Mad tradutor Turco
38,736 parallel translation
It drove him mad, he had to be committed.
Bu onu çıldırttı, teslim edilmeliydi.
And Mary's mad at me.
Mary bana kızgın.
Are you mad?
Deli misin?
Have you gone mad?
Delirdin mi?
You've gone mad.
Kızdınız
Kaira's gone mad!
Kaira çıldırdı!
Mad!
Mad!
Oh, what, you mad, Blip?
Ne oldu, sorun mu var Blip?
Look, no one's mad at JJ.
Kimse JJ'e kızgın değil.
But if anyone else got it canceled, we'd be mad at them.
Ama iptal ettiren kişi başkası olsaydı ona kızardık.
We should respect JJ as our equal and be mad at him.
JJ'ye dengimiz gibi saygı duymalıyız, bu yüzden ona kızgın olmalıyız.
She's mad.
O deli.
Then he's gonna ask you to come by when he's supposed to be studying, and then, when his parents get mad about why he got a "D" in Chem...
Sana geleyim mi diye sordu. Ailesi ders çalıştığını zannediyordu. Ama bir baktılar ki Kimya dersinden düşük almış.
But how do you differentiate between unflinching and purely mad? Well, that's your job.
Peki ya korkusuz olmakla tamamen deli olmayı nasıl ayırt edeceğiz?
I get the feeling I'm always gonna be a little mad at you.
Sana her zaman biraz kızgın olacakmışım gibi hissediyorum.
- GINA : Look, I was just mad at him, okay?
- Bak,... sadece ona kızmıştım, tamam mı?
Oh, Leonard's mad at me, so I'm making him lemon bars.
Leonard bana sinirli, o yüzden ona limonlu pasta yapıyorum.
But I'm mad at him, too, so lemon bars it is.
Ama ben de ona sinirliyim, o yüzden limonlu pasta.
Well, if it makes you feel any better, Bernadette's mad at me, too.
Kendini daha iyi hissedeceksen Bernadette de bana kızgın.
I'm not mad about the partner thing.
Ortak konusunda sana kızgın değilim.
You're sweet, Junior but I have a boyfriend who could be your father.
Benim babam bile olabilir yani, kendi babamı hiç tanımadığımdan.
Calm down, Luigi. ( exhales ) Max, I know you were mad about the Time Out interview and the "partner" thing, but I can't believe you sabotaged me on purpose.
Max, Time Out röportajı ve "ortak" olayına kızdığını biliyorum ama bana bilerek sabotaj yaptığına inanamıyorum gerçekten.
I wasn't mad.
Konuyu dert eden sensin.
You really weren't mad about the interview?
Röportaj olayına cidden kızmadın mı yani? Biraz kızdım.
A little, but I'm always a little mad at you.
Ama ben hep sana kızgınım. Bir şeyleri mahvettiysem özür dilerim.
You didn't even give us a chance, Sophie.
Bize bir şans bile tanımadın, Sophie.
And he's really mad because... well, that's when I stopped listening.
Ve çok fena kızgına benziyor çünkü pekala, dinlemeyi bırakmıştım.
I'm just mad you're not coming.
Gelmediğin için sana çok kızgınım.
I mean, you can't be too mad at Randy, given the situation between you two.
Aranızdaki durum göz önüne alındığında Randy'e kızamazsın.
He got mad.
Çok sinirlendi.
Two black teenagers, one of them my son, pulled over by a uni I don't know!
İki siyah ergen, biri benim oğlum... tanımadığım bir memur tarafından çevrilmiş!
I know you don't know him, but trust me, I do.
Onu tanımadığını biliyorum ama güven bana ben tanıyorum.
Please don't be mad at me.
Lütfen bana kızmayın.
- I thought you'd be mad.
- Kızgın olacağını sanmıştım.
- Why would I be mad?
- Neden kızgın olayım.
I can't get mad at you, I would've done the same thing.
Sana kızamıyorum, çünkü aynı şeyi ben de yapmıştım.
Are you mad at me?
Bana kızgın mısın?
And you have every reason to be mad at your mom and dad. And even me.
Ve annenle babana kızgın olmak için her sebebin var.
She was mad at me, so she did a lot of dumb things.
Bana kızgındı, bu yüzden o da bir sürü aptalca şey yaptı.
Maybe everyone's mad at me, but I think I'm handling this really well.
Belki herkes bana kızdı, ama gerçekten iyi hallettiğimi düşünüyorum.
Everyone is mad at you, and you're not.
Herkes sana kızgın ve halledemedin.
You're not mad? I mean, he was smooching'you while he was hitched to my girl.
Yani benim hatunla evliyken seni öpüyordu.
Some say it's where King Lear went mad.
Kimisi Kral Lear'ın orada delirdiğini söyler.
Commander, neither one of these guys is Mad Hatter.
Kumandan, bu adamların ikisi de Mad Hatter değil.
We have eyes on Mad Hatter. That's Majid Nassar.
- Gözümüz Mad Hatter'ın üzerinde.
My mad money, my rainy-day fund.
Benim param, aynı zamanda kefen param.
She was mad.
Sinirlenmişti.
So, you're not mad at me?
Bana kızmadın mı?
Get mad. Does that help?
- Sinirleneceğim.
I bet he's mad I told the news about him.
Süperman gibi yapacağım.
Mad Hatter's on the move.
Mad Hatter hareket halinde.
madre 16
madame 2271
madam 4323
mademoiselle 905
madonna 96
made 321
madison 583
madrid 61
madeline 244
madeleine 197
madame 2271
madam 4323
mademoiselle 905
madonna 96
made 321
madison 583
madrid 61
madeline 244
madeleine 197