Times are hard tradutor Turco
176 parallel translation
Ah, Monsieur, times are hard.
- İşler kesat gidiyor beyim.
Well, you know... Times are hard.
Bilirsin işte... geçim zor.
I'm a serious actress, but times are hard and you have to make do.
Ben ciddi bir aktrisim ama şartlar zor ve idare etmek zorundasınız.
It's always the same when times are hard
Zor zamanlarda hep böyle olur.
Dear Vincenzo, times are hard.
Sevgili Vincenzo, zor zamanlardayız.
Well, times are hard.
Eh, kötü günler.
Times are hard.
Devir kötü.
No, times are hard.
Hayır, zor günler geçiyoruz.
Times are hard - it's mobilization.
Zaman kötü. Seferberlik var.
Mr. Thomas, I'm sure you're aware of the fact... that, uh, times are hard.
- Bay Thomas eminim çok zor zamanlar geçirdiğimiz gerçeğini görürsünüz.
Times are hard.
Zor bir zamanda yaşıyoruz.
Mr Scrooge assures me that times are hard.
Bay Scrooge, çok zor bir dönem olduğunu söylüyor.
Times are hard.
Hayat zor.
- Yeah, well, times are hard.
- Evet, zor zamanlardayız.
The times are hard on a small operator.
Her küçük işletmeci zor zamanlar geçirir.
It was a bad day today, times are hard.
Kötü bir gündü zor zamanlar.
Times are hard. A guy's gotta do what he can.
Her fırsatı değerlendirmek gerek.
Times are hard but I'm not willing to give up.
Zor günler bizi bekliyor ama pes etmeye hiç niyetim yok.
Yes, times are hard but that doesn't scare me.
Zaman zor ama bu beni korkutmuyor.
Yes, times are hard-boiled for eggs like us.
Evet, bizim gibilerin bu çağa ayak uydurması güç.
Now I know times are hard... but maybe we can pay off the loan and have something to tide you over.
Bunun zor bir zaman olduğunu biliyorum. Ama belki borcu ödeyebilir ve üstüne size bir şeyler verebiliriz.
Well... then I hate to say it but... times are hard.
Bunu söylemek istemem ama zor bir dönemdeyiz.
Times are hard.
Zor günler yaşıyoruz.
It grieves me to say it, but times are hard.
Kusura bakmayın ama zor zamanlar geçiriyoruz.
It's... well... times are hard.
Ben... şey... zor bir dönemdeyiz.
Times are hard.
Zor zamanlar.
Well, times are hard, Angela.
İşler çok kötü gitti Angela.
Times are hard.
Hayır, Desmot'yu içim almıyor, gerçekten zorlasam da olmuyor. Zor günler.
Times are very hard.
Çok zor zamandan geçiyoruz.
Hard times are coming.
Zor günler geliyor.
Your brother is going through hard times, like most businessmen are.
Her işadamı gibi kardeşiniz de zor zamanlar geçiyor.
These are hard times.
Savaş var.
We'll quit all this as soon as hard times are over.
Şu sıkıntı bir bitsin, bu işi bırakacağız.
Hard times, they are!
Biliyorsun bunlar çok zor zamanlar?
There are hard times for all of us sometimes.
Hepimiz bazen zor dönemler geçiririz.
These are hard times for small farmers.
Küçük çiftçiler için zor zamanlar.
But hard times are coming.
Ama zor günler geliyor.
These are hard times, my boy.
Zor zamanlarda yaşıyoruz, oğlum.
There are times when victory is very hard to take.
Zafer kazanması zor zamanlar vardır.
These are hard times now.
Asıl zorluk bundan sonra başlar.
Go to the people, tell them there are hard times ahead.
Gidin halka deyin ki ; zor günler bizi bekliyor.
# And these hard times are gone #
♪ Ve zor günler gittiği zaman ♪
These are hard times but we get through them.
Zor günler yaşıyoruz, ama bunları aşacağız.
You and I are facing hard times.
Siz ve ben zor zamanlarla karşı karşıyayız.
These are hard times for me.
Benim için sıkıntılı zamanlar
The people around here are decent and hard-working but easily influenced, especially when times turn bad.
Buradaki insanlar nazik ve çalışkandır ama kolay etkileniyorlar özellikle kötü zamanlarda.
Well, it's because the times are so hard that they want to have a little fun while they can. What are you up to?
Aslında, zaman gerçekten çok zor o yüzden birazcık eğlence istiyorlar.
Goodbye, and behave yourselves... because these are hard times.
Güle güle. Kendine dikkat et. Çünkü zor zamanlardan geçiyoruz.
Times seem hard right now. But you got to believe things are getting better.
Devir kötü olsa da böyle gelmis böyle gitmez.
These are hard times.
Bunlar güçsüz olunacak zamanlar değil. Bunlar zor zamanlar
These are hard times, Tom.
Bunlar zor zamanlar, Tom.
times are tough 45
times are changing 28
hardware 22
hard 725
hardy 174
hardly 502
harder 533
hardman 24
hardcore 24
harding 62
times are changing 28
hardware 22
hard 725
hardy 174
hardly 502
harder 533
hardman 24
hardcore 24
harding 62
hard pass 21
hardison 43
hard kill 18
hard day 29
hard times 35
hard work 70
hardly ever 25
hard worker 16
hard to tell 74
hard to starboard 26
hardison 43
hard kill 18
hard day 29
hard times 35
hard work 70
hardly ever 25
hard worker 16
hard to tell 74
hard to starboard 26
hardworking 26
hard to explain 19
hardly at all 16
hard right 23
hard to say 179
hard to believe 105
hard to port 37
hard luck 24
hardly anything 17
hard at work 22
hard to explain 19
hardly at all 16
hard right 23
hard to say 179
hard to believe 105
hard to port 37
hard luck 24
hardly anything 17
hard at work 22