Maybe it did tradutor Turco

- Maybe it did, maybe it didn't.

- Tabii, tabii, mutlaka geçmiştir?

Maybe it did.

Belki olmuştur.

Maybe because I was really starting to like him... That's why I did it.

Ona gerçek hisler beslemeye başladım.

Did it ever occur to you that maybe the burglar used the phone after she did and then wiped it clean?

Hiç aklınıza geldi mi, belki de soyguncu telefonu ondan sonra kullandı ve sonra da onu silip temizledi?

But I figured that if I worked harder than they did, and put in more time, read the books, kept my eyes open, maybe I could make it happen.

Ancak şunu anladım ki eğer onlardan daha çok çalışırsam ve daha çok vakit harcarsam kitaplar okursam ve gözlerimi açık tutarsam, belki ben de başarabilirdim.

Maybe I did, but I had to do it.

Belki öyle ama yapmam gerekiyordu.

- Are you? I don't know why I didn't think of it, or maybe I did think of it.

- Neden benim aklıma gelmedi bilmiyorum.

Maybe it would be better if I did it.

Ben yapsam daha iyi olur sanki.

Maybe she did it.

Belki Cora yaptı.

Somehow maybe it flashed through her head when the car hit that maybe I did do it.

Bir şekilde belki, araba çarptığında aklından belki de benim yaptığım geçmiştir.

Maybe you did it, maybe you didn't.

Belki yaptın, belki yapmadın.

- Maybe she did it, maybe she didn't.

Belki Crystal öldürdü, belki de o öldürmedi.

Maybe you did it, Mr. Kingsby.

Belki de siz yapmışsınızdır bay Kingsby.

All that cattle lost, maybe you'll tell us who did it.

Bütün sürüyü kaybettik,... belki de kimin yaptığını bize söyleyebilirsin.

MAYBE I DIDN'T EVEN CARE. THEY WERE DEAD AND I WAS EATING AND MAYBE THAT'S ALL I DID IT FOR,

Ve belki de onların öldüğü ve benim de tok olduğuma hiç dikkat etmedim.

Maybe the Indians did cover it up.

Kızılderililer onu sahiden kapatmış.

Maybe that did it

Birileri bana saldırmış olmalı.

Maybe it'd be better If he did.

Eğer baksaydı, belki daha iyi olurdu.

Maybe you don't mind because you did it your way, but what about Miss Saijo?

Belki sen umursamadın, çünkü bildiğini okuyorsun ama ya Bayan Saijo ne olacak?

Uh, well, maybe I did hear about it.

Belki bundan söz edildiğini duymuşumdur.

I figured maybe you did it.

Belki izin verirsiniz diye düşündüm.

Maybe it'll turn out we did you a favour, bringing the two of you in here.

Belki de ikinizi buraya getirmekle sana bir iyilik yaptık.

Maybe I did leave it on.

- Belki de açık bırakmışımdır.

Look, maybe I don't like what he did or the way he did it, but he'll be back, and you'll be taken care of.

Bak, yaptıklarını ve yapma şeklini onaylamıyorum, fakat O geri dönecek, ve sen iyileşeceksin.

Maybe he did have some ideas. It doesn't mean that I shared them.

Belki bir iki fikre kapıldı ama ben onları paylaşmadım.

Maybe you did feel bad about the way Ritchie got it.

Belki Ritchie'ye olanlarla ilgili kendini kötü hissettin.

You know, did you ever stop to figure that maybe it takes more energy... to keep running away than it does to stop and fight it out?

Hiç durup düşündün mü bilmem, belki de sürekli kaçarak... kalıp onunla savaşmaktan daha fazla çaba harcıyorsundur.

He asked me to break it up. I thought I did, but maybe I didn't.

Bitirdiğimi sanıyordum ama sanırım yanılmışım.

Maybe Pell did ask permission. That's possible, isn't it?

Belki Pell izin istemiştir.

If you don't just know why they did it, Dov... well, maybe that's what's wrong with you.

Bunu neden yaptıklarını bilmiyorsan, Dov belki de senin sorunun budur.

Maybe some day I will also have the chance to find out,... why you did it.

Belki bir gün neden yaptığınızı öğrenebilirim.

Maybe it never did.

Belki de hiç var olmadı.

Oh, maybe he did, found he didn't like it here and now he's getting ready to leave.

Belki de burayı pek sevmemiştir ve gitmeye hazırlanıyordur.

Maybe they did it for my benefit.

Belki ben göreyim diye doldurdular.

Maybe I did it to cover up for you.

- Belki seni korumak için yaptım.

Maybe it's good you did it this way, because I don't think I'd have ever had the courage to leave you otherwise.

Belki bu şekilde yapman iyi, çünkü başka türlü sana veda edecek cesareti asla bulamazdım.

Maybe you should call everyone together and try and find out who did it.

Herkesi bir araya toplayıp kimin yaptığını bulmaya çalışabilirsin.

And maybe it wouldn't make no difference even if I did.

Belki bulsam bile fark etmez.

Or is it something maybe you just think I did?

Yoksa bütün bunları kafanda kuruyor olmayasın?

Maybe that's why he did it.

Belki de bilhassa yapıyor.

Maybe he did not see it. Maybe he lost control.

Belki virajı görmedi ve aracın kontrolünü kaybetti.

So I got to thinking... if maybe that's what Sir Roger did with his umbrella, and something dropped into it... that night,

Bu nedenle düşünmeğe başladım... eğer Sir Roger şemsiyesiyle böyle bir şey yaptıysa, ve ona bir şey düştüyse.. o gece,

Like, maybe, Tony did it himself... to try to get some money out of his trust fund.

Belki Tony kendisi yapmış gibi... güven fonundan biraz para almağa çalışmak için.

Like if he did that, maybe it wouldn't rub off.

Sanki böyle yaparsa aşınmayabilirdi.

- Maybe they did it like this?

- Böylesini de yapmışlarmıdır acaba?

Maybe it was right, what I did.

Belki yaptığım şey doğruydu.

And maybe I could find someone to take it to the network the way I did today.

Belki bugün yaptığım gibi birini bulup yayına verdirebilirim.

If you guys at the command center haven't heard of this girl, maybe it's time you did.

Siz kumanda merkezindeki adamlar bu kızı duymamışsanız belki de duyma zamanı gelmiştir.

Or maybe only the daughter did it.

Belki de sadece kızı yaptı.

Well, I think maybe it's time that we did the "M" word.

Belki "E" kelimesini yapmamızın zamanı gelmiştir.

Where did the bird land? Or maybe it weakened and was swallowed by the waters.

Belki de gücü tükendi ve sular onu yuttu.