Little one tradutor Turco
11,358 parallel translation
- The little one?
- Küçük olan mı?
I tore back inside to get this little one.
Ufaklığı almak için hemen içeriye girdim.
The little one, the nine-year-old, life's a little simpler.
Küçük olanı 9 yaşında. Hayat daha basit.
Keep your eye on the little one.
Kısa boyluya iyi bakın.
Is that the little one?
Bu küçük olan mı?
I don't think this little one will let me go.
- Bu ufaklığın beni bırakacağını sanmıyorum.
And if you harmed one single hair on her little brown head, I will- - Whose head?
Küçük kafasındaki saç tellerinden bir tanesine daha zarar verirsen...
Which means there's a father of three in Nebraska who now has a very little chance of receiving one within the next 24 hours.
Bu da Nebraska'da üç çocuk babası olan birinin önümüzdeki 24 saat içinde bir kalp bulma şansının çok az olduğu demek oluyor.
I could just as easily break 7 little bones in your hand with one good squeeze, ok?
Bir hareketimle, kolayca elinin 7 küçük kemiği kırabilirim, tamam mı?
Well, I mean, we know the answer to that one, right? I'm just a little run-down is all.
İkimiz de bir tane cevap olduğunu biliyoruz, değil mi?
But I found it a little odd that every one of them owned toys made here.
Hepsinin de kendi oyuncaklarını burada yapmaları bana garip geldi.
You're gonna owe me a little more than a burger and rice for this one, Joe.
Hamburger ve pilav bana olan borcunu karşılamaz Joe.
One of the pretty little brunettes or your partner Detective Fusco?
Şu güzel esmerlerden biri mi yoksa ortağın Dedektif Fusco mu?
All right. I'll give you one last chance... to think it over, but if I don't get what I want, her pretty little head comes the fuck off!
Bunu baştan düşünmen için sana son bir şans vereceğim, ama eğer istediğimi almazsam bu kızın küçük güzel kafasını kopartırım!
Ok, that one was a little fib.
Tamam, o küçük bir yalandı.
Well, I had hoped we might have one of our little chats, and I thought you might appreciate the change of venue, so I'm allowing you a private tour of my exhibition.
Küçük sohbetlerimizden birisini yapariz diye ummustum. Bulusma yerimizi de degistirirsem hosuna gider diye düsündüm. Kendi sergimde özel bir tura davet ediyorum seni.
I came to offer you a gift, maybe in exchange for one of our little chats of which I'm in particular need, given as my brother doesn't bother to answer my calls, and now my old mate lucien has swanned into town
Sana bir hediye vermeye geldim. Belki de karsiliginda ihtiyacim olan küçük sohbetlerimizden birini yapariz. Zira agabeyim telefonlarimi açma zahmetinde bulunmuyor ve simdi de eski dostum Lucien felaket tellali gibi sehre geldi.
That little fella, the one through the glass, his name is Glen Carter.
- Şu küçük dostumuz gözlükten bakan adam, adı Glen Carter.
We compared every phone number that pinged a cell tower near Grant Park during your little stunt, and all the cell phones in this area. And there was one in common :
Senin ve Grant Park yakınındaki baz istasyonu ile... iletişim sağlayan cep telefonlarını küçük dublörün. eşliğinde karşılaştırdık.... ve tek bir ortak nokta bulduk :
Man, it's just one little picture.
Dostum, bu sadece minik bir fotoğraf.
So, tuck, I see you decided to take a little staycation after all, one that you just didn't invite me to join.
Ee Tuck, bakıyorum sonunda ev tatili yapmaya karar vermişsin. Beni davet etmediğin tatile.
What is the one thing our blessed little town has lacked?
Küçük güzel kasabımızda eksik olan tek şey nedir?
Please, no one's getting any joy out of Han's little stick.
Lütfen, kimsenin Han'ın küçük çubuğundan zevk aldığı yok.
Let's look at some of the earlier fires in the Bridgeport area, see if maybe there was one that took out a family except for one little boy.
Bridgeport civarındaki, daha önceki... yangınlara bir göz atalım. Bir küçük çocuk haricindeki tüm ailenin öldüğü yangın var mı bakalım.
But not that one. Seems a little off.
Bu pek canlı gözükmüyor.
You just forgot one little detail.
Sadece küçük bir detayı unuttunuz.
Or one of these little boys you messing around with in here.
... yada burada oynaştığın küçük oğlanlara.
And maybe talk a little less. One, Three, this is Six, come in.
Bir, Üç, ben Altı, cevap verin.
So one night, we're hanging out and I'm like, I'm gonna go home and go to sleep, but I mean, I'll just try it, so I took one little tiny hit.
Bir gün takılıyoruz ve eve gidip yatacağım ama bir deneyeyim dedim ve bir fırt çektim.
And I remember one time... it was my ninth birthday..., him and my mom had just finished round one of boozing, boning, beating up Jerome, and were deciding to take a little break.
Hatırlıyorum bir seferinde, 9. yaş günümde o ve annem kafayı bulup, düzüşüp, Jerome'u dövmeyi bitirip biraz ara vermek istediler.
I'm making one of these for every senior in my class as a little souvenir of our time together.
Birlikte geçirdiğimiz küçük zamanın bir hatırası olarak sınıfımdaki herkese dağıtacağım.
You tease people all the time with your quick, little digs and your sarcastic comments, and the one time we tease you, you stab my table?
Sen her zaman kıvrak zekanla alay ediyorsun, küçük düşürüyorsun. Seninle bir kez seninle dalga geçtik hemen masamı çatalladın.
If you say a little green guy with a big head tricked you into wrecking this town, then I, for one, believe you.
Madem ki koca kafalı küçük bir adam bu şehri yıkmanız için sizi oyuna getirdi diyorsun. Kendi adıma size inanıyorum.
So I figure we'll start with one of the little fingers and we'll go from there.
Şu küçük parmaklardan başlayıp şuraya doğru ilerlemeyi düşünüyorum.
You find that little bitch, and when you do, you don't stop to chat, you just put one right in her brain.
O küçük fahişeyi bul ve bulduğunda zaman harcamadan kafasına sık.
But if I fix you up a little bit, there will be one less disaster under this roof.
.. eziklerle dolu olduğunu söyledi Ama eğer seni biraz düzeltirsem, bu çatının altında, bir felaket da azalmış olacak.
It might behoove you to recall that everyone here witnessed you actually murder someone, a fact that's one anonymous phone call away from being a juicy little segment on the local news.
Hatırlatmam gerekebilir... Buradaki herkes, senin birini öldürdüğüne tanık oldu. Yerel haberlerde haşlanmaya bir isimsiz telefon ihbarı kadar uzaksın.
But I'm starting to think you have one of those... little toddler dicks.
Senin o yürümeyi yeni öğrenen aleti küçüklerden biri olduğunu düşünmeye başlıyorum.
One little camera on a tripod.
Tripodun üzerinde küçük bi'kamera.
♪ One little hand ♪ Mom? ♪ my great big ♪
Anne?
Think one little bitch from the CIA will pose much of a threat, huh?
Sence CIA'den gelen bir sürtük başımı derde sokabilir mi?
I saw claude's little dress in the corner- - The one with the flowers torn off- - And I knew the answer.
Köşede Claude'nin elbisesi duruyordu üzerinde çiçekler olan... ve ne yapmam gerektiğini anlamıştım.
One day, that little shit is going to be fast asleep, and I'm going to cut his balls off.
Bir gün o serseri derince uykuya daldığında hayalarını kesip atacağım.
Her old one was looking a little tattered.
- Eski tasması yırtık pırtık olmuştu.
I wanted to smack one of them in her smug little face, but I'm pretty sure she was a robot.
Bir tanesinin o ukala suratına geçirmek istedim ama kız robottu sanırım.
This little dude- - he's the one thing in my life that I cannot mess up.
Bu ufaklık hayatımda, elime yüzüme bulaştıramayacağım tek şey.
He's only expecting one of you, and no offense, white boy, but I think that pit bull sitting next to you fits in with this crew a little better.
Sadece birinizi bekliyor, alınma ama sanırım yanında oturan pitbull bu işe biraz daha uygun görünüyor.
No one. These little guys right here, they can be hidden almost anywhere.
kimse buradaki küçük çocuklar varya herhangi bir yerde saklanabilirler.
Big missiles, little missiles - here's the short blowpipe surface-to-air missile with which one soldier can bring an aircraft out of the sky, straight from the shoulder.
Büyük füzeler, küçük füzeler... işte kısa üfleme borusu, bir askerin omzundan fırlatarak gökyüzündeki uçağı yere düşürebileceği yerden havaya füze.
Felix, I finished your matchmaking questionnaire, but some of the questions seemed a little personal, like the one about positions.
Felix, eşleştirme formunu doldurdum. Ama bazı sorular çok kişisel geldi. Mesela pozisyonlarla alakalı olan.
But this one spit up a little sand when I caught him.
Ama şu, onu yakaladığımda biraz kum kustu.
little ones 55
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one more minute 37
one step at a time 173
one moment 967
one more thing 865
one more round 22
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one more minute 37
one step at a time 173
one moment 967
one more thing 865
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33