In my dream tradutor Turco
1,125 parallel translation
In my dream, Mike said he and Bob lived above a convenience store.
Rüyamda Mike dedi ki, Bob'la birlikte bir bakkalın üstünde yaşıyorlarmış.
In my dream, Sarah Palmer has a vision of her daughter's killer.
Rüyamda, Sarah Palmer kızının katilini görüyor.
No... because I'm still seeing things... the way I did in my dream.
Çünkü hala rüyalarımdaki gibi şeyler görüyorum.
Just like in my dream.
Tıpkı rüyamdaki gibi.
What are you doin in my dream?
Benim rüyamda ne yapıyorsun?
That's what the voice said in my dream.
Rüyamdaki ses de bunu söylemişti.
I saw it in my dream.
Onu rüyamda gördüm.
I hadn't even known about the doll until it appeared in my dream.
Rüyalarıma girene dek bebek hakkında hiçbir şey bilmiyordum.
I found the same doll I saw in my dream.
Rüyalarımda gördüğüm bebeğin aynısını buldum.
I thought it might appear in my dream again, if I put it back in storage.
Sandımki... Eğer tekrar rafa kaldırırsam rüyalarıma girebilir.
In my dream, y'know, the movie dream? There was a place on the Bering Sea.
Rüyamda, Bering Denizi'nde bir yer vardı.
After the storm, I couldn't say life was beautiful, but all I kept hoping for was the Eskimo boy in my dream to run out of one of these doors and hug me.
Fırtınadan sonra hayatın güzel olduğunu söyleyemedim, ama umut ettiğim tek şey, rüyamdaki Eskimo çocuğun kapılardan birinden kaçıp bana sarılmasıydı.
- As I said before, these are all images I experienced in my dream program.
- Öncede söylediğim gibi, Bütün bu şekiller rüya programımda tecrübe edildi.
Because you know and I know that in my dream, my dead father came.
Çünkü sende bende biliyoruz düşümde, ölmüş babam geldi.
You came to me in my dream, you and the wolf.
Rüyamda seni gördüm, seni ve kurdu.
I was in bed but there wasn't another person in my dream.
Tam olarak değil. Yataktaydım ama başka kimse yoktu.
Why are you in my dream?
Rüyamda ne işin var?
I freak out in my dream.
Senin rüyanda paniğim, kendi rüyamda paniğim...
So in my dream, I remember that.
Rüyamda, böyle olduğunu hatırladım.
In my dream, you and I were together
sen ve ben birlikteydik
You were in my dream just now.
Şimdi rüyamda seni gördüm.
In my dream.
Rüyamda.
I've seen him in my dream.
- Bana ise rüyamda göründü.
- my brother - wake from a bad dream leave in a hurry...
- Erkek kardeşim - Kabustan uyanmak gibi.
You know, every night here in Sicily I dream about my wife and my children and how I lost them.
Biliyor musun, her gece burada, Sicilya'da karımı ve çocuklarımı düşünüyorum ve onları nasıl kaybettiğimi de.
WOE IS ME MY LIFE HAS BEEN BUT A DREAM he was in love with the woman I'd met at the paper, by chance.
KEDER BENIM HAYATIM RUYADAN IBARETTI sans eseri tan \'fdstigim bir kadina asik oldugundan bahsetmeyi de unuttu.
I hope so, because nothing is gonna stand in the way of my dream.
Umarım anlıyordur. ... çünkü hayalimin yoluna hiç kimse çıkamaz.
? Without a dream in my heart?
Yüreğimde bir hayal olmadan?
I have never consummated an erotic dream in my life.
Şu vakte kadar erotik bir rüyanın sonunu getiremedim
That little ping coming in from outside my dream.
Rüyamdan gelmiyor.
Yes, and I could sing in New York, my lifelong dream.
Evet ben de New York'da katılırım. En büyük rüyam.
It seems now that my dream of opening a school in the village will remain a dream.
Ben asla babam gibi olamayacağım köydeki insanları eğitmek, bir rüya olarak kalacak.
Here I am on my dream vacation stuck in an alley, freezing cold, starving and married to you.
İşte rüyalarımın tatili. Bir arka sokakta sıkıştım, donuyorum, açlıktan ölüyorum ve seninle evliyim.
Great. Much better than my dream of dying in the saddle.
Harika.Başkanlığım sırasında ölme hayalimden çok daha iyi.
You're standing in the way of my boyhood dream... of managing a beautiful country singer!
Gençlik hayalim olan güzel bir country şarkıcısına menajerlik yapma olayında yolumun üstünde duruyorsun!
Then I could follow my dream- - living in the woods and keeping a journal of my thoughts.
O zaman ben de hayallerimin peşine düşebilirim- - ormanda yaşamak ve fikirlerimin günlüğünü tutmak.
The minute I saw the revolver in the barn, I started getting nervous, because I realized it was the revolver from my dream.
Ahırdaki tabancayı gördüğüm an sinirlenmeye başladım, çünkü onun rüyalarımdaki tabancanın tamamen aynısı olduğunu fark ettim.
The only thing you have in common is your hair, your long, beautiful hair, which I still dream of running my fingers through.
[egoyan] : bugün tuhaf bir şey oldu.
# # Without A Dream In My Heart # #
# # Kalbimde bir düş olmadan # #
And in my heart of hearts, I still track the remnants of that dream, wherever I go, in my never-ending ride into the setting sun.
Ve kalbimin derinliklerinde ben güneşin battığı yere yaptığım bu sonu olmayan yolculukta nereye gidersem gideyim hala bu çocukluk hayalimden arda kalanların izlerini sürüyorum.
I have learned in my study of dream analysis that people who appear in a dream can represent aspects of the person dreaming.
Geçenlerde rüya analizi çalışmamda öğrendim ki ; bir rüyada yeralan insanlar, bazen rüya gören kişinin farklı açılarını temsil edebilir.
If I were to interpret my own appearance in this dream,
Bu rüyadaki kendimi görüntümü yorumlarsam,
I'll fulfill a dream that I had in the corner of my heart for years.
Senelerdir içimde sakladığım bir hayalimi gerçekleştirebileceğim artık.
My dream in life is to find a man that loves me.
Hayattaki tek hayalim beni seven bir adam bulmaktı.
In fact, if I was going to name my All-Bundy dream team, every guy on it would have to know how to party in the end zone.
Aslında, eğer Al Bundy rüya takımını oluştursam takımdaki herkes golü atınca nasıl sevinileceğini bilmek zorunda olurdu.
- In my country they speak of a man so virile, so potent that to spend a night with such a man is to enter a world of sensual delights most women dare not dream of.
- Ülkemde derler ki erkeksi ve kuvvetli erkekle bir gece geçirmek çoğu kadının düşlemeye cesaret edemeyeceği bedensel zevk dünyasına girmektir.
You see, I have a dream... a dream that one day all people- - human, Jem'Hadar, Ferengi, Cardassians- - will stand together in peace... around my dabo tables.
Anlayacağınız, bir hayalim var. Bir gün, insan, Jem'Hadar, Ferengi, Kardasyalı, tüm halkların, benim dabo masalarımın etrafında barış içinde bir arada durdukları bir hayal.
My dream, perhaps unattainable, is to create a perfume that will concentrate all perfumes in one.
Belki de ulaşılmaz olan hayalim,... tüm aromaları içeren bir aroma yaratmaktır.
Ma, you remember the dream I wrote about in my diary? That face I imagined holding in my hands?
Anne, günlüğüme yazdığım düşümü hatırlıyorsun değil mi?
It's been my dream to have it in a bar with peanut shells on the floor.
Hep yerleri fıstık kabuklarıyla kaplı bir barda evlenmeyi hayal ettim.
In all my time in HarshHurst, I'd not been able to remember a single solitary dream.
HarshHurst'daki tüm vaktimde bile bu, tek kasvetli rüyayı hatırlayamamıştım.
in my dreams 78
in my opinion 572
in my heart 96
in my room 109
in my country 72
in my bed 49
in my mind 161
in my view 52
in my experience 382
in my world 69
in my opinion 572
in my heart 96
in my room 109
in my country 72
in my bed 49
in my mind 161
in my view 52
in my experience 382
in my world 69
in my defense 150
in my house 118
in my case 131
in my day 121
in my hand 30
in my head 141
in my family 33
in my eyes 40
in my own way 47
in my book 75
in my house 118
in my case 131
in my day 121
in my hand 30
in my head 141
in my family 33
in my eyes 40
in my own way 47
in my book 75
in my home 30
in my life 110
in my pocket 58
in my apartment 37
in my office 200
in my car 54
in my professional opinion 37
in my 68
in my hands 18
in my time 45
in my life 110
in my pocket 58
in my apartment 37
in my office 200
in my car 54
in my professional opinion 37
in my 68
in my hands 18
in my time 45