No return tradutor Turco
1,062 parallel translation
The port of no return.
Dönüşü olmayan liman.
When he has reached the point of no return, even a man as strong as Motome will go mad trying to protect his family, and I would praise him for it.
Geri dönülmeyecek noktaya ulaştığında Motome gibi güçlü bir adam bile ailesini korumak isterken kafayı yiyebilir ve ben bunun için onu överim.
But if I land, there's no return to Earth.
Ama karada iseler, Dünya'ya dönemezler.
Not that everything was sunshine and lollipops up until then, but it was the Academy Awards that year when it became the point of no return for both Bette and Joan.
O ana kadar her şey güllük gülistanlık değildi tabii fakat o seneki Akademi Ödülleri Bette'yle Joan'ı, geriye dönüşü olmayan bir noktaya getirmişti.
"God-haunted Ghost and the Street of No Return".
"Perili Hayalet ve Tek Yön Yol."
No return address.
Adres yok.
The point is of no return...
Varmak istediğim yerin dönüşü yok ve sen oraya ulaştın bile.
Now, this is, to coin a phrase, the point of no return.
Başka bir ifadeyle, dönüşü olmayan nokta.
Even for a god, there's a point of no return.
Bir tanrı için bile, dönüşü olmayan nokta vardır.
There's no return on it, you see. Do you have any difficulty converting people?
Onları ikna etmede zorluk yaşıyor musunuz?
It all began shortly after we passed the point of no return.
Dönüşü olmayan noktayı geçtikten hemen sonra başladı.
He's at the point of no return.
Artık, dönüşü olmayan bir noktada.
Close to the point of no return.
Dönüşü olmayan noktaya yakınlar.
With no return address, huh?
Gönderilen yerin adresi olmayan mı?
I'll follow the path of no return.
Dönüşü olmayan bir yoldayım.
Because the road to hell is always of no return
Çünkü cehennemin dibinden geri dönüş yoktur
You have reached the point of no return!
Geri dönüşü olmayan noktaya ulaştın!
No matter what they said, I knew you'd return.
Ne derlerse desinler, döneceğini biliyordum.
- No, I wanna return this visit personally.
- Bu ziyareti şahsen iade etmek istiyorum.
So no-one will realise when we return!
Döndüğümüzde kimse fark etmez bile.
Motome no doubt wished to explain the situation to me, make whatever last effort he could for his son before turning all further care over to me, and then return here to the House of Iyi.
Motome hiç şüphe yok ki durumu bana anlatmak istemiş ve yapılabilecek diğer şeyleri bana bırakıp Iyi evine dönmeden önce oğluna yapabileceği son şey için uğraşmak istemişti.
- Thank you no, I must return to the hospital.
- Hayır, teşekkürler, hastaneye dönmek zorundayım.
You are the god of many men. Yet when those men no longer believe in you then you'll return to nothing.
Sen birTanrısın, ama inançlarını kaybedecek olurlarsa bir hiçsin.
In any case, I have to return... to the castle of Dr. Scarabus tonight. No.
Her hâlükarda bu gece Dr. Scarabus'un kalesine dönmek zorundayım.
We must get hold of the others quickly and return to the TARDIS! No Susan, no.
Çabucak diğerlerini bulup TARDİS'e dönmeliyiz!
- And what happens when we return to the city and Mansuh no longer needs us?
- Peki şehre dönünce ve Mansuh'un artık bize ihtiyacı kalmayınca, ne olacak?
"A world with no room for the Gordons... " is a world that will return to the sands. "
Gordon gibiler için yer olmayan bir dünya kumlara dönen bir dünyadır.
No, for if thou mean'st to murder me, Thou wilt return.
Hayır. Çünkü beni öldürmeye azmettiysen, geri dönersin nasılsa.
No problem. We'll return to the ship within 48 hours.
Problem yok. 48 saat içinde gemiye dönmüş olacağız.
Unless we return Captain Christopher to Earth, there will be no Colonel Shaun Geoffrey Christopher to go to Saturn.
Eğer Kaptan Christopher'i Dünya'ya göndermezsek, Satürn'e gidecek bir Albay Shaun Geoffrey Christopher olmayacak.
- I'll return it Monday No one will know I have it
Onu Pazartesi günü iade edeceğim. Peruğun bende olduğunu kimse bilmeyecek.
There is no Spock to return to his body.
Vücuduna dönecek Spock kalmadı.
No sooner do I return than I fall in love with a...
Buraya döndüm ve öyle birine âşık oldum ki...
There is no other explanation. Tito must return to the north. Notify all the units :
Şu anki mevziler bırakılıp Jablanica üzerinden kuzeye yeni yoldan gidilsin.
No matter how much we got at first, they'd figure the return was safe and load it up with money.
İlk seferde ne kadar vurgun yapsak da... dönüşün güvenli olacağını düşünüp... paralı gelecekler.
I know of no way to return you to your own time.
Seni kendi vaktine döndürmenin yolunu bilmiyorum.
Bring the ship about now. If you bring her about and return to starbase, no charges will be levelled.
Gemiyi çevirip Yıldızüssüne dönerseniz suçlamada bulunulmayacaktır.
The man from constable's "the hay-wain" said last night that there was no chance of a return to the pictures before the weekend.
Constable'ın Saman Arabası'ndaki adam dün akşam "Hafta sonundan önce resimlere dönüş olmaz," dedi.
As appreciation of their return to you, present me with 100 coins, no questions asked if you value your lives
Minnettarlığınızı göstermek için bize 100 ryo verin. Hayatınıza değer veriyorsanız soru sormayın. " Aozora Klanı
No, I just passed by to say hello, but... now I have to return as I think she drinks alone.
Geçerken uğramıştım öylesine. Artık dönmem lazım, yalnız kalınca içip duruyor.
No, I won't sleep tonight, just in case the bandits return.
Hayır, bu gece uyumamalıyım! belki haydutlar geri dönebilir onları sadece bir süreliğine def edebildim
After all, we are the ones who pay with our lives but get no payment in return.
Sonuçta bizler bedelini hayatlarıyla ödeyip karşılığında hiçbir şey almayanlarız.
'And there's no point to pray, you can't return to the past.'
'Dua etmek boşuna, geçmişe dönülmez ki.'
- There's no rush to return the keys.
- Anahtarları getirmek için acele etmeyin. - Tamam, teşekkürler.
No.4, "Major Burke's Return."
4 numara, "Binbaşı Burke'ün dönüşü."
No, I came direct to see you on return
Kimse, direk size geldim
Even further. To the point of no return.
Dönmenin bir anlamı yok.
There was no way to prevent the machine's return.I lack the key.
Makinenin geri dönmesi imkansızdı. Anahtarım yok.
- No, no, I will not return there.
- Hayır, hayır oraya dönmem.
No matter how far she deviates to avoid Cylons, she'll always return to that heading sooner or later.
Cylonlar'dan kaçmak için yoldan ne kadar saptığının önemi yok er ya da geç aynı rotaya döner.
He has turned away, won't return, no matter how much we call out to him.
Dönüp gitti, geri dönmeyecek.onu ne kadar çağırırsak çağıralım.
no return address 30
return 141
returned 23
return to sender 22
return to base 24
return it 26
return fire 37
return home 17
return to your homes 20
no response 122
return 141
returned 23
return to sender 22
return to base 24
return it 26
return fire 37
return home 17
return to your homes 20
no response 122
no rest for the wicked 37
no refunds 32
no reply 23
no records 21
no regrets 133
no relatives 18
no record 91
no reason 651
no really 41
no respect 40
no refunds 32
no reply 23
no records 21
no regrets 133
no relatives 18
no record 91
no reason 651
no really 41
no respect 40