My head's spinning tradutor Turco
77 parallel translation
My head's spinning.
Başım dönüyor.
Ah, my head's spinning!
Beynim dönüyor!
My head's spinning.
Başım dönüyor. Sanırım fazla içtim.
My head's spinning.
Midem bulanıyor, başım dönüyor.
How my head's spinning.
Başım nasıl dönüyor.
- My head's spinning a bit.
- Başım biraz dönüyor.
My head's spinning!
Başım dönüyor!
God, my head's spinning.
Tanrım, başım dönüyor.
My head's still spinning.
Başım hala dönüyor.
My head's spinning. I think none of them makes sense.
Başım dönüyor, hiçbiri anlamlı değil.
My head is spinning like a dreidel in a sandstorm.
Başım fırtınada kalmış gibi dönüyor.
- My head's spinning.
- Başım dönüyor.
It's getting harder to breathe and every time I move my head, the cave starts spinning.
Nefes almak zorlaşıyor, kafamı oynattığım anda, mağara dönüyor.
My head's spinning Is it?
- Çok kötü hissediyorum.
I feel like there's an armature spinning in my head.
Sanki kafamın içinde dönen bir armatür varmış gibi hissediyorum.
My head's spinning.
- Başım dönüyor.
- My head's spinning.
- Başım dönmeye başladı.
Man, my head's spinning...
Kafam altüst oldu...
My head feels like it's spinning.
Başım dönüyormuş gibi hissediyorum.
My head's spinning.
Bu hikaye benim için çok fazla.
Because I start sweating and my heart starts pounding and I feel like my head's spinning and the world's crashing.
Çünkü terliyorum ve kalbim çarpıyor ve başım dönüyor ve dünya parçalanıyor.
God, I don't know, my head's spinning.
Tanrım. Başım dönüyor.
My head's spinning.
Kafam dönüyor.
It's just so unexpected. And you'll probably hate me for saying this, but I just - I need some time to think, when my head isn't spinning.
Bunu hiç beklemiyordum ve muhtemelen bunu söylüyorum diye benden nefret edeceksin ama sağlıklı bir şekilde düşünmek için zamana ihtiyacım var.
My head is spinning.
Kafam çok karışık
My head is spinning. My stomach's pounding.
Başım dönüyor, midem eziliyor.
It's just that everyone's been lying to me, and it was at the point where my head was spinning and I didn't know what to believe.
Sadece herkez bana yalan söylüyor. ve o, benim başımın dönmeye başladığı noktaydı ve neye inanacağımı da bilemiyordum.
Ma'am, my head's spinning.
Efendim, ben hiç iyi değilim.
I'm trying to, but all sorts of stuff's spinning round my head.
Deniyorum, ama her şey kafamın etrafında dönüp duruyor.
My head is spinning.
Kafam çok karışık.
If I'm not so drunk that my head's spinning I'm too shy to talk to people. I know.
Eğer sarhoş değilsem ve başım dönmüyorsa insanlarla konuşamayacak kadar utangacım.
I'm pretty sure he did. With you being here, alive and breathing and all. My hand is shaking, my head is killing me, my vision is blurry, and the room is spinning.
Elim titriyor, başım çatlıcakmış gibi ağrıyor, görüşüm bulanık, ve oda dönüyor.
My head is spinning.
Kafam karışık.
My head's already spinning with the powers I have.
Sahip olduğum güçler başımı döndürmeye yetiyor.
My head's spinning
Başım dönüyor.
My head's still spinning.
- Başım hala dönüyor.
Sorry, my head's spinning today.
Özür dilerim, bugün kafam çok karışık.
My head is spinning... but it's nice!
Başım dönüyor... ama güzel.
My head's, like, totally spinning right now.
Kafam allak bullak.
Oh, my head's kind of spinning, too.
Kafam karıştı şu an.
I could say I didn't care all I wanted but seeing Bryce walk out in his jacket and tie holding that picnic basket set my head spinning again.
Umurumda olmadığını söyleyebilirim ama Bryce'ı ceket ve kravat takmış şekilde elinde piknik sepetiyle çıkışını gördüğümde başım tekrar dönmeye başladı.
My head's spinning like crazy.
Acayip başım dönüyor.
My head was spinning.
- Kafam karmakarışıktı.
My head's spinning like a top.
Başım çok kötü dönüyor.
Oh, it's okay, I was... My head was just spinning for a second.
Oh, bir şey yok sadece... bir süre başım döndü...
My head's spinning as it is.
Sonra bunlar benim başıma kalıyor.
My head's still spinning from last night.
Başım dün akşamdan beri dönüyor.
More like... you know, my head's been spinning.
- Bu akşam mı?
I never had a goal before, but since I got this thing, my head's spinning.
Önceleri bir hedefim yoktu ama bu fikri düşündüğümden beri, kafam resmen fır dönüyor.
My head's still spinning.
Başım hâlâ dönüyor.
A married woman, spinning my head saying she's got my baby.
Evli bir kadın, karnında çocuğumu taşıdığını söyleyerek aklımı başımdan alıyor.