Your best tradutor Turco
12,287 parallel translation
I only wrote that letter, Ellie, because I'm your best friend and I didn't want you to end it.
Mektubu arkadaşın olduğum ve intihar etmeni istemediğim için yazdım.
Uh, give me your best pick-up line.
Aaa, bana en iyi tavlama repliğini söyleyin.
You tried your best.
Elinden geleni yaptın sen.
Because if it is, getting your side of the story, I might be your best chance of finding help.
Ediyorsa hikâyenizi anlatmak yardım bulmak için en iyi şans olur.
Play your best game... Live it up!
En iyi oyunu oyna...
What's gonna be better than going with your best mate to South America for six months?
En iyi arkadaşın Güney Amerika'da altı ay geçirdiğin gibi?
As your best mate, I'm saying it's not what I want.
Öyleyse şimdi de en yakın arkadaşın olarak sormanı istiyorum
Your best suit? Favorite sweater?
En iyi elbisen?
Which is why I'm your best shot right now.
Bu yüzden elinizdeki en etkili silah benim şu anda.
So it really is in your best interest.
Bu yüzden gerçekten senin çıkarına olacak.
I wanted your best.
- En iyi skorunu görmek istedim.
- Do your best, fatty.
- Elinden geleni yap şişko.
You gotta be on your best behavior.
Çok uslu olman lazım.
I'm your best friend.
Ben en iyi arkadaşınım.
Do your best, we've no choice.
Elinden geleni yap başka seçeneğimiz yok.
It's your best chance.
Bu senin en iyi şansın.
This is your best chance.
En iyi şansın bu.
And I just need you to do your best and answer it, okay?
Ve en iyi cevabı vermeni istiyorum, anlaşıldı mı?
Send your best troops to Scarif.
En iyi askerlerinizi Scarif'e gönderin.
Show what you got, you know, your best catwalk.
Podyumdaki en iyi yürüyüşünü göster.
Sir, I'm your best student.
Efendim, sizin en iyi öğrencinizim.
Your best-est friend's blood is all over my hands.
En iyi arkadaşın kanı benim elimde.
I thought I was your best friend, and, all of a sudden, you treated me like a stalker.
Beni sevdiğini düşündüm, sonra bir anda bana yabancı gibi davrandın.
Coming here was your only option. But it was also your best option.
Buraya gelmek tek ve aynı zamanda en iyi seçeneğinizdi.
You know, every time you remember something, your mind changes it, just a little, until your best and your worst memories,
Ne zaman bir şey hatırlasan beynin bunu biraz da olsa değiştirir. En iyi ve en kötü anılarına kadar.
Your best hunters?
En iyi avcıların.
You and your best friend were dead for three hours and then you came back to life.
Sen ve en iyi arkadaşın, üç saat boyunca ölüydünüz ve sonra sen hayata geri döndün.
Fuck your friends, listen, your best bet is to get up on outta here, go to the ship- -
Dinle, arkadaşlarınızı lanet En iyi bahis, burada Defol kalkmak ship - gitmektir
Then here's your best option :
O halde en iyi seçeneğiniz şu :
Right now I think that's your best move.
Şu anda bunun attığın en iyi adım olduğunu düşünüyorum.
We want this to be the best day of your life.
O gün, hayatının en güzel günü olsun.
Your vanity got the best of you.
Sen de açgözlülük var.
Today, I need your undivided best.
Bugün varınızı yoğunuzu ortaya koymanızı istiyorum.
"You have driven away my business with your preachings... and you have refused me the yew tree, my best source of healing".
"Vaazlarınla işimi çamura batırdın... en güçlü iyileştime kaynağım porsuk ağacını almama da engel oldun."
You'd do best to eat in your room tonight.
Bu gece yemeğini odanda yemen daha iyi olur.
You best get in there give your daddy a rubdown before supper unless you want a whippin
Sen en iyisi git de, akşam yemeğinden önce, ona güzel bir masaj yap yoksa, sopayı yersin.
You best keep your mouth shut, Mama.
Bence, çeneni kapalı tutman, senin için iyi olur, Annecim.
He knows what's best for you, whether your like it or not.
Sizin için en iyisini o bilir, sevseniz de sevmeseniz de.
His best friend begged to be on that boat. Your dad couldn't save him.
En iyi dostu da babanla teknedeydi ama baban onu kurtaramadı.
Your mother and I made certain decisions, together, about what was best for all of you.
Annen ve ben kesin kararlar aldık. Beraber, hepinizin için en iyisinin ne olduğu hakknıda.
Selling the shop is the best thing for your family, and the perfect excuse for me to get out.
Dükkân satmak aileniz için en iyi şey, Ve çıkmam için mükemmel bir bahane.
Nothing but the best for your intellectuals.
Entelektüellerin için en iyisi.
Might be the best fucking day of your life, you know?
Belki de hayatındaki en süper gün olur.
This is Thomas Madison, my best friend, and he's dead now because he also stepped on one of your mines!
Bu, Thomas Madison, en iyi arkadaşımdı ve artık ölü, çünkü mayınlarından birine bastı!
You know, every year, my cook Zephyr Wright - oh, the best damn chicken fried steak you ever put in your mouth - well, every year, she and her husband drive my Packard from Washington back down to the ranch for me.
Biliyorsun, her sene aşçım Zephyr Wright- - Ömründe yiyebileceğin en iyi kızarmış biftek- - Her sene o ve kocası, Packard'ımı benim için
Huh. Clearly explain to me why you walked out on the best job opportunity of your life.
Hayatının en iyi iş fırsatına neden sırt çevirdiğini aydınlanmış bir şekilde açıklasana bana.
I'll do my best to save your life tonight, but first it would help if you would explain your connection to the Ricoletti case.
Bu gece hayatınızı kurtarmak için elimden geleni yapacağım ancak önce Ricoletti davasıyla ilişkinizi açıklasanız yardımcı olurdu. - Ricoletti mi?
She has also persuaded me that the residents of your home will offer the best possible audience for what is likely to prove my farewell and final performance as King Lear.
Ayrıca, ikamet edenlerin ev teklifi yapacaklarına ikna etti. Kral Lear olarak elvedeyim ve nihai performansımızı kanıtlayacak olanın olası en iyi kitleyi.
Make the world a good place on the island, he was going to keep you happy, he... this is the best man for the job, no matter what, if it was between me and your father,
Adadaki hayatını iyi bir hale getirebilecek, Seni mutlu edecek. Bu işin ehli yani, her durumda sağlam ve güvenilir
So why don't you give me your number, and I'll find the best place and call you.
- AVM olur. Numaranızı verin isterseniz. Size en uygun mağazayı bulayım.
So give up whatever best case scenario you walked in here with, take a deep breath, swallow hard, and accept your new reality.
Böylece ne olursa olsun en iyi durum senaryosu vazgeçmek. Eğer, derin bir nefes alın, burada birlikte yürüdü Sert yutmak, ve yeni realiteyi kabul.
your best friend 68
best wishes 40
best 297
bester 33
bestie 22
best friends forever 16
best friend 95
best of luck to you 32
best part 17
best friends 96
best wishes 40
best 297
bester 33
bestie 22
best friends forever 16
best friend 95
best of luck to you 32
best part 17
best friends 96
best man 69
best of luck 134
best i can tell 20
best day of my life 17
best case scenario 44
best two out of three 20
best not 25
best of all 38
best of three 18
best case 40
best of luck 134
best i can tell 20
best day of my life 17
best case scenario 44
best two out of three 20
best not 25
best of all 38
best of three 18
best case 40
best guess 60
best hope for peace 49
best hope for victory 20
bestyrer 18
your phone 169
your honor 7894
your own 34
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
best hope for peace 49
best hope for victory 20
bestyrer 18
your phone 169
your honor 7894
your own 34
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
your ex 322
your name 485
your tea 43
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your name 485
your tea 43
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your highness 1544
your point being 45
your brother 593
your mind 60
your mother is dead 28
your face 246
your heart 112
your call 269
your father called 16
your voice 78
your point being 45
your brother 593
your mind 60
your mother is dead 28
your face 246
your heart 112
your call 269
your father called 16
your voice 78