English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / If you will

If you will tradutor Turco

34,127 parallel translation
Obersgruppenführer, if you will please get dressed, we must evacuate you immediately.
General, eğer lütfen giyinirseniz sizi hemen tahliye etmeliyiz.
Now, if you will excuse me.
Şimdi bana müsaade edersen.
When we consume animal foods if you will we're displacing the consumption of those foods that matter.
Bu proteini elde etmek için hayvansal gıdalar tüketirsek asıl önemli gıdaların yerine bunları koymuş oluruz.
if you will is based on the idea that you can't get enough nutrients you don't eat the right diet "make up" for it by taking these dietary supplements.
Yani bunun tanıtımının temeli gıdalardan yeterince besin almadığınız, doğru beslenmediğiniz ve bu besin takviyelerini alarak bunu "telafi edebileceğiniz" fikrine dayanıyor.
If you will please excuse us.
Eğer bize izin verirsen
And please, if you will, see to it that my head is wearing a skull bandana at my funeral.
Ve Iütfen isterseniz, cenazem de kafama kuru kafalı bandana giydirebilirler.
If you will not fight, you will be terminated.
Eğer savaşmazsanız yok edileceksiniz.
If you marry a software engineer or a farmer what will you discuss at dinner?
Bir yazılım mühendisi ile evlenirsen Veya bir çiftçi Akşam yemeğinden ne görüşürsün?
If you keep spending time with the guys from your industry how will you find a nice boy?
Eğer vakit ayırmaya devam edersen Endüstrinizdeki çocuklar ile Nasıl güzel bir çocuk bulacaksın?
If your problem or illness falls in those definitions your prognosis will tell you your diagnosis.
Sorununuz ya da hastalıkınız varsa Bu tanımlara girer Senin prognozun size söyleyecek Teşhisi
If you don't take charge of your own life, then somebody else will!
Seni almak istemezsen Kendi hayatınızın, O zaman başkası yapacak!
If you don't cry wholeheartedly how will you laugh wholeheartedly?
Eğer bütünüyle ağlamıyorsan Nasıl içtenlikle gülüyorsun? Sorun değil.
- You'd die. I will die if you don't find that shirt.
Eğer o tişörtü bulmazsan öleceğim.
If you ever see your wife alive again, it will almost certainly be because we found her.
Karınızı bir daha canlı görürseniz bu, onu biz bulduğumuz için gerçekleşecektir.
Uh, if you attempt to escape, or if the droids are deactivated, your friends will die.
Eğer kaçmaya çalışırsan ya da droidler kapanırsa arkadaşların ölür.
Two tires means if you take one out, with say, some netting weighed down by wrenches, the murdering drug dealer you're chasing will suddenly be flying, and not riding.
İki tekerden birini devreden çıkartırsan, mesela, anahtarlar ile ağırlaştırılmış bir ağ ile, kovaladığınız katil, uyuşturucu patronu aniden sürmek yerine, uçmaya başlar.
If you don't act out a bicoastal breast plumbing procedure, the sick person will become not alive.
Bikostal göğüs boşluğu şişirme prosedürünü başlatmazsan hasta kısa sürede ölecek.
If you listen to your instincts, you will do the right thing.
İçindeki sesi dinlersen, doğru olanı yapacaksın.
Well, General, one day, if you become president, you can make that call. But as long as I am and one of our own is unaccounted for, we do nothing that will jeopardize their safety any further. I agreed to 12 hours.
Bakın general, eğer bir gün başkan olursanız bu kararı verebilirsiniz ama başkan ben olduğum sürece ve bizden biri açıklamadığı sürece güvenliklerini daha fazla tehlikeye atacak hiçbir şey yapmıyoruz.
If you give him a chance, I think you will, too.
Ona bir şans verirseniz siz de öyle olduğunu göreceksiniz.
He will die if you do not help him.
Eğer ona yardım etmezsen ölecek.
If I leave you here, Alex will never forgive me.
Seni burada bırakırsam Alex beni asla affetmez.
Kara, if you die here, there will be no one to forgive.
Kara, burada ölürsen affedeceği kimse olmaz zaten.
If you have been cursed by the crooked man, he will kill you eventually, no matter what.
Eğri adam tarafından lanetlerseniz, Seni eninde sonunda öldürür ne olursa olsun.
Mr. Ayers, we will shoot you down if you do not return immediately.
Bay Ayers, derhal dönmezseniz sizi düşüreceğiz.
Well, if a call made your night, then what I have planned for you will make your whole month.
Eğer geceni şenlendirdiysem senin için planladığım şey ayını şenlendirecek.
That being said, if you have broken any major laws, we will be turning you in... especially if there's a reward.
Bu demek oluyor ki bir yasayı çiğnediysen, seni ele vereceğiz özellikle de bir ödül varsa.
And if you stay, they will eat you, too.
Eğer kalırsan, seni de yiyecekler.
Helen may know what is going on, and if you run, Smith will find you.
Helen neler olduğunu biliyor olabilir, ve eğer kaçarsan, Smith seni bulur.
If it fails, you're Carter, and Congress will hold you accountable.
Başaramazsa Carter gibi olursunuz. Kongre bundan sizi sorumlu tutar.
If you want to be a part of this kid's life, I will make sure that there is space for that to happen.
Bu çocuğun hayatının bir parçası olmak istiyorsan, her zaman sana da yer var.
If history's any indication, your country will throw you under the bus in a heartbeat to save face.
Tarih bir şey ifade ediyorsa, ülkeniz kendini kurtarmak için sizi anında satar.
If you need anything, I will always find you.
Eğer bir şeye ihtiyacın olursa, seni her zaman bulacağım.
If you see my face, there will be a target on your back.
Eğer yüzümü görürsen sen de hedef haline geleceksin.
Your cop friend will understand it, even if you don't.
Sen anlamasan bile polis arkadaşın bunu anlayacaktır.
'Cause if you're trying to be a vegan, I could show you some shit, some, like, videos online that will make you a vegan.
Eger öyleyse sana vegan olmani saglayacak videolar gösterebilirim.
that you're going to be bringing into your life. [Michal] Eating healthy will not do you much good if you can't afford it. Or if it leaves a big hole in your pocket.
Sağlıklı beslenmek için ekonomik gücünüz yeterli değilse bunun size pek faydası olmaz.
There's no point in killing anyone,'cause that's just more shit you'll do time for, and believe me, if we don't settle this today, you will do time.
Kimseyi öldürmenin bir manası yok. Eğer yaparsan her şeyi bok edersin. İnan bana, bu işi bugün halledemezsek de zaman içinde hallederiz.
If we can't be honest with you, who will?
Biz de sana karşı dürüst olamayacaksak kim olacak?
So if any of you have anything else you'd like to say to my husband, I will drag you outside and we will handle this L.A. style.
O yüzden kocam hakkında söyleyecek herhangi bir şeyiniz varsa sizi dışarıya sürüklerim ve bunu L.A. tarzıyla hallederiz.
If we do this... If we work together... I promise you we will be stronger and better than ever.
Bunu yaparsak, iş birliği yaparsak söz veriyorum her zamankinden daha güçlü ve iyi olacağız.
If you need assistance, guards will be stationed outside the interview room.
Yardıma ihtiyacınız olursa kapıda asker var. Yemek vakti.
So, if you pick up your hand and that is your intel on Kirk, then on the life of my daughter, you have my word that my intel on you will be destroyed.
Elini kaldırırsan ve o gerçekten de Kirk'le ilgili istihbaratsa kızımın hayatı üzerine yemin ediyorum ki elimdeki tüm verileri yok edeceğim.
If you don't, national security will be compromised.
- Yapmazsan da ulusal güvenlik ifşa olur.
Only that if you do not arrive for the exchange by sundown, they will both be terminated.
Gün batımına kadar değişim yerine gelmezsen eğer ikisi de yok edilecekler.
Hey, guys, if I win, I just want you to know there will be some things that come out about me.
Çocuklar... Eğer kazanırsam bilmenizi isterim ki hakkımda bazı şeyler ortaya çıkabilir.
If you do start to turn, I will drive a stake through your heart personally, because we're pals.
Dönüşmeye başlarsan, kalbine kazığı şahsen saplayacağım çünkü biz dostuz.
If you ever need a break, the owner of the train store will let you leave him there while you get a coffee.
Ara vermen gerekirse tren dükkanının sahibi kahve içerken onu orada bırakmana bir şey demez.
I have a feeling if you don't come with me... I will never see you again.
İçimden bir ses diyor ki eğer benimle gelmezsen seni bir daha hiç görmeyeceğim.
If you post it, Hermie, they will come, baby.
Gönderi atarsan Hermie, geleceklerdir bebeğim.
If I can find him, will you help me just sort this whole thing out, help him get on his feet?
Onu bulabilirsem, düzenini kurmasıyla uğraşırken bana yardım edecek misin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]