Not worried tradutor Turco
3,233 parallel translation
- Him, I'm not worried about.
- Bizimkine bir şey olmasından korkuyorum.
But now I'm not worried about that, because I have you.
Ama olsun, hiç endişelenmiyorum çünkü sana sahibim.
We've got a real fight ahead of us with the Warblers at Sectionals, but I am not worried at all.
Sizler ailemsiniz. Önümüzde Warblerlarla zorlu bir mücadele var, ama hiç endişelenmiyorum.
I'm not worried about that.
Bunun için endişelenmiyorum.
If I'm not worried, you shouldn't be worried.
Ben endişeli değilsem sen de olmamalısın.
Is there a child on earth who has not worried their parents?
Çocuğu için endişelenmeyen aile var mıdır?
You're not worried about it?
Endişelenmiyor musun?
Max, I'm not worried about that.
Max, bunun hakkında endişelenmiyorum.
There's not a man among you who's not worried about his family, and how this is all gonna end.
Aranızda ailesi için endişelenmeyen tek bir kişi bile yok ve işte bu işin bitmesinin yolu.
I'm not worried about it.
Ona sıkılmadım.
I'm not worried.
Hiç endişelenmiyorum.
I'm not worried, General, just confused as to why Pavel thinks he can waste your time with upgrades that are entirely unnecessary.
Merak etmiyorum, General, kafamı meşgul eden tamamen gereksizken Pavel'in sizin üzerinizde değişiklik yapılması gerektiğini düşünmesi.
I'm not worried about Tammy.
Ben Tammy için endişelenmiyorum.
Not worried about being connected to their victims.
Onları kurbanlarla ilişkilendireceğimizden endişe etmiyorlar.
Not worried about these push-ups, are you?
Şu şınav çekme hakkında endişelenmiyorsun değil mi?
Divorce is finalized, 40, but you're not worried because 40's the new 30, right?
Boşanacaksınız. 40. Ama boşa üzülme. Çünkü 40, eskiye göre 30 sayılır, değil mi?
You're telling me you're not worried?
Bana endişeli olmadığını mı söylüyorsun?
No, I'm not worried.
Yok, pek de umursamıyorum.
You I'm not worried about. Uh, can I help you?
Senin hakında hiç endişelenmiyorum.
I'm not worried.
Endişelenmedim.
And he's not worried about lawsuits?
Davaları önemsemedi mi yani?
I'm not worried about that.
Onlar için endişelenmiyorum.
I just wish that Reggie was here, because he would be sooo jealous! I'm not worried.
Korkmuyorum.
I'm not worried at all.
Keşke Reggie de burada olsaydı çünkü kıskançlıktan çatlardı! Hatta hiç korkmuyorum.
I'm not worried at all. Not even a little.
Umurumda değil, bir gram bile!
Are you not worried if you bugger off to Hamburg it'll go against you for the promotion then?
Eğer Hamburg'a gidersen, terfi etmen için hiç iyi olmaz bunu düşünmüyor musun hiç?
No, but he said he was coming, so I'm not worried.
Hayır, ama geleceğini söyledi, yani endişelenmiyorum.
Oh, no, I'm not worried about anything.
Hayır endişeli değilim.
I'm not really worried about getting into college.
Üniversiteye girmek beni pek endişelendirmiyor.
But it's not my soul I'm worried about. It's my son's.
Ama endişelendiğim kendi ruhum değil, oğlumun ki.
Really? Are you sure I'm not completely confident about my first day because it's gonna be a home run, and I am worried about you because you're taking on a little bit more of the Lily load?
İlk günümde çok iyi bir iş çıkaracağımdan ötürü kendime çok güvenmediğime ama Lily'nin sorumluluğunu biraz daha üsteleneceğinden dolayı senin için endişelenmediğime emin misin acaba?
And with everything that's happened and this lawsuit keeping it all alive, maybe she just... worried that the slightest little thing is gonna make you run off to that trailer and leave her alone in the house you gave her, not sleeping at night because whichever room she lays down in, she just can't get away from the fact that you're just not there.
Tüm bu olanlar yüzünden ve bu dava onları taze tuttuğu için belki de en ufak bir şey, onu geceleri hangi odada yatarsa yatsın orada olmadığın gerçeğinden kaçamadığı için uyuyamayacağı o evde bir başına bırakıp karavanına kaçmana neden olur diye korkuyordur.
Oh, yeah, but I'm a bit worried. It's not the same any more.
Evet, ama biraz endişeliyim, bir şeyler farklı geliyor.
Mac, you're not the only one worried about them, okay?
Mac, endişelenen bir tek sen değilsin, tamam mı?
I'm not reaching for any more pills, if that's what you're worried about.
Eğer endişelendiğin şey haplarsa artık kullanmıyorum.
I was worried that the both of you could not cooperate anymore
Sizlerle artık çalışamayacağım için endişeliyim ama.
She's very worried because you're not answering her calls, reading her e-mails, or responding to her texts.
Merak etmiş çünkü ne telefonunu açmışsın ne de e-posta ve mesajlarına bakmışsın.
Not you, if that's what you're worried about.
Bunun için endişeleniyorsan, sen değilsin.
I am just worried that, as a couple, we're not working out.
Bir çift olarak, yürütemediğimizi düşünüyorum.
Josie, I'm worried that, er, unlike your tungsten drill, what I'm saying is not getting through.
Josie, buna üzüldüm, ee, tungsten matkabının aksine ne söylediğim ulaşılmıyor.
But you're not the only one I'm worried about.
Ama hakkında tek endişelendiğim sen değilsin.
You worried I'm not pleasing my young wife?
Sizler genç karımı memnun etmediğimden mi şüpheleniyorsunuz?
When you decided to not go to Germany, I was worried that you'd refuse treatment.
Tedavi olmamak için Almanya'ya gittiğini düşünüp çok korkmuştum.
You're not asking me that because you're seriously worried?
Gerçekten endişelendiğin için mi soruyorsun?
I can't even die because I'm worried you might cheat on me if I'm not around!
Belki seni ardımda bırakmamdan endişelenirsin diye ölemiyorum bile.
- I'm not worried.
- Endişelenmiyorum ki
It's not Cavendish he's worried about.
Endişelendiği kişi Cavendish değil.
Are you worried your dad's not gonna come?
Baban gelmeyecek diye mi endişelisin?
The only thing I'm worried about is who Wyatt's gonna fire for not promoting us sooner.
Endişelendiğim tek şey, Wyatt'ın bizi terfi ettirmeden kovması.
" Not so much proud, darling, as worried.
"Pek gururlu değilim hayatım, daha çok endişeliyim."
No, I'm not worried.
Hayır.
worried 132
worried about you 17
not worth it 37
not work 17
not working 52
not war 23
not without you 77
not words 19
not without a fight 24
not we 32
worried about you 17
not worth it 37
not work 17
not working 52
not war 23
not without you 77
not words 19
not without a fight 24
not we 32
not with me 172
not well 227
not without a warrant 22
not with 22
not what i expected 31
not with you 126
not without me 32
not weird 17
not worse 22
not with that attitude 26
not well 227
not without a warrant 22
not with 22
not what i expected 31
not with you 126
not without me 32
not weird 17
not worse 22
not with that attitude 26