No computer tradutor Turco
527 parallel translation
- No computer malfunction.
- Bilgisayar arızası yok.
- There is no computer!
- Bilgisayar yok ki!
There is no computer record of any such vessel, sir.
Böyle bir gemiyle ilgili bilgisayar kaydı yok efendim.
Well, what the hell is that? I'm no computer expert, but it looks like Donkey Kong.
- Bilgisayar uzmanı değilim ama bana hapı yuttuğunun resmidir gibi geldi.
There will be no computer record of said transmission.
Gelen iletimin bilgisayar kaydı olmayacaktır.
No computer.
Bilgisayar yok.
No computer, no fax.
Bilgisayar yok. Faks yok.
This is no computer. This is my archenemy.
Bu bilgisayar değil bu benim baş düşmanım.
Report it next time orthe computer will take you as dead with no lunch.
Dua et bilgisayar öldün diye istihkakını kesmedi. Yoksa aç kalacaktın.
In computer seven and eight we combined Miss Caroline Meredith, who is American, hunter no. 14332, with Mr. Marcello Poletti, who is Italian, victim no. 148 79.
Bilgisayar 7 ve 8 olarak Amerika'dan 14332 numaralı avcı Bayan Caroline Meredith ile İtalya'dan 14879 numaralı kurban Bay Marcello Poletti'yi eşleştirdik.
No 9000 computer has ever made a mistake or distorted information.
Bu bilgisayarlar hiç bir zaman hata veya yanıltıcı bilgi vermemiştir.
No 9000 computer has ever been disconnected.
Şimdiye dek hiçbir 9000 bilgisayarı devre dışı bırakılmadı.
No 9000 computer has ever fouled up.
Hiçbir 9000 bilgisayarı hata da yapmamıştı.
From five to zero, no command in the universe can prevent the computer from fulfilling its destruct order.
Beşinci saniyeden sıfıra kadar, evrendeki hiç bir komuta, bilgisayarı imha emrinden geri döndüremez.
No background at all in any computer banks.
- Hiçbir bilgisayarda bilgi yok.
As Computer predicted... and there's still no sign of alien ships.
Aynı Bilgisayar'ın tahmin ettiği gibi... ve hala yabancı gemilerden iz yok.
No, I explained to her that my records regard to my going to pistol practice got loused up in the computer.
Hayır, benim tabanca talimine gitmemle ilgili kayıtlarımın bilgisayarda karışmış olduğunu ona açıkladım.
Now, if I'm correct in my assumption, and I almost have to be, there's no one on the face of this Earth who could have stood at my computer and do what you did today.
Şimdi, eğer tahminimde yanılmıyorsam ki yanılmamam gerek bilgisayarımın önünde durup bugün yaptığınız şeyi yapacak bu dünya üzerinde yaşayan kimse yok.
No problems with the computer?
Bilgisayarla bir sorun var mı?
No, my computer never kids, Sam.
Hayır. Bilgisayarım asla dalga geçmez Sam.
No, Julie, the computer is the car.
Hayır Julie, arabanın kendisi bir bilgisayar.
[computer] No it was Cinderalla, 1949.
Hayır 1950'de ki Külkedisi. 1949 olucaktı.
No, just hang up [computer] No thanks, we dont need any!
Hayır, kapat gitsin. Sağolun, gerek yok.
But you have no proof... that whoever's been breaking into our war computer has been stopped.
Yani savaş bilgisayarımızı durdurmak için sisteme kimin girdiğine dair bir kanıt bulamadın.
No, the bank computer messed up again, Daryl.
Hayır, banka bilgisayarı yine bozulmuş Daryl.
Ask the computer any detail, no matter how small, something that could only be known to you and Daryl.
Bilgisayara herhangi bir ayrıntı sor, küçük olması önemli değil. Sadece senin ve Daryl'in bilebileceği bir şey.
I ran it through the computer three times. That's no mistake.
Onu bilgisayar yoluyla üç kere kayıt ettik., Hiç hata yok.
No, talk computer, not Apache.
Hayır, bilgisayarca konuş, Apaçice değil.
Does anybody here have a guitar? No. But the computer can replicate one.
Nazik dostumuzun sırtında bir parça sarı mı gördüm ne?
We have no control over our medical lab, nor our computer.
Laboratuarımız veya bilgisayarımız yok.
This is no larger than the holodeck, so the computer places images of more distant perspective on the walls.
Gerçek Londra yüzlerce kilometre genişliğindedir. Burası sanal güverteden daha büyük değil elbette, o yüzden de, bunu ayarlamak için, bilgisayar, görüntüleri... daha uzak perspektifteki görüntüleri sanal güverte duvarına diziyor.
All right. There are no real computer disks.
Gerçekte disket yok.
And since he's a computer, that means no human comforts... no air conditioning, no TV, no microwaved taco chips and cheese.
Bilgisayar olduğundan beri, insan rahatlığı kalmadı klima yok, TV yok, fırınlanmış tako cipsleri ve peynir yok.
It's no better than the computer, but no worse.
Bilgisayardan iyi de değil, kötü de.
Our computer core has been tampered with, yet there is no sign of a breach of security.
Bilgisayar çekirdeğimizin kurcalandığı çok açık, ama güvenlik sızıntısına dair bir bulgu hâlâ yok.
Engineering, display computer core processor 451, element 0299.
Mühendislik, bilgisayar çekirdek işlemcisi 451'in 0299 no.lu bölümünü göster.
Sir, I have completed level-1 computer diagnostics. There are no malfunctions.
Efendim, seviye bir tanısını bitirdim, hiç bir arıza yok.
The brain is a kind of computer but it's a computer such as no human factory has ever turned out.
Beyin, bir çeşit bilgisayardır. İnsanın kapatamadığı bir bilgisayar.
Bridge, the computer says La Forge is no longer on board.
Köprü, bilgisayar, La Forge'un artık gemide olmadığını söylüyor.
I have no wish to harm him, but I cannot allow Barclay to continue to act as the computer.
Ona zarar vermek istemiyorum, ama Barclay'in bilgisayar gibi davranmaya devam etmesine de izin veremem.
Library-computer access, replicator selection, recreation, no critical systems.
Kütüphane bilgisayar erişimini, çoğaltıcı seçimini, eğlence programlamayı. Kritik sistemleri kontrol etmiyor.
The computer has no record of the tag numbers of the car you were in. Must be fake.
İçinde olduğunuz arabanının plakası da sahte olmalı.
No science modules, no communications system, and enough computer capacity to run a Galaxy-class starship.
Bilimsel modül yok, iletişim sistemi yok ama Galaksi Sınıfı bir gemiyi yürütebilecek bir bilgisayar var.
If I am no more than a computer simulation, then very little will have been lost. But if I am right...
Bir bilgisayar simülasyonundan ibaretsem kaybedeceğiniz şey çok küçük olacak ama haklıysam...
Since the transporter is a simulation, the computer had no real data for the transport logs.
Işınlayıcının kendisi de bir simülasyon olduğu için bilgisayarda ışınlama kayıtlarını oluşturacak hiçbir veri yoktu.
Computer- - activiate force field around intruder. No. This is impossible.
Hayır, bu imkansız.
No more computer games, Matt, it's time for school.
Bilgisayarla oynadığın yeter, Matt, okul vakti geldi.
No, not some stupid computer, I'm talking about a fruit.
Hayır, saçma sapan bir bilgisayardan bahsetmiyorum. Bir meyveden bahsediyorum.
There was no way for the security computer to know that it was Thomas, not William who boarded the Defiant.
Güvenlik bilgisayarının, gemiye binenin William değil de Thomas olduğunu tespit etmesi mümkün değildi.
- It just gets processed into a computer. - No.
- Bir bilgisayara girilecek.
And no'consorting with computer friends'.
Ve bilgisayar arkadaslariyla harcayacak vakti olmadigini soyledi.
no computers 18
computer 888
computers 134
computer beeps 90
computer voice 28
computer beeping 32
computer chimes 26
no comments 23
no comment 524
no contest 43
computer 888
computers 134
computer beeps 90
computer voice 28
computer beeping 32
computer chimes 26
no comments 23
no comment 524
no contest 43
no complaints 60
no connection 21
no contact 82
no coffee 52
no cops 96
no complications 30
no convictions 26
no connection 21
no contact 82
no coffee 52
no cops 96
no complications 30
no convictions 26