If you ask me tradutor Turco
4,212 parallel translation
Listen, if you ask me, I think your profile needs some sprucing up.
Dinle, bana sorarsan, profilinin biraz çeki düzene ihtiyacı var.
Well, if you ask me, we should get rid of that fence.
Bana soracak olursan, o hattın kaldırılması lazım.
If you ask me to, I'll slap you harder.
İstersen, daha sert atarım.
If you ask me, this is a serious dump.
Bana sorarsan, burası cidden bir çöplük.
If you ask me... Leave them alone.
Bana sorarsan onlara bulaşma.
'Cause if you ask me, it was definitely egg before wicket.
Çünkü bana sorarsan orada kesinlikle kucak vardı!
Get us out of this clusterfuck if you ask me.
- Bana sorarsan bu cehennemden çıkmak.
If you ask me... someone tried to make it look like an accident.
Bana sorarsanız, birisi bunu kaza gibi göstermeye çalışmış.
I can help you, if you ask me to.
İstersen sana yardım edebilirim.
If you ask me, them two Injuns got what they deserved.
Bana sorarsan o iki kızılderili hakettiğini bulmuş.
If you ask me, I'd say there's something wicked at work.
Bana sorarsan bunda kötü bir şeyler var.
Forget everything here, if you ask me. It's all rather dull and tasteless.
Bana kalırsa buradaki hiç bir şey olmaz çünkü biraz parası çok.
Wasn't all there, if you ask me.
Bana sorarsan deliydi.
If you ask me, I would say it's a natality tourism, which will enrich the tourist offer in our little town, meaning that beside the sun and the sea, we offer much more.
Bana sorarsanız turistlerin küçük kasabamızı ziyaret etmelerinin sebebi doğurganlık turizmi. Çünkü kasabamız güneş ve denizden daha fazlasını sunuyor.
If you ask me, little Vicka, Mara and Verica are the most likely suspects!
Bana sorarsan küçük Vicka, Mara ve Verica en şüpheli isimler!
Really, totally worth the 60 large, if you ask me.
Bana sorarsan altmış bine gayet değiyor.
This is a racket, if you ask me.
Bana sorarsan bu bir raket.
Miss Pillsbury's parents say they paid for the whole thing, so... we might as well go ahead and have the party and... if you ask me, they seem pretty happy about what happened.
Bari bir parti yapalım derim ben. Eğer bana sorarsanız, bayağı memnun görünüyorlardı.
If you ask me, that's not a family.
Bana sorarsan bu bir aile değil.
The boy needs a good hiding if you ask me.
- Bana kalırsa onun iyi bir dayağa ihtiyacı var.
Too well if you ask me.
Bence de öyle.
If you ask me, you're the one who's making too much of this whole thing.
Bana sorarsan bütün bunları abartan kişi sensin.
It's ironic, if you ask me.
İyi seyirler. Bana sorarsanız, ironik bir durum var.
Let me ask you a few questions to see if... to be on the same wavelength. It will not take long.
Birkaç kısa sorum olacak.
I've come to ask you, to beg you if necessary, to give me another chance.
Buraya geldim, gerekirse yalvarırım da bana bir şans daha ver.
I would ask if you can take care of my son a little for me.
Benim için oğluma kısa zaman bakabilirmisin.
It's not easy for me to ask this, but I was wondering if you could put in a good word with my boss.
Bu benim hiç kolay değil ama patronumu arayıp referans vermenizi rica ediyorum.
I promise it wouldn't happen again if you ever ask me out again, which you probably wouldn't.
Tabii eğer bir daha çıkmak istersen, ki sanmıyorum isteyeceğini. Ama sen bana her zaman çıkma teklif edebilirsin.
- If everything was all right I wouldn't ask you to meet me for a drink on short notice.
Öyle olmasaydı bir şeyler içmek için böyle apar topar çağırmazdım.
Oh. Well, if you don't believe me, then why don't you just ask him?
Eğer bana inanmıyorsan o zaman gidip ona sorsana.
And I wanted to ask you if you might take a read, give me your notes.
Ben de senden okuyup bana bir kaç not verebilir misin diye rica etmeye geldim. İlham perileri böyle şeyler yapıyorlar mı bilmem ama...
Just ask the doc if you don't believe me.
İnanmazsan doktora sor.
Are you going to ask me again if I changed my mind?
Fikrimi değiştirip değiştirmediğimi mi soracaksın tekrar?
Look, if you want me to ask Kate or Curtis to take a look...
İstersen Kate veya Curtis'den yardım isteyebilirim...
If you're gonna fire anybody, you're gonna come to me first and you're gonna ask me.
Eğer ki birini kovmak istiyorsan, önce gelip bana sormak zorundasın.
If there's something you want to ask me, Tom, go ahead.
Eğer bana sormak istediğin bir şey varsa Tom, sor.
You are to ask him if he wants to have sex with me.
Benimle seks yapmayı isteyip istemeyeceğini soracaksınız.
Now, Sam, let me ask you a question if I may.
Peki, Sam, şimdi de ben sana bir soru sorayım.
I think you might need to ask yourself, Bradshaw, if you're so into this guy, why were you paying so much attention to me?
Şunu kendine sormalısın, Bradshaw. Eğer o çocuğa aşıksan neden beni bu kadar düşünüyorsun?
You know, if you ever have any questions, you can always come to me and ask, right?
Bir sorun olursa her zaman bana sorabilirsin, biliyorsun değil mi?
If you want to see or speak to my daughter, you ask me first.
Kızımı görmek veya konuşmak istersen önce bana soracaksın.
If you were you my friend, you wouldn't ask me this thing.
Dostum olsaydınız eğer, bana bunu sormazdınız.
- Do not resent me, if I ask you for immediate payment!
Gücenmeyin fakat, ücreti almamız gerek. Şimdi!
Let me ask you, I-if I would've told you that there was, like, ten million dollars here at this apartment waiting for you, then would you have come on time?
Söyle sorayım. Eğer sana bu dairede beni bekleyen 10 milyon dolar var deseydim, o zaman vaktinde gelir miydin?
You ask me if I don't miss surprises.
Beklenmedik olayları özleyip özlemediğimi soruyorsun.
Why would you ask me if I'm happy?
Niçin mutlu muyum diye sordun ki?
If you want to ask me out, just do it.
Bana çıkma teklif edeceksen et gitsin.
But can you ask him from me if you can help us today?
Ama bize yardım etmek için ondan izin ister misin?
And if you trusted me to do my job, you would have heard me ask about them.
İşimi yapacağıma güvenseydin, benim de onları soracağımı duyabilirdin.
You know, if you were so worried about me, why didn't you just ask me how I was?
Biliyor musun, benim hakkımda bu kadar endişelendiysen neden sadece bana sormadın?
If yöu ask me one more question, my feelings will touch the ceiling.
Eğer bir soru daha sorarsan, duygularım tavan yapar.
if you want 1750
if you're happy and you know it 31
if you don't mind me asking 146
if you don't mind 1583
if you 535
if you want to talk to me 22
if you can't beat' em 19
if you're hungry 89
if you don't 701
if you don't eat 20
if you're happy and you know it 31
if you don't mind me asking 146
if you don't mind 1583
if you 535
if you want to talk to me 22
if you can't beat' em 19
if you're hungry 89
if you don't 701
if you don't eat 20