Now you know everything tradutor Turco
474 parallel translation
Die! Now you know everything.
Artık her şeyi biliyorsun.
Now you know everything.
Artık her şeyi biliyorsunuz.
Now you know everything.
Her şeyi öğrendin.
Now you know everything.
Artık her şeyi öğrendin.
Now you know everything.
Şimdi herşeyi biliyorsun.
Now you know everything about the little Countess. There have been rumors for 20 years.
Artık küçük Kontes hakkında her şeyi biliyorsunuz. 20 yıldır dedikodular oldu.
Now you know everything.
Tamam her şeyi öğrendin işte.
Well, now you know everything.
Şimdi her şeyi biliyorsun.
Ok, so now you know everything.
Canını sıkma.
Now you know everything.
Şimdi her şeyi biliyorsunuz.
Well, now you know everything.
Evet, artık her şeyi biliyorsun.
Now you know everything I do.
Şimdi ben her şeyi biliyorum.
Now you know everything!
Şimdi herşeyi öğrendin!
Now you know everything.
Şimdi her şeyi biliyorsun.
You know how they're doing it now, you know, over the ears and everything...
Utandığının ve muhabbet kuramadığının farkındayım.
Now look, you've been practicing for months and you know everything fine. Why, you did it for me last night.
Aylardır pratik yapıyorsun ve her şeyi çok iyi bilmektesin, dün gece benim için yapmıştın.
You know... I have a feeling that from now on... everything's going to take a turn for the better.
Biliyor musun, içimde artık her şey düzelecek gibi bir his var.
Hélène has told you everything, and now that you know -
Helene sana her şeyi söyledi, artık her şeyi biliyorsun.
Now, you just leave everything to me and be happy that you know such a man.
Artık her şeyi bana bırakın. Böyle bir adam tanıdığınız için de şükredin.
You may never know why everything happened... but now you do know how and where it started, and that does matter.
Önemli olan da bu.
Now that you know everything?
- Şimdi herşeyi biliyorsun.
And now, I shall like you to tell me everything you know about the murdered man.
Ve şimdi, bana öldürülen kişi hakkında bildiğiniz her şeyi bana anlatmanızı isteyeceğim.
Well, now, Mabel, there are two sides to everything, you know.
Şey, şimdi, Mabel, her şeyin iki yanı var, biliyorsun.
Now you know absolutely everything about me.
Şimdi hakkımdaki herşeyi, kesinlikle biliyorsunuz.
Now, come along with me, Herbert, because Miss Welenmelon wanted me to show you everything that you have to do, so you know your duties.
Benimle gel. Bayan Welenmelon, görevlerini göstermemi istedi.
Now, apart from the cooking... I'll need... well... everything, general looking-after, you know.
Yemek pişirmek dışında benim için evdeki bütün işleri halletmelisin.
You know, I've held my tongue until now, but you're determined to find fault with everything I do, aren't you?
Biliyorsun, bu zaman kadar ağzımı açmadım, fakat her yaptığım harekette bir kusur buluyorsun, değil mi?
I suppose it couldn't be part of a crazy exhibition, you know where everything had been increased in size? Well now, this is interesting.
Umarım bunlar çılgınca bir serginin parçaları değildir, görüyorsun herşey bu büyüklüğe getirilmiş
But now I know everything, so tell me really who you are.
Fakat şimdi herşeyi bildiğime göre söyleyin, gerçekten siz kimsiniz?
I know everything hasn't been quite right with me but I can assure you now very confidently that it's going to be all right again.
Ben, her şeyimin mükemmel olmadığını biliyorum ama seni yürekten temin ederim ki her şey düzelecek.
And now, since we are becoming so chummy, perhaps you will tell me everything you know about the Great Train Robbery, eh?
Evet, şimdi dost olduğumuza göre belki büyük tren soygunu ile ilgili bildiklerini anlatabilirsiniz.
You know... you could spill everything you know now... before the cops make you do it the hard way.
Polisler zorla ağzından almadan bildiklerini söyleyebilirsin.
I know this is the worst thing that ever happened to you, but now everything's gonna be roses.
Bunun başına gelen en kötü şey olduğunu biliyorum ama artık her şey güzel olacak.
And now, in keeping with our policy of letting you folks know everything that happens in our little family here, I am pleased to inform you that another sponsor's come forward to back still another pair of our spunky kids.
Ailemizde olup biten her şeyden sizi haberdar etme ilkemiz gereği yürekli bir çiftimizin daha sponsor bulduğunu açıklamaktan memnuniyet duyuyorum. 67 numara!
Now that you know everything about me... do you still love me?
Artık benimle ilgili her şeyi biliyorsun... hala beni seviyor musun?
He ruined everything with coming when I was getting used to. I don't know what to do now. I know you, Cigdem.
Aylar türlü sıkıntılarla geçti, onsuzluğa tam alışırken, yeniden dönmesi bütün hayatımı alt üst etti.
Now, I suggest you tell me everything you know.
Bak, bana bildiğin herşeyi anlatmanı öneririm.
Well, I think you know everything now.
Şimdi her şeyi biliyorsunuz.
You know everything now.
Şimdi herşeyi biliyorsun.
I know how difficult everything is for you right now.
Şu anda her şeyin sana çok zor geldiğini biliyorum.
But now you're here and I know. Everything is going to be fine
Ama şimdi yanımdasın ve ben bunu biliyorum.
Yes, I do, I know very well how lovely it is, ln a way, I'm happy it happened because now I share a secret with you, and everything's much stronger between us,
Yedinci bölümün sonu.
you now know everything
Artık herşeyi öğrendin!
Now, tell me everything you know about Darryl Revok's organization.
Şimdi, Darryl Revok'un organizasyonu hakkında bildiğiniz her şeyi anlatın.
- We know everything now, you don't have to pretend anymore...... we know you're not a diabetic, that you're a drug addict but we have no drugs..
Her şeyi biliyoruz artık. Rol yapma. Şeker hastası olmadığını biliyoruz.
You're gonna tell me everything you know about the Moyas right now.
- Moya kardeşler hakkında bildiklerini söyleyeceksin.
I think you know everything now.
Sanırım şimdi her şeyi biliyorsun.
You know everything now, huh?
Şimdi her şeyi biliyorsun ha?
Eve, now, you know how to do everything, right?
Her şeyin nasıl yapılacağını biliyorsun değil mi Eve?
Now, if you tell me everything you know I promise you I'll kill you quick.
Şimdi bana bildiğin herşeyi anlat fazla kıvranmayacaksın, söz.
'Now I know you understood everything.
Şimdi her şeyi anladığını biliyorum.
now you see me 17
now you're talking 179
now you know 219
now you listen to me 140
now you've done it 48
now you see 59
now you don't 28
now you 250
now you understand 24
now you can 26
now you're talking 179
now you know 219
now you listen to me 140
now you've done it 48
now you see 59
now you don't 28
now you 250
now you understand 24
now you can 26