Makes no sense tradutor Turco
1,532 parallel translation
You see, that's what makes no sense.
Gördün mü ne saçma.
Tactically, it makes no sense for Juma to have chosen it as a base.
Bu yüzden Juma nın orayı üs olarak seçmesi mantıklı gelmiyor.
That makes no sense.
Hiç mantıklı değil.
This daniel purcell thing makes no sense.
Bu Daniel Purcell işi bir anlam ifade etmiyor.
I looked into the unr merger. It makes no sense financially.
UNR birleşmesini inceledim, finansal olarak mantıklı değil.
n That makes no sense.
Bunun hiç anlamı yok.
That makes no sense.
Mantığa sığmıyor.
It makes no sense today but they don't know it.
Bugün bir anlamı yok ama bilmiyorlar.
This makes no sense!
Bu kavga çok anlamsız!
Stop. This makes no sense!
Aptallık etmeyin!
This makes no sense whatsoever, and it makes utter, utter sense.
Burada olan her neyse hiç bir anlam ifade etmiyor aynı zamanda da tamamen anlamlı.
- It makes no sense.
- Hiçbir anlamı yok.
It makes no sense.
Bu hiç mantıklı değil.
- It makes no sense.
Mantıksız.
That makes no sense.
Hiç de mantıklı değil.
Brad, it makes no sense keeping the hostages.
Brad, insanları rehin almak hiçbir işe yaramaz.
It makes no sense.
Bunun anlamı yok.
It makes no sense.
Anlamı yok.
I know we took an oath, but right now, that oath makes no sense.
Yemin ettiğimizi biliyorum ama şu an, o yemin anlamsız kalıyor.
It makes no sense.
Mantıksız.
That makes no sense.
Bu hiç mantıklı gelmiyor. Aynen öyle.
This just makes no sense.
Bu hiç mantıklı gelmiyor.
He says it makes no sense building it in the fall.
Jean Marie sonbaharda böyle bir şey yapmayı saçma buluyor.
But that makes no sense.
Ama hiç mantıklı değil.
That makes no sense at all.
Duygusuzda halledebilirdin.
Th-That makes no sense.
Hiç mantıklı değil.
It makes no sense to keep deporting people.
Bu insanları sınırdışı etmenizin mantığı yok.
- I know. It makes no sense.
- Biliyorum ama hiç mantıklı değil.
That makes no sense.
Hiç mantıklı gelmiyor.
( Gary ) I've checked the data, it makes no sense.
Bütün verileri kontrol ettim. Mantıklı gelmiyor.
But now, it makes no sense.
.. ama şimdi bunlar çok anlamsız görünüyor.
- Why would Max kill Dad? It makes no sense.
Max niye babamı öldürsün çok mantıksız
So if you'd still like to see her, today makes no sense, but I'm sure you could come by tomorrow.
Eğer karınızı görmek isterseniz yarın gelebilirsiniz. Tamam.
It just makes no sense.
Bunun bir anlamı yok.
Although... that makes no sense and... and actually you were in it.
Görünüşe göre bu mantıksız. Sizde oradaydınız.
It makes no sense.
Bu çok anlamsız.
It's just... their relationship, it makes no sense to me.
Sadece... İlişkileri bana anlamsız geliyor.
It's the amount of the ransom that makes no sense.
Fidye parası miktarının bir anlamı yok.
No, forget it. My story makes no sense!
Eğer mutluysan ve farkındaysan
Tomatoes, cucumbers, feta. No, that makes perfect sense.
domates, salata, hayır, mükemmel ifade ediyor.
That one makes no sense.
Çok saçma bir film.
No, no, it makes sense.
- Hayır, hayır anlamlı.
It makes no sense.
Saçma.
No, murder usually makes a great deal of sense- -
Hayır. Ölüm pek çok hissi tetikler...
It makes no sense.
Hiç mantıklı değil.
No, it makes perfect sense.
Evet bu tam uyuyor.
Actually, that makes almost no sense.
Ama bu çok anlamsız.
That makes no sense.
Bu anlamsız.
No, Think it through.It all makes sense.
- Gerçekten mantıklı.
No, yes, that makes sense.
Hayır, evet. Mantıklıymış teşekkürler.
Makes no scientific sense.
Bilimsel bir anlamı yok.
makes no difference 46
sense 44
sensei 439
sense of humor 23
makes 54
makes sense to me 28
makes sense 494
makes perfect sense 29
makes you wonder 21
makes me sick 33
sense 44
sensei 439
sense of humor 23
makes 54
makes sense to me 28
makes sense 494
makes perfect sense 29
makes you wonder 21
makes me sick 33