Maybe you didn't tradutor Turco

Maybe you got the wrong flower, but I didn't know any bernard.

Belki de yanlış çiçeğe geldiniz, ben Bernard diye birini tanımıyorum.

" but I was afraid that maybe you didn't take any at all.

Fakat korktuğum şu ki ; belki de yazdıklarınde hiç bir saptırma yoktur.

Maybe she didn't give you her real name.

Belki de size gerçek adını söylememiştir.

Maybe, but you didn't, and you won't.

Belki de, ama öyle yapmadın, ve olmayacaksın.

- Oh, uh, about that. I had some time to think while I was in jail, and, uh... Maybe I didn't treat you guys so good back then.

- O konuda hapisteyken biraz düşündüm ve belki o zamanlar size iyi davranmamışımdır.

And if, and only if- - Ok, you know what, moving on from the whole reflection idea, maybe it's just somebody that we didn't see.

yani sadece ve sadece... pekala, yansıma fikrini geçelim o zaman.

Maybe you didn't deserve that ring?

Belki de, o yüzüğü hak etmiyordun.

So maybe if you didn't feed him for a week.

Belkide bir hafta boyunca onunla sex yapmazsın.

Okay, maybe you didn't hear me.

Peki, belki de beni duymadın.

Maybe he didn't cut you in.

Belki sana pay veriyordu.

Well, maybe you didn't know this. But there's a whole lot of money stashed away from the robbery.

- Belki bilmiyordun ama soygunda çalınan paraları saklıyorlardı.

But you lied to us, had to pull up six again, maybe he didn't have anymore moves left in him?

Archie bize yalan söyledi. Yine taşınmak zorunda kalmış. Belki de artık taşınacak hali kalmamıştı.

So you think maybe she didn't have any family?

Yani ailesi falan yok muydu diyorsun?

Maybe he started dealing for you... and he wanted a bigger payout. Threatened to turn you in if he didn't get it, so you killed him.

Belki senin için satmaya başladı ve daha büyük bir ödeme istedi alamazsa, ihbar etmekle tehdit etti, sen de onu öldürdün?

Maybe you didn't want to die, but you didn't care if you lived.

Belki ölmek istemedin ama yaşamayı da umursamadın.

Maybe you didn't notice because you were dying, too.

Belki fark etmedin, çünkü sen de ölüyordun.

After the plane crash, when they didn't find your body, I kept thinking, maybe... maybe you didn't get on that plane.

Uçak kazasından sonra, cesedin bulunamayınca, belki de o uçağa binmediğini düşünüp durdum.

Zen, radical, maybe, but, you know, he didn't even allow me to formulate the argument.

Belki aşırı. Ama argümanı formülleştirmeme bile izin vermedi.

Maybe you didn't hear me.

Duymadın galiba.

Maybe you didn't notice, but there are three of us, and two of you.

Belki fark etmedin ama biz üç kişiyiz. Sizse iki.

And maybe you didn't notice that I'm the one holding the slingshot.

Sen de belki sapanı tutanın ben olduğumu fark etmedin.

Maybe you should spit it out now... so I don't have to explain to their parents... why they didn't graduate on time.

Ne söyleyeceksen söyle ki... neden vaktinde mezun olamadıklarını ailelerine açıklamak zorunda kalmayayım.

Then, maybe you did it earlier, maybe you didn't.

Sen de dansı yapıp yapmadığını ister söyler, ister söylemezsin.

Maybe you didn't see the sign on your way in.

Galiba kapının üstündeki tabelayı görmedin.

Maybe you should explain to me'cause I don't know how it is to get my ass whooped, and then to get on the bus and ride home and act like it didn't happen.

Belki sen bana açıklarsın çünkü nasıl olduğunu bilmiyorum. Belki k.çımla gülerdim. ve otobüse biner eve dönerdim ve hiçbir şey olmamış gibi davranabilirdim.

And maybe that's why you didn't let him in the door.

Belki de onu içeri almama sebebin de budur.

Sanjana, maybe you didn't recognize me.

Sanjana, belki de beni tanıyamadın.

Hey, David. David, uh, you didn't, you know, maybe possibly have a chance to look over the story I gave you, did you?

Hey David, sana verdiğim hikâyeye bakma şansı buldun mu acaba?

You didn't maybe, possibly have a chance to look at the story I gave you, did you?

Sana verdiğim hikâyeye bakma şansı buldun mu acaba? Kahretsin!

Maybe for the same reason I'm drinking, even though you didn't find any booze.

İçki içmemle aynı sebepten galiba. her ne kadar sen bir damla alkol bulmamış olsan da

Maybe she didn't tell you.

Belki sana söylememiştir.

Maybe your grandfather didn't tell you that... we have the third largest army in the world.

Belki de deden söylememiştir ama... dünyanın en büyük üçüncü ordusu bizim ordumuz.

I didn't say that, I just think that maybe right now is not a good time to be talking about marriage when you're going through this thing.

Öyle demedim, sadece şu an belki de yaşadığın bu şeyden dolayı evlilikten bahsetmek iyi olmayabilir.

Okay, you know, yeah sure, maybe after Mom died, but... You didn't know them before that, so...

Evet, tabii, annem öldükten sonra öyleydi belki ama sen de ondan öncesini bilmediğin için...

Maybe because she didn't find it for you.

Belki de bunu sana uygun bulmuyor.

You know, maybe he didn't do it.

Belki de o yapmadı.

Maybe you didn't get the memo, Oracle.

Notumu sanırım almadın, Oracle.

Well, Shawn, maybe that might not happen if you didn't park your bike 14 feet from a fire hydrant outside your apartment.

Shawn, belki yangın musluğunun 4 metre uzağına park etmeliydin.

Maybe yours didn't take place, you Greek impotent! - Brother, really...

Belki seninki gerçekleşmemiştir, seni yunanlı iktidarsız seni!

You didn't have to, I thought maybe you'd want to.

Yapmana gerek yoktu ama belki yapmak istersin diye düşünmüştüm.

Maybe you'll have to send kids didn't sign up to go?

Gönüllü olmayanlar da gidecek mi?

Maybe he had one made for someone he didn't tell you about.

Belki de sana bahsetmediği biri için bir tane yaptırmıştı.

Maybe she saw something in your garage you didn't want her to see.

Belki de garajında, görmesini istemediğin bir şey gördü.

Maybe she didn't want you to think the less of her.

Belki gözünde küçülmek istememiştir.

I don't know, maybe so that he knows you didn't do this.

Büyük ihtimalle onu travma odasında başka boş bir yatağa aldılar. Bu iyiye işaret olabilir.

Maybe because you didn't make the game, Dad.

Belki de oyunu sen kurmadığın içindir, baba.

Well, maybe just get over some of it, you know, because, like--and someone maybe who I didn't have to... like, I would never do anything with anyone who, like, I didn't feel, like, a connection to, but I kind of just wanted, like, to not have to worry about... like, I didn't want this, like, long history, like, I didn't want all these memories of us, like, sort of having, like, this, you know, psychological stuff going on.

Belki birazcık aşmış olabilirim çünkü onlardan hoşlanmak zorunda kalmayacağım aramızda bir bağ hissetmediğim insanlarla hiçbir şey yaşamayacağım istediğim şu konularda bunu istememiştim, uzun hikaye bunları yaşamamızı istemezdim gibi beni endişeye düşürecek psikolojik şeylerden tamamiyle uzak durmak.

Maybe you didn't know. These things can happen, I guess.

Böyle şeyler olur sanırım.

Oh, please, if you didn't wanna get Red Rovered by the Meteors... maybe you should've reconsidered jamming that needle into your tush.

Hadi ama,... Madem bu oyunu oynamak istemiyordun, belki de, o iğneleri popona vurmadan önce bir daha düşünmeliydin.

You didn't think of maybe tell me this morning? That you were planning to step down, Instead of sending me on this wild goose chase?

Bu sabah beni bu işin peşine göndermek yerine... işi bırakmayı düşündüğünü... söylemeyi düşünmedin mi?

Maybe ernie didn't know you were a killer.

Belki Ernie senin katil olduğunu bilmiyordu.