English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ M ] / My bedroom

My bedroom tradutor Turco

1,791 parallel translation
That was when I went in to my bedroom and retrieved an old revolver that hadn't been used in years.
Ta ki yatak odama gidip yıllardır hiç kullanılmamış eski tabancayı elime alana dek.
You... me... my bedroom... my bed.
Sen, ben, yatak odam, yatağım.
There's a hidden room off my bedroom with its own bathroom.
Yatak odamın yanında kendi banyosu olan bir gizli oda var.
I'll be in my bedroom.
Ben yatak odamda olacağım.
he's in my bedroom.
Yatak odamda.
Well, it says I was in my bedroom, doing my homework.
Odamda ödevimi yaptığım yazıyor.
We're also getting new curtains for my bedroom, and a dust ruffle, and a duvet, and I don't even know what a duvet is, but I'm pretty sure if I did I wouldn't want one, but every time I talk to her about moving out, she cries and we have sex.
Ayrıca yatak odama yeni perdeler aldık ve yorgan ve yatak eteği aldık ki ne anlama geldiğini bile bilmiyorum ama eminim almak istemeyeceğim bir şeydir ama ne zaman taşınmak hakkında konuşmak istesem ağlıyor ve seks yapıyoruz.
You're in my bedroom.
Yatak odamdasın.
- People can't be in my bedroom.
- İnsanlar odama giremez.
People cannot be in my bedroom.
İnsanlar odama girmemeli.
He comes into my bedroom and lays with me.
Yatağıma gelip yanıma uzanıyor.
A tree branch broke my bedroom window.
Bir ağaç dalı evimin penceresini kırdı.
Mom, he parks in my bedroom.
Anne, yatak odama park ediyor.
It's upstairs in my bedroom closet. Thanks.
- Yukarıda, yatak odasındaki dolabımda.
Oh, my God. Cello's... Cello's in my bedroom closet.
Aman Tanrım, çello yatak odasındaki dolabımda.
Look, come--come on, sarah, my bedroom's had a revolving door since puberty, okay?
Bak, hadi ama, Sarah, Yatak odam büluğ çağımdan beri döner kapısı varmış gibiydi, tamam mı?
So, what I did is I planted that walkie-talkie that Mac gave me in my bedroom.
Planım şu, Mac'in bana verdiği telsizi gizlice odaya yerleştirdim.
So you know that video camera I keep in my bedroom?
Yatak odamda sakladığım kamerayı biliyorsun değil mi?
And for the record, whatever you're planning with Nate, My bedroom floor is off-limits.
Bilgin olsun, Nate'le her ne yapmayı planlıyorsan yatak odam buna dahil olmasın.
Just meet me up in my bedroom, okay?
Benimle odamda buluş, tamam mı?
Not one word. Anything he wanted to say, he typed up and slipped under my bedroom door.
Bir şey demek istediğinde, daktiloda yazar odamın kapısının altından içeri atardı.
I'm in my bedroom.
Yatak odamdayım.
Like the, uh, G.I. joes I hid in a Thom Mcan box Behind a loose baseboard in my bedroom.
Odamda, bir gevşemiş bir süpürgeliğin arkasına sakladığım G.I Joe oyuncak kutusu gibi.
I think this was my bedroom.
- Sanırım burası benim odam.
I've got a jacuzzi in my bedroom.
Yatak odamda jakuzi var.
This is my bedroom?
Yatak odam burası mı?
I wouldn't want someone sleeping in my bedroom.
Yatak odamda başkasının uyumasını istemezdim.
That's, uh, that's my bedroom over there, and the extra bedroom is right there.
Benim yatak odam şurada ve misafir yatak odası orada.
I got water in my bedroom.
Yatak odamı su bastı da.
Hey, that's Pierson, and he's going into my bedroom.
Hey, bu Pierson, ve benim yatak odama giriyor.
Mr. Lewman, my bedroom...
Bay Lewman, yatak odam...
The money is in my bedroom.
Para benim odamda.
Hey, green shirt, if I give you $ 5 right now, would you fart in a can and let me just keep it in my bedroom?
- Kaybol! Pekala o zaman. Sonra görüşürüz.
Mrs. Howard and her son, Stirling, into my bedroom.
Bayan Howard ve oğlu Stirling benim yatak odama taşındılar.
You see, ever since Karl married my mom, he's been coming into my bedroom every night forcing me to have sex with him.
Karl ve annem evlendiğinden beri, her akşam yatak odama gelip, beni onunla seks yapmaya zorluyordu.
Mrs. Snow, I think you'd better sleep in my bedroom, long as you're here.
Bayan Snow. Burada kaldığınız sürece benim odamda yatabilirsiniz.
With your bedroom, my bedroom and Zoe's bedroom.
Senin odan, benim odam ve Zoe'nin odası. Büyük olsun ama.
Can I see my bedroom now?
Odama akabilir miyim şimdi?
You creep into my bedroom in the dead of night, like a rat, and have the audacity to pretend that you're the victim?
Gecenin köründe yatak odama bir fare gibi sinsice girip sanki kurban senmişsin gibi küstahlık mı ediyorsun?
And this... is my bedroom.
Burası da benim odam.
I'd like you to start with the bedroom, and this time I'd like you to lift up my perfume bottles, please.
Yatak odasıyla başlamak istiyorum ve bu sefer parfüm şişelerimi kaldırmanı istiyorum canım.
I was in the bedroom doing my homework when I heard the glass break.
Camın kırıldığını duyduğumda odamda ödevimi yapıyordum.
Last night in the bedroom, that had nothing to do with my job.
Dün gece yatak odasında olanların işimle hiçbir ilgisi yoktu.
- This is my daughter's bedroom!
- Burası kızımın odası!
I don't know if I got it out of my system, But I discharged precious bodily fluids all over your spare bedroom there.
Onu kafamdan attım mı, atmadım mı bilmem ama değerli vücut sıvımı bütün yatak odana boşalttım.
My husband has a safe upstairs in the bedroom.
Kocamın bodrumda bir kasası var.
You wipe out one of my boys, you mess up his bedroom, and you steal my bread and honey.
Benim adamlarımdan birini öldürdün, Her şeyi yatak odasında berbat ettin, Sen benim ekmeğimi ve balımı çaldın.
I know I wasn't in a hospital or a police station or even a bedroom. I just - whomp - emptied out my guts, got rid of her.
Hastane odasında, karakolda ya da bir yatak odasında olmadığımı biliyordum.
He... closed the bedroom door, locked it behind him, stood outside and waited till my son stopped screaming.
Billy odanın kapısını kapatıp onu içeri kilitledi. Oğlum çığlık atmayı kesene kadar kapının dışında bekledi.
"I poked into the place aways and encountered a little open patch as big as a bedroom. All hung around with vines. and found a man lying there asleep, and by Jinks, it was my old Jim..."
Uzaklarda bir yerlere uzanıp, bir yatak odası büyüklüğünde her tarafı asmalarla bezenmiş küçük bir açık alana geldim orada uyuyakalmış bir adam buldum vay canına!
I walked into the bedroom, I'm still holding the chopping knife in my hand.
yatak odasına girdim, elimde hâlâ doğrama bıçağını tutuyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]