in such a hurry cos if we just had a little more time...
5,15. Bu kadar aceleniz olması çok kötü. Çünkü eğer biraz daha zamanımız olsaydı...
If I don't hurry we'll miss the dance.
- Acele etmezsem dansı kaçırırız.
If we want to leave in here in a hurry we don't want to waste time looking for it.
Aceleyle buradan gidersek Tardis'i ararken zaman kaybetmek istemeyiz.
If we hightail it out of here in a hurry, that doorway could save us hours.
Buradan hızlıca çıkabilirsek, bu bize saatler kazandırabilir.
If we don't hurry, that crook won't have a cent left.
Şayet acele etmezsek, o şerefsiz geriye tek sent bırakmayacak.
If we're going to find him we must hurry.
Eğer onu bulacaksak, acele etmeliyiz.
I know you're in a hurry to go shopping but I wondered first if we could talk about...
Biliyorum, alış verişe çıkacaksınız ama önce şeyden konuşsak...
If we don't hurry, we'll miss it.
Acele etmezsek kaçıracağız.
We are going to lose them if you don't hurry.
Acele etmezsen onları kaçıracağız.
We have to hurry if we're to meet Lt. Columbo.
Komiser Kolumbo ile buluşacaksak, acele etmemiz gerek.
We have to hurry, now, if we want to be there before nightfall.
Gece olmadan varmak istiyorsak artık acele etmeliyiz.
If we hurry, we'll make it.
Acele edersek yetişiriz.
- We'll be gone if we don't hurry!
- Acele etmezsek biz de yok olacağız!
But if he hurry up today, we can make as much money in one day, than at other times in a week!
Ama o bu kadar acele ederse, bir gün çok para kazanabiliriz, bir hafta içinde daha da çok!
My Lord, if we're to catch the boat for France, you'll have to hurry.
Lordum, Fransa'ya giden gemiyi yakalamak istiyorsak, acele etmelisiniz.
If we don't hurry we're going to miss all the good trees!
Acele etmezsek tüm iyi ağaçlar satılmış olacak!
They will kick my butt if we're get late at this thing. Would you hurry?
Acele eder misin?
If we don't hurry up, Peter will kill us.
Acele etmezsek Peter bizi öldürür.
We're not gonna make it if we don't hurry.
Acele etmezsek yetişemeyeceğiz.
if we don't 129
if we get caught 42
if we don't do something 25
if we don't do this 26
if we 74
if we die 31
if we work together 41
if we can 50
if we fail 39
if we did 47
if we get caught 42
if we don't do something 25
if we don't do this 26
if we 74
if we die 31
if we work together 41
if we can 50
if we fail 39
if we did 47