My first time tradutor Turco
3,908 parallel translation
My first- - that wasn't my first time.
İlk... İlk seferim falan değildi.
My first time here?
- Buradaki ilk seferim mi?
That was my first time seeing him cry so hard.
Onun böyle ağladığını ilk kez görüyordum.
That was my first time hearing that!
Bunu ilk defa duyuyorum!
No, this is my first time landing,
Hayır, bu ilk inişim.
I, um... remember my first time.
İlk gelişimi hatırlıyorum da...
This is my first time.
Bunu ilk defa yapıyorum.
I haven't felt this way since my first time outside the walls.
Taa o ilk surların dışına çıkalı beri ilk kez böyle hissettim.
Well, you say that now, but it is not my first time at the rodeo.
Şimdi öyle diyorsun ama daha önce de gördüm ben bunu.
This is my first time out by myself.
İlk kez dışarı tek başıma çıktım.
It's my first time.
- Bu ilk olacak.
You know girls, I had my first time with him.
Kızlar biliyorsunuz sonuçta, ilk birlikteliğimi onunla yaşadım falan filan...
- I'm excited. It's my first time.
İlk defa yaptırdım ya.
No, not my first time.
Hayır, ilk seferim değil.
This is my first time.
Bu ilk seferim.
Better than my first time in the room.
Benim o odadaki ilk seferimden daha iyiydi.
"For the first time, I've noticed love in my beloved's eyes."
İlk defa, aşkımı sevgilimin gözlerinde fark ettim.
My ears rang like the first time I heard my mom use the f-word.
Kulaklarım annemin ilk defa siktir dediğini duyduğu andaki gibi çınlıyor.
My son gets clean for the first time in years and then goes off and joins some dumbass religion.
Oğlum yıllardır ilk defa temizdi ama sonra gitti, aptal saptal bir dine girdi.
Listen, for the first time in my life, I think I'm doing the right thing.
Beni dinler misin, hayatımda ilk kez doğru bir şey yaptığımı düşünüyorum.
( Carrie ) For the first time in weeks, I wasn't worrying about keeping my secrets.
Haftalar boyunca ilk kez, sırlarımı saklamak için endişelenmiyordum.
And he made me say true things for the first time in my short and well-upholstered Yankee life.
Bana kısa ve iyi döşenmiş gençlik hayatımda ilk kez doğruyu söyletti.
The first time he jumped on me was in church, the very last place I expected to lose my virginity.
Üzerime ilk atladığı zaman kilisedeydik. Bekâretimi kaybetmeyi en son umduğum yerde.
And you are the first time in my life right.
Hayatında ilk defa doğru bir şey yapmışsın.
'The first time I catch a glimpse of another person's bits'and it's my 76-year-old neighbour's.
'İlk kez birinin çıkıntılarını görme fırsatı yakaladım...''... o da 76 yaşındaki komşumuz oldu.'
To my left, for the first time in the ring, the beautiful but dangerous tigress
Solumda, ringlerde ilk kez güzel ama tehlikeli kaplan...
- It was my first time.
- İlk seferimdi.
If a flicker of regret crossed my mind, it was erased by the time the first chunk of cheese-soaked baguette hit my lips.
Eğer ayrıldığım için en ufak bir pişmanlık aklıma geldiyse bile, ilk peyniri ağzıma attığım zaman gitmişti.
First time for a lot of things if you wanna come find my tent later.
Birçok şeyi ilki olabilir eğer gelip beni çadırımda bulursan.
And my first week in the building about a year ago, I went down to the courtyard for the first time,
Ve bir yıl önce, apartmana taşındığım ilk haftada apartmanın bahçesine ilk kez inmiştim.
Look what McGee found! It's my spy glasses from the first time I went undercover.
İlk kez gizli göreve çıktığımda kullandığım casus kameralı gözlüğüm.
As it played... she took my hand for the first time.
Şarkı çalarken... ilk defa elimi tuttu.
It was once- - once, one time... my first and my only.
Bir kereye mahsustu.. Bir kere. Bir seferdi.
My first thought and memory of that time was that dolphins are a lot bigger ( CHUCKLES ) than they look when you get in the water next to'em.
İlk düşüncem, onların yanına suya girdiğiniz zaman yunusların göründüğünden çok daha büyük olduğuydu.
The first time I dressed her, it was as if my clothes had been made for her all along.
Onu ilk giydirdiğimde kıyafetlerim sanki onun için yapılmıştı.
And I can tell, this is her first time. It was my second day in the ER.
Acildeki ikinci günümdü.
It wouldn't be the first time I broke something excellent and beautiful because tightening my grip comes more naturally to me than letting go.
Böyle güzel ve mükemmel bir şeyi serbest bırakmak yerine sıkıca tutup da kırmak ilk kez yaptığım bir şey değil.
The first time she abandoned Emma, I was at work, my mother was having outpatient surgery.
Emma'yı ilk bıraktığı zaman çalışıyordum. Annem bir ameliyattaydı.
Okay, look, I had sex once on my honeymoon... one time, the very first night.
Balayımda bir kez seviştim. Bir kez, o da ilk gece.
You see... first time my father's money " ... is being put to good use.
Bak, ilk defa babamın parası iyi bir işte kullanılıyor.
And I would've liked to have been informed of that fact, so I could have, like, bought some new sheets or called my aunt for advice about living with a man for the first time!
Bu bilgiyi önceden edinmek isterdim böylece yeni çarşaf alırdım ya da ya da halama ilk defa bir erkekle yaşadığımı haber verirdim!
First time at my radio station when I hired you... ( Sighs ) And then at the Miramar Playa.
İlk seferinde radyo istasyonumda seni çalıştırırkendi diğeri de Miramar Playa'daykendi.
Hanging out with a different girl forthe first time in my life.
Hayatımda ilk defa başka bir kızla takılacağım.
I feel like I've known you since the first time I opened my eyes.
Ben sanki gözümü ilk açtığımdan beri varmışsın gibi geliyor bana. Anladın mı?
That was the first and only time I ever met Curtis Wiley. I swear on my mother's grave.
Annemin mezarı üzerine yemin ederim ki Curtis Wiley'le ilk kez ve yalnızca orada görüştüm.
My Jacko can remember the first time he had sex.
Jacko'm seks yaptığı ilk anı hatırlayabiliyor.
100,000 and a year's commission... I'm being honest for the first time in my career.
100.000 ve bir yıllık komisyon... Kariyerimde ilk defa dürüst oldum.
Two weeks ago, it was the first and only time that I saw him, and when he came to my table last night, it was a complete surprise.
Ne zaman oldu? İki hafta önce, onu ilk ve tek gördüğüm an oydu ve geçen gece masama gelmesi tamamen sürpriz oldu.
When I start my company, you'll be the first hire. Of course, you'll have to start coming in on time.
Şirketi kurduğumda işe alacağım ilk kişi sen olacaksın.
Your first time at my rodeo.
Bunu konuşalım. Konuşuyoruz.
About 20 years after my parents passed away... for the first time, I demanded something from my boyfriend at the time.
Ailemin ölümü üzerinden 20 yıl kadar geçti. İlk defa erkek arkadaşımdan bir şey isteyecek oldum.
my first love 30
my first day 16
my first 38
my first wife 18
my first husband 20
first time for everything 43
first time here 16
first time 177
first time ever 17
first time in 16
my first day 16
my first 38
my first wife 18
my first husband 20
first time for everything 43
first time here 16
first time 177
first time ever 17
first time in 16
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to go home 94
time to die 52
time to wake up 54
time flies 78
time is running out 68
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to go home 94
time to die 52
time to wake up 54
time flies 78
time is running out 68
time is money 74
time is of the essence 71
time to go 627
time is up 41
time travel 83
time to sleep 29
times are tough 45
time to eat 55
time's up 595
time is 18
time is of the essence 71
time to go 627
time is up 41
time travel 83
time to sleep 29
times are tough 45
time to eat 55
time's up 595
time is 18
time will tell 62
times are changing 28
times before 18
times a week 28
times in a row 26
time for bed 134
times change 49
times over 33
times a day 121
times three 18
times are changing 28
times before 18
times a week 28
times in a row 26
time for bed 134
times change 49
times over 33
times a day 121
times three 18