Music to my ears tradutor Turco
105 parallel translation
That doesn't stop your pity being sweet music to my ears.
Bu senin tatlı müziğinin kulağıma gelmesini engellemez.
The word is music to my ears.
Kulağıma şarkı gibi gelir o kelime.
Music to my ears.
- Kulağıma müzik gibi geliyor.
This is really music to my ears, two millions in advance.
Bu gerçekten hoşuma gitti, iki milyon peşin.
That would have been music to my ears 30 years ago.
30 yıl önce olsa kulağıma müzik gibi gelirdi.
That is music to my ears.
Bu harika bir haber.
Sweet music to my ears.
Bunu duymak ne güzel.
That sound's pure music to my ears.
Bu ses, kulağıma saf müzik gibi gelir.
Music to my ears.
Kulaklarımda müzik sanki.
Ah, music to my ears.
Kulağıma müzik sesi gibi geliyor.
That's music to my ears.
Kulağa hoş geliyor.
It's music to my ears.
- Kulağıma göre müzik.
That is music to my ears. I'm gettin'emotional here.
Burada duygusallaşmaya başladım.
Music to my ears. Get some lunch later?
Buluşup yemek yiyelim mi?
Music to my ears.
- Kulağıma hoş müzik gibi geldi.
- Music to my ears.
Kulağa çok hoş geliyor.
So I can't tell a noise from a rhythm. Nothing's music to my ears.
Bu yüzden ritimle gürültünün farkını bilmiyorum.
Your insolence is music to my ears.
Sözlerin bana müzik gibi geliyor.
It'll be like music to my ears!
Kulağıma müzik gibi gelecek!
That's music to my ears.
Kulağıma hoş geldi.
Music to my ears, Jennifer.
Kulağa müzik gibi geliyor, Jennifer.
Mm. Music to my ears, Carlo.
Kulaklağıma müzik gibi geldi Carlo.
This is just music to my ears.
Bu, kulaklarıma müzik gibi geliyor.
Your sweet voice is music to my ears.
Senin tatlı sesin kulaklarıma müzik gibi geldi.
Your melodious moo is music to my ears
Senin ahenkli moo ların kulaklarıma müzik gibi gelir
Music to my ears.
Kulaklarım bayram etti.
Music to my ears.
Buna çok sevindim işte.
Music to my ears!
Kulağıma müzik gibi geliyor!
Music to my ears.
Müzik gibi.
That's music to my ears.
Bu kulağıma çok hoş geldi.
- Music to my ears, Dr. Bailey. - Good.
- Kulağıma müzik gibi geldi Dr. Bailey.
Music to my ears.
Harika bir fikir.
Her shrieks of help like music to my ears.
Çığlıkları hala kulağımda.
- Music to my ears.
- Çok sevindim.
Now that's music to my ears.
Şimdi müzik kulağıma geliyor.
- Rory, how does that sound? - Sounds like music to my ears.
- Kulağıma müzik gibi geliyor.
Music to my ears.
Kulağıma müzik gibi geliyor.
Music to my ears.
Kulağıma müzik kadar hoş geliyor.
Music to my ears!
Müzik gibi geliyor.
Christian, my mother is standing right next to you. Ay, that's music to my ears.
Benim kulağıma müzik gibi geliyor.
Music to my ears.
- Kulaklarıma müzik gibi geldi.
It's music to my ears.
Kulağıma şarkı gibi geliyor.
- Music to my ears.
- Kulağa şarkı gibi.
Marvelous, sweet music it is to my ears.
Marvelous, o kulaklarıma gelen tatlı bir müziktir.
THAT'S MUSIC TO MY EARS.
Yok mu?
How many things there are to talk about. They flow into my ears like music.
Söylenecek o kadar çok şey var ki... sözleri kulaklarımda bir melodi gibi çınlıyor.
This is music to my ears.
Bu benim için müzik gibi.
Music to my ears.
- Ne kadar güzel bir söz.
That's music to my ears.
- Kulağıma müzik gibi geliyor.
If I don't listen to music daily, my ears go weird.
Eğer her gün müzik dinlemezsem, kulaklarım paslanır.
With your ears, listen to my voice and the sound of music.
Kulaklarınızla, benim sesimi ve müziğin sesini dinleyin.
my ears 40
musical 26
music 1237
music stops 177
music playing 317
musician 46
musicians 70
music plays 42
music ends 17
music continues 98
musical 26
music 1237
music stops 177
music playing 317
musician 46
musicians 70
music plays 42
music ends 17
music continues 98