English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ N ] / None of you

None of you tradutor Turco

4,838 parallel translation
Why does none of you understand what a great plan it is?
Neden hiçbiriniz daha büyük bir plan olduğunu anlamıyorsunuz?
You all do, when I know for a fact that none of you has anything to be superior about.
Hiçbirinizin üstün bir tarafının olmadığı gerçeğini de biliyorum.
And none of you freaks better come after me or my family... Ever...
Siz yaratıklardan hiçbiri asla benim veya ailemin peşinden gelmeyeceksiniz.
Because none of you got anything I need.
Senin hiçbiri gereken bir şey var çünkü.
What the hell do you think you're doing? None of your business.
- Ne haltlar karıştırdığını sanıyorsun?
None of you can bring me the head of that North Sea Gang master.
Hiçbiriniz Kuzey Denizi Çetesi Ustasının kellesini bana getiremedi
If I die, none of you should take any action on my behalf.
Eğer ölürsem... hiç biriniz benim adıma bir harekette bulunmayacaksınız
We have this letter and we have the knife. If those are enough to make Henry investigate, can you trust that none of your guards will confess under torture?
bu mektupda elimizde bıçakta elimizde bunlar Henry'nin olayı araştırmasına yeterse korumalarından birinin işkence altında itiraf etmeyeceğine emin misin?
Yes, I know. It's really hard to see friends fighting, but I'm just glad that none of you guys were there to see it.
Arkadaşların kavga ettiğini görmek çok zor bu yüzden hiçbiriniz orada olmadığı için mutluyum.
You know, it's none of your business, what happened to my platoon... what happened to me.
Benim takımıma ve bana ne olduğu seni ilgilendirmez.
I don't know what you're talking about, but, whatever it is, I'm pretty damn certain it's none of your business.
Neden bahsettiğini bilmiyorum... ama her neyse kesinlikle eminimki seni ilgilendirmez.
None of you have a choice.
Seçim şansınız yok.
My esteemed colleague was lying. He said none of you were pretty.
Saygıdeğer meslektaşım hiç güzel değiller derken yalan söylemiş.
And none of you will ever speak of it again.
Ve hiçbiriniz asla tekrar bundan bahsetmeyecek.
Now, students, it's final exam day, and none of you wants to repeat the class like a certain student I don't want to embarrass.
Şimdi öğrenciler, bugün final sınavı günü ve hiçbiriniz sınıfı tekrar etmek istemez. Tıpkı şu öğrenci gibi... Utanmak istemiyorum.
None of which you can prove in a court of law.
Bunların hiçbiri mahkemede kanıtlanamaz.
okay. and none of them turn out so good for you.
Çünkü, iyi davranmaya çalışıyorum, tamam mı. Bunu sonuçlanabileceği bir kaç yol var, ve hiç birisi sizin için iyi değil.
None of whom are available, and you need help, Dr. Brennan.
Hiçbiri müsait değil. Yardıma ihtiyacınız var, Dr. Brennan.
You're gonna get the treatment, you're gonna throw up, and you're gonna feel miserable, but none of that's gonna matter because you're gonna live to be a hundred.
Tedavi olacaksın, atlatacaksın ve perişan hissedeceksin ama önemi kalmayacak yüz yıl yaşayacak gibi olacaksın.
None of it is. You.
Bunların hiçbiri değildi.
The odds are reasonably good that none of this would have happened without you.
Sensiz bunların hiçbirinin olmayacağı ihtimali açıkça ortada.
I grant you, none of my crew is a stranger to theft, but as a breed, we do have a tendency to be a bit direct about the process.
Sizi temin ederim, mürettebatımdan hiç kimse hırsızlığa yabancı değildir ama cins olarak sürece doğrudan dalmak gibi eğilimlerimiz var.
I'm sorry you're not his favorite kitten anymore, Charlie, but that's none of my devising.
Üzgünüm ama onun en sevdiği kedisi sen değilsin artık Charlie, ama bu beni ilgilendirmez.
And you have been ordered to demolish exactly none of them.
ve sana tam olarak bunların hiçbirini yıkmaman emredildi.
I want compensation - some nice, fresh meat, none of that offal you're pummelling at.
Zararın karşılanması için içinde hiç sakatat falan olmayan biraz güzel, taze et istiyorum.
I see none of these things in you.
Bunların hiçbirini sizde görmüyorum.
If you'd told Larry you were gay, none of this would've happened.
Eğer Larry'ye eşcinsel olduğunu söyleseydin, bunların hiçbiri olmazdı.
None of this is your fault. Do you understand that?
Bunların hiçbiri senin suçun değil, bunu anlıyorsun değil mi?
You can't just take him back to New York when this is over and pretend like none of this is real.
Tüm bunlar bittiğinde onu alıp New York'a götürüp hiçbiri gerçek değilmiş gibi davranamazsın.
Look, I know it's none of my business, and you're welcome to use the truck...
Bak, biliyorum beni ilgilendirmez ve kamyoneti istediğin zaman kullanabilirsin...
Wai- - think about it. None of us- - not me, not George, not Lemon, not you- - have had any luck in love since that wedding dissolved.
Düşünsene, hiçbirimiz, ne ben, ne George, ne Lemon, ne de sen o düğün gerçekleşmediğinden beri şansımız hiç yaver gitmedi.
Ever since you two didn't walk down the aisle, none of us have been able to have a meaningful relationship.
Düğününüz gerçekleşmediğinden beri hiçbirimiz düzgün bir ilişki yaşayamadık.
We'll use the scan you sent to match handwriting, but every Ballard parent is accounted for, and none of the Ballard fathers is nicknamed Buddy.
Gönderdiğin mektuptaki el yazısını araştıracağız ancak bütün Ballard velileri araştırıldı ve hiçbirinin takma adı Buddy değil.
You still haven't told me whether you found her during the time none of us can remember.
Kimsenin hatırlamadığı o zaman diliminde gemiyi bulup bulmadığını hala söylemediniz.
Whatever you did, Nenna, it's none of my business.
Ne yaptıysan Nenna, beni ilgilendirmez.
You have my word that none of us shall ever speak of what you've done.
Ben ve hiçbirimiz bu konuda konuşmayacağız, sana söz veriyorum.
Ben, look, I know it's none of my business, but you are never gonna get anywhere if you don't get rid of Angela.
Ben, biliyorum bu beni ilgilendirmez ama Angela'yı aradan çıkarmazsan hiçbir sonuca varamazsın.
Why you did that is none of my business.
Nedeni beni ilgilendirmez.
You're offering me none of that. Gosh, you're right.
- Sen bana bunların hiçbirini sunmuyorsun.
But none of them, I remember, ever went as far as you.
Ama gördüklerimden hiçbiri senin kadar zorlamadı.
You got to share good things or none of us can have it.
Aaa birlikte karnımızı doyurmalıyız, ne diyorsun sen? Hayır, hadi bir el kapışalım.
- None of that scares me,'cause I know who you are.
Bunların hiçbiri beni korkutmuyor çünkü seni tanıyorum.
If you guys were just honest with each other for one second, none of this would have happened.
Birbirinize karşı sadece bir anlığına dürüst olsaydınız bunların hiçbiri olmazdı.
A-And no, none of us heard about you soiling yourself at work. Oh... well why is everybody here?
Ve hayır, hiçbirimiz işyerinde altını pislediğini duymadık.
None of this feels right, you don't feel right.
Bu hiç doğru gelmiyor, sen de doğru gelmiyorsun.
I know it's none of my business, but I just, you know- - we love having you in our family, and- thanks, buddy.
Biliyorum, benim işim değil bu ama... Ailemizde olmanı seviyoruz.
Look, it's none of my business, but Rebecca is taking this pretty hard, and I just wanted to take another run at the possibility that maybe you let her stay on Truck for... Do me a favor.
Bana bir iyilik yap.
If you hadn't broken our engagement, none of this would've happened.
Nişanımızı bozmuş olmasaydın bunların hiçbiri olmayacaktı.
If you'd married me, none of this would've happened.
Benimle evlenmiş olsaydın bunların hiçbiri olmayacaktı.
Look, uh, it's none of my business, but I overheard you talking to...
Bak, beni ilgilendirmez ama konuşmanıza kulak misafiri oldum.
You could have lied or told me it was none of my business.
Yalan ya da üzerime vazife olmadığını söyleyebilirdin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]