Just do your best tradutor Turco
160 parallel translation
- Just do your best, dear.
- Elinden geleni yap, tatlım.
Just do your best.
Elinden geleni yap.
Just do your best.
Sadece elinden geleni yap.
Just do your best.
Sadece elinizden geleni yapın.
- Just do your best, son.
- Sadece elinden gelenin en iyisini yap, evlat.
- J-Just do your best.
Elinden geleni yap.
Just do your best and lose the attitude.
Sen elinden geleni yap ve bana tavır yapma.
- lt doesn ´ t matter, just do your best!
- Önemli değil, elinizden geleni yapın işte!
Angels east, angels west, north and south, just do your best to guard her and watch her while she rests.
Doğunun melekleri, batının melekleri, kuzey ve güney, yapın iyilikleri uyurken onu korumak, onu izlemek için.
Angels east, angels west north and south, just do your best to guard her and watch her while she rests.
Doğunun melekleri, batının melekleri kuzey ve güney, yapın iyilikleri Onu korumak için, izlemek için dinlenirken....
Toom, don't mind them, just do your best.
Toom, hiçbir şeyi kafana takma sadece dövüş!
just do your best and save the mayor.
Haklıyım değil mi? Muhteşem! Bu fevkalade!
Just do your best.
Elinizden geleni yapın yeter.
No, just do your best.
Hayır. Sadece elinden gelenin en iyisini yap.
Just do your best.
Elinden gelenin en iyisini yap.
- Just do your best. - [straining]
Daha iyisini yapabilirsin.
Just do your best to have a good time and everything is going to work itself out.
Sadece iyi vakit geçirmek için elinden geleni yap ve her şey yoluna girecek.
JUST DO YOUR BEST.
Sadece yapabildiğinizin en iyisini yapın.
Just do your best.
Elinizden geleni yapın.
You just do your best.
Sen elinden geleni yap.
Just do your best for your given role.
Rolünü en iyi şekilde oyna.
The word I get is that maybe the best thing for everybody to do unless you have a tent or some place specific to go to just carve yourself out a piece of territory say goodnight to your neighbor...
Söylemek istediğim, belki herkesten yapmasını istediğim, sığındığın bir çadır ya da başka birşeyin içinde olsan da, şahsiyet çemberinin dışına çıkıp, komşuna iyi geceler de.
Yeah... but you just have to do your best.
Evet... ama elinden geleni yapmalısın.
Why don't you just act like you do with a pair of dice in your hand, like you're the best there is.
Elinde bir çift zar varken yaptığını yap, en iyisiymişsin gibi.
I just feel bad about grounding you and everything and making you study. I just want you to do your best.
Sana ev hapsi verdiğim ve ders çalışmanı istediğim için kendimi suçlu hissediyorum.
Well, I was just wondering where you do your best considering.
En iyi düşünüp taşındığın yerin neresi olduğunu merak ediyorum.
- Just do your best.
Elinden geleni yap.
You'll just about do when you're at your best.
Yalnızca sen iyi olduğun zaman çıkıyoruz.
You know, honey, I think the best thing I could do foryou right now... is to just giveyou your own space.
Biliyorsun, canım, sanırım senin için şu an yapabileceğim en iyi şey... sana kendi alanını vermek.
All we have to do is convince your daughter that she, the Academy, the army and the cause of equality would be best served if she just forgot about the whole thing.
Yapmamız gereken tek şey - - Kızını bu olayı unutması için ikna etmek. Kendisi, akademi, ordu ve de eşitliği korumak için en iyisi bu.
You've just got to do your best.
Sadece elinden gelenin en iyisini yap.
You don't know what just happened so maybe the best thing for you to do is just mind your own damn business.
İçeride ne olduğunu bilmiyorsun. Bu durumda belki de en iyisi kendi kahrolası işine bakman.
You can take yourself and just go out there and do your best.
Oraya gidip elinizden gelenin en iyisini yaparsınız.
Just say you'll do your best to serve Sun-jee from now on. C'mon say it!
Tek söyleyeceğin bundan itibaren Sun-jee'nin kölesi olduğun.Hadi söyle!
So I just feel like the best thing for you to do is just to be around your family.
Bu yüzden şu anda yapabileceğin en iyi şeyin ailenin yanında bulunmak olduğunu düşünüyorum.
The best thing you can do is just tell them something about your life.
Yapacağın en iyi şey onlara hayatın hakkında bişeyler anlatmak.
Honey, we just want you to do your best, and we know that your best is a lot better than this, okay?
Hayatım biz sadece senin iyiliğini istiyoruz. Ve senin elinden gelenin bundan daha iyi olduğunu biliyoruz, tamam mı?
I think the best thing we can do is just call your sister.
Yapabileceğimiz en iyi şey kardeşini arayıp... buraya çağırmak.
So the best thing you can do is just keep your damn mouth shut.
- Şu anda yapacağın en akıllıca şey çeneni kapamak olacak.
When Burr Connor fired me, he just - the best thing that came out of that experience was, he was like, you gotta tell the truth about your life, and you have to be truthful about your work, and that's all I wanna do is just tell the fucking truth and I -
Burr Connor beni kovduğu zaman, o sadece bu deneyimden elimde kalan en iyi şey, yaşamınla ilgili gerçeği söylemen gerektiğini öğrenmekti, ve yaptığın işle ilgili dürüst olmayı, tüm istediğim sadece gerçeği söylemek ve...
Just go up there and do your best.
Sen elinden geleni yap.
It's just the best feeling in the whole world,'cause someone else cleaned up your mess, all you had to do was walk away.
Dünyadaki en güzel duygudur çünkü baska birisi senin pisligini temizlemistir ve tek yapman gereken çikip gitmektir.
Look, Clark, I think the best thing you can do... is just stick to your normal routine.
Bak Clark, Sanırım yapabileceğin en iyi şey normal rutin işlerine bağlı kalman.
You said that your problems started when we showed up, so we just figured the best thing to do was to go away.
Biz ortaya çıktığımızda problemlerinin de ortaya çıktığını söyledin. Biz de en iyi şeyin ortadan kaybolmak olduğunu düşündük.
I know Jennifer, your best friend. I just think we should at least ask her, if she'll do that.
Jennifer senin en iyi dostun biliyoruz, istersen ona bunu sorabiliriz
Norma, honey, um, what we'd like to do here is, uh, just get all your stuff... and move you into the very best suite we have.
Norma, yapmak istediğim tüm eşyalarını alıp en iyi süitimize yerleştirmek.
You know, ranger, I think the best thing you can do right now is to go home, take care of your family and just let the people who know what's best for the community do their jobs.
Biliyor musun, bekçi, sanırım şu an yapacağın en iyi şey eve dönüp ailenle ilgilenmek ve toplumla, sorunları en iyi anlayanların ilgilenmesine müsaade etmek.
You do remember that I'm recovering from surgery, don't you? I thought you were just doing your best Mia Farrow in "Broadway Danny Rose" impersonation. No, really?
Ameliyat geçirdiğimi biliyorsun, değil mi?
The best thing you can do is just take your medicine, and we'll all feel better in the morning, ok?
En iyisi al şu hapını da sabaha alayımız iyileşmiş olalım. Tamam mı?
I'm just Eve, your servant here, and I'll do my best to please you.
Ben sadece hizmetçiniz Eve'im.
Believe me, the best thing that you can do for your daughter is just to move on.
İnan bana, kızın için yapabileceğin en iyi şey peşini bırakman
just do it 1237
just do your job 49
just don't 272
just don't move 45
just do it already 31
just don't tell anyone 20
just don't do it 26
just don't worry about it 19
just don't hurt me 25
just don't say anything 31
just do your job 49
just don't 272
just don't move 45
just do it already 31
just don't tell anyone 20
just don't do it 26
just don't worry about it 19
just don't hurt me 25
just don't say anything 31