It should tradutor Turco
42,040 parallel translation
Everything as it should be?
- Her şey yolunda mı?
It should be clear by now that whatever it is that you and your friends think you want from me, I am not it.
Şimdiye bariz olmalı sen ve arkadaşların benden ne umuyorsanız adamınız ben değilim.
Every kiss felt like half of what it should be.
Öpüşmeler olması gerektiği gibi hissettirmiyorlardı.
♪ Well... ♪ Let's go from the top again, just'cause I want your tongue to be three times the size it should be.
Baştan alalım çünkü dilinin olması gerekenden üç kat daha büyük olmasını istiyorum.
Do you know what that's like, to drive all this way and have it not be what it should be?
Tüm bu yolu aşmak ve burayı olması gerektiği gibi bulamamak nasıl biliyor musun?
According to my manual, it should spark right up.
El kitabıma göre, şimdiye kadar alevlenmiş olmalıydı.
It should be in the long run.
Uzun masa olması lazım.
It should be an easy fix.
Kolay bir düzeltme olmalı.
It should only be a moment, I'm sure.
Eminim bir dakikan olmalı.
Something's funnier than it should be, right?
Olması gereken bir şey daha komik, değil mi?
It should've been mine.
O benim olmalıydı.
Oh..., that is sensetive you have hit the wall it shouldn`t be this hard, should it?
Oh..., çok kötü hassas Duvara çarptın Bu kadar zor olmamalı aaaaa!
It should be okay.
Bir şey olmaz.
You cannot fault it for not behaving as you believe it should.
Sana inandığın gibi davranmadığı için onu suçlayamazsın.
She really should appreciate it more.
Aslında daha çok minnettar olması gerek.
You really should take it easy.
Ağırdan alman lazım.
Did it strike you as absurd that someone with just a high school education should have that kind of money?
Sana saçma gibi mi geldi Sadece lise eğitimine sahip birinin Bu kadar paraya sahip olmalı mıyız?
Maybe you should unbutton it one more.
- Bu güzel bir gömlek. Bir düğme daha açmalısın.
Should it be making that noise?
Uçağın çıkardığı sesler normal mi?
We should probably stop staring before it gets creepy, though.
Kıza dik dik bakmamak lazım. Yoksa sapık gibi görüneceğiz.
Oh, it damn well should.
Oh, çok iyi olmalı.
Mom, you should have seen it.
Anne, görmeliydin.
Yeah. Should I pull it?
Çekeyim mi?
We should be able to drop you off close enough that you can make it to Bogota without too much trouble.
Seni yeterince yakından bırakmalıyız Yapabildiğiniz Olmadan Bogota'ya getir cok fazla sorun.
It seems only right I should help you find her.
Onu bulmana yardım etmem doğru olacak gibi duruyor.
- It's not me you should be stopping.
- Durdurman gereken kişi ben değilim.
Hell, I should have put it together.
Kahretsin, buna hazırlıklı olmalıydım.
We should be having our pie and eating it.
Pastamızı alıp yiyebiliyor olmalıyız.
It's called diverticulitis, and the doctor says I should probably have a section of my colon removed.
Rahatsızlığımın adı ; divertikülit. Doktorlar bağırsağımın bir kısmını almaktan yana.
I should shave it off at the first opportunity.
İlk fırsatta tıraş olmalıyım.
Well, I should leave you to it.
Seni bırakmam lazım.
- Why the hell should we give it to'em?
- Neden yardım edelim ki? - Evet.
Should we get back to it, then?
O zaman işimize dönelim mi?
- Okay, should we do it?
- Tamam, bunu yapmalımıyız?
You know, if you feel up to it, maybe later you should go to Lucy.
Eğer yapabilecek gibiysen belki de Lucy'i görmelisin.
You should try it.
Bir denemelisin.
You should have legal look into it first.
Önce yasal olarak incelemelisin.
Kathryn, it's very, very nice of you, but we really should go.
- Katryn çok naziksin ama gitmemiz gerek. - Logan.
You should take a moment and feel it.
Biraz kendine zaman ayır ve bunu hisset.
Should hold it.
Bu iş görür.
Maybe you should get used to it.
Yani buna alışsan iyi edersin.
Okay, there are roots traveling there. You should blow it up.
İri parçayı ince sarmaşıklar tutuyor.
What matters, what we should be asking ourselves is what do we do about it?
Asıl önemli olan kendimize ne yapacağımızı sormamız.
I should have brought it.
Getirmem gerekirdi.
"You ever looked into a hurricane and decide..." '... maybe I should fly straight through it? '
Hiç, fırtınaya bakıp da'Belki de doğruca içinden geçmeliyim'dediğin oldu mu?
And just because we can, does it mean we should?
Ve yapabildiğimiz için yapmamız gerektiği anlamına mı geliyor?
- You should answer it.
- Açsan iyi olur.
We should bag that up, sell it.
Bunu paketleyip satabiliriz.
I keep wondering if we should have seen it coming.
Acaba bunun olacağını görmemiz mümkün müydü?
I should have done it sooner.
Daha önce yapmalıydım.
Though I should mention that it is possible for any given text alert
Her mesaj sesinin rastgele olarak birine bağlı olmasının mümkün olduğundan...