It could be you tradutor Turco
4,545 parallel translation
It could be you going out a window. Or worse.
Pencereden uçacak sonraki kişi sen olabilirsin.
I said that it could not be you.
Senin olamayacağını söylemiştim.
Could it be something from when you were together?
Siz birlikteyken yaşanan bir olayla ilgili olabilir mi?
We could fight this, but if you give her Peaches... it will all be over.
Bu konuyla uğraşabiliriz, ama Amy'ye Peaches'i verirsen her şey sona erecek.
You know, I always blame my ex-husbands on the failure of my marriages, but could it be that... I had something to do with it?
Evliliklerimdeki başarısızlığı hep eski kocalarımdan bilirim, ama acaba benimle de bir ilgisi olabilir mi?
And like you said, it could be Baek Sung-chul.
Ya da söylediğiniz gibi Baek Sung Chul de olabilir.
You could be standing right in front of it, not knowing it's there, without my help.
Yanıbaşında dursan bile benim yardımım olmadan fark etmen imkansız.
- It could be if you'd let it.
- Zorlamasan olur.
I could tell ya. But, you see, I got this thing where it's hard for me to be straight with people pointing swords at me.
Söylerdim, ama bir sorunum var... suratıma kılıç uzatan kişilere bir şey... anlatamıyorum.
Or could it be that you wanted to confront him?
Belki de onunla yüzleşmek istedin.
I think it is safe to assume that we could be, and you should behave accordingly.
Tehlikede olabileceğimizi varsayıp ona göre davranmak en iyisi olur.
I could tell where you were going with that, and it was gonna be beautiful.
Söyleyebilirim ki, konuşmanın gidişatı güzel olacağını gösteriyordu.
So, yes, girls will be in it, and I was hoping the three of you could spare me the agony of open auditions by signing up.
Yani evet kızlar da olacak ve üçünüzün gruba katılarak beni seçme işkencesinden kurtaracağınızı umuyorum.
If you accept it, no one will be expelled, they will get suspended punishments and this will be especially beneficial to Tadej and Luka, who were involved in a fight and for whom insubordination could mean expulsion.
Bunu kabul ederseniz, kimse kovulmayacak, cezalar askıya alınacak ve kavga edip otoriteye itaatsizlik sebebiyle kovulması gereken Tadej ve Luka için kıyak yapılmış olacak.
You know, if I had never tried to be a real artist, I could still pretend that someday it might happen.
Hiç gerçek bir ressam olmayı denemeseydim belki bir gün olabilirim diye ümitlenirdim hep.
But if she's off the grid, it could also be for reasons that have nothing to do with you.
Fakat ortadan kayboluş olması, seninle hiç ilgisi olmayan nedenlerden ötürü olabilir.
It's great, it-it's just that, you know... one of the reasons why we took this job was so we could be, you know, near Charlie, watch him play his games.
Harika. Ama sen de biliyorsun ki bu işi kabul etmemin sebebi bu işi iyi yapıyor olmamdı. Charlie'ye yakın olup, onun oyununu seyretmek istiyorum.
If what you're thinking is true, could it be treated?
Düşündüğünüz şey doğruysa tedavi edilebilir mi?
- It'd be nice if you could say that.
Yani sen de söyleyebilseydin...
And instead of bashing me, it would be great if you could support me every once in a while.
Ve başımın etini yiyeceğine arada bir bana destek olsan iyi olurdu.
I want to do something special, and I was hoping you guys could be a part of it.
Özel bir şey yapmak istiyorum ve siz de yardımcı olursunuz diye umuyordum.
You know, call it fate, but my screensaver has a picture of a beach on it that could very easily be Hawaii.
Kader diyebilirsin fakat ekran koruyucumda Hawaii olması çok muhtemel olan bir sahilin fotoğrafı bulunuyor.
When after your first date, which was a date, he texts you and says he's not gonna be able to make it, but you could stop by his place after midnight.
Zaman sonra ilk buluşmanız, bir tarih olan, o size mesaj atmış ve demiş ki bunu yapmak mümkün olacak değil ama sen yapabilirsin onun yerine uğra gece yarısından sonra.
Wait. Sorry, if you could all be quiet, I'm just trying to breathe it in.
- Pardon, sessiz olursanız şu an iyice dinlemeye çalışıyorum.
No, it could just as easily be either one of you two. I don't think so.
- Hayır, rahatlıkla ikinizden biri de olabilir.
This isn't just you and me anymore, this is Gabe, and it could be Tess and JT, too, so I don't care if you have to get down on your knees and beg for forgiveness,
Mesele artık sadece sen ve ben değiliz Gabe ve Tess ile JT de dahil olabilir.
If you could invent one thing to make your everyday life easier, what would it be?
Eğer, hayatı her gün kolaylaştırmak için bir şey icat edebilseydiniz, bu ne olurdu?
You know, in my office, if one of my co-workers was shouting at me so loudly that you could hear him all the way down the hall, it would be more than just a difference of opinion.
Benim ofisimde, beraber çalıştığımız kişilerden birisi bana koridorun sonunda duyulacak kadar yüksek sesle bağırsa bu sadece görüş farklılığından daha abartılı bir durum olurdu.
I know the two of you had what could only be described as puppy love, but that's the past, and it's forgotten.
Biliyorum ikiniz bir nevi çocukluk aşkı yaşadınız, fakat bu geçmişteydi, ve unutuldu.
You really think it could be that serious?
Cidden bu kadar ciddi olabileceğini mi düşünüyorsun?
You know, after they reach a certain age, you worry that it could be the thing that sends them over the edge, and she's been on the edge for a long time.
Belli bir yaştan sonra bir şey olursa ölümün eşiğine gelirler diye korkuyor insan. O da çok uzun zamandır o eşikte zaten.
Could you be able to stay here? Untill it's dark?
Hava kararana kadar burada kalabilir misin?
It could be because you said yes to marrying Zack, but every time Leonard's proposed, he's gotten a resounding no.
Zack ile evlenmeye evet deyip, Leonard sana her evlenme teklif ettiğinde yankı yapan bir hayır cevabı aldığı için olabilir.
Yeah, it does seem, looking at these spending patterns, that this could be you.
Evet, şuradaki harcamalara bakılırsa, bu sen olabilirsin.
It happened because I could never be with you.
Öyle oldu ; çünkü hep seninle değildim.
Well, even if you could, even if you could fill it with all my memories, it still wouldn't be me.
Yapsan bile, bütün bildiklerimi ona aktarsan bile, yine de ben olmam.
However, you proved to be quite useful, saving him from those misguided privacy terrorists and arranging it so I could meet your employer, who I've heard so much about.
Ama çok yararlı oldunuz, onu teröristlerin elinden kurtardınız ve hakkında çok şey duyduğum patronunuzla tanışmama imkan sağladınız.
Like, if the truth was that we could hide, it's not like he'd be sharing that information with us, you know?
Eğer saklanabileceğimiz gerçeği varsa bu bilgiyi bizimle paylaşmak istemezdi, değil mi?
You know... it could be developed in-into a very satisfying project for people of all ages.
Her yaştan insanları tatmin edebilecek bir projeye dönüştürülebilir.
It doesn't deteriorate. Used to be you could pay your rent in pepper...
Önceden kiralar, biber ile ödenebiliyordu.
I took this job because I heard you were a hard-ass boss who would push me to be the best that I could be, and you're treating me like some kind of princess, and it's bullshit!
Bu işi aldım çünkü, sizin zor bir patron olduğunuzu.. .. ve beni olabileceğim, en iyisi olmaya iteceğinizi düşündüm. Ama siz bana prenses gibi davranıyorsunuz.
What we've said, if you want to think of it in those terms, you could say, well, if these specs had this little laser that did what this one does, then it could be real.
Eğer o şekilde düşünürseniz,... dedik ki bu gözlüklerde küçük lazerler olsa buradakiler gibi, gerçek olabilirdi.
Our best theory of the nature of Time is Einstein's Theory of Relativity, and that says it could be possible to travel back in time, provided you don't change things and make them turn out any differently.
Zamanın doğasıyla ilgili elimizdeki en iyi teori,... Einstein'ın izafiyet teorisi,... bu teori de diyor ki geçmişe yolculuk hiçbir şey değiştirmediğinizde,... mümkün olabilir.
"It'd be great if we could clone you." And I always think, yeah?
- Sen de benimle aynı şeyi mi düşünüyorsun? - Kaçınılmaz bir şekilde.
Of course, if you killed Rada, then waited an hour before calling Silas, it could be because you wanted the potassium in her blood to build up.
Tabii ki, Rada'yı öldürüp Silas'ı aramadan 1 saat beklediysen potasyumun kana iyice yerleşmesi için beklemiş olabilirsin.
It could be something that might be hard for you to understand, Mom.
Bu kolayca anlayamayacağın bir şey olabilir.
Next time, I'll make sure it'll be a method that you could understand. I'll work harder.
Anlayabileceğin bir yöntem kullanmak için daha çok çabalayacağım.
Consider the possibility, just consider it... that you could be here with us, with me, in a place that I love, a place where I work... and enjoy yourself.
Şu olasılığı düşün, sadece düşün burada bizimle, benimle olabileceğini benim sevdiğim bir yerde, çalıştığım bir yerde keyfine bak.
We wanted you to learn what it meant to be human first so that one day, when the time was right, you could be the bridge between two peoples.
İlk önce insan olmak ne demek onu öğrenmeni istedik böylece bir gün, doğru zamanda, iki ırk arasında köprü olabilirsin.
Shrew, perhaps. Or, you know what, actually, it could be vole.
Veya tarla faresi postu.
Yeah. If you could do it, what would it be?
Nasıl bir aksandı, yapabilir misin?
it could kill you 25
it couldn't be helped 24
it could be worse 106
it could work 74
it couldn't be 61
it could have been worse 50
it could happen 61
it could go either way 16
it could be 318
it couldn't 27
it couldn't be helped 24
it could be worse 106
it could work 74
it couldn't be 61
it could have been worse 50
it could happen 61
it could go either way 16
it could be 318
it couldn't 27