Old fella tradutor Turco
118 parallel translation
Look at him, Candy - The old fella's all stiff with rheumatism.
Şuna bak Candy, romatizmadan her yerin tutulmuş.
That old fella just suffers hisself all the time -
Görmüyor musun Candy? Zavallı, ihtiyar hayvancık acı çekiyor.
Not just an old fella lonesome underground.
O, sadece toprak altında yatan yaşlı bir adam değil.
You mean without the old fella knowing.
Yaşlı adamın haberi olmadan yani.
Poor old fella.
Zavallı yaşlı adam.
- He's a good old fella.
- İyi bir ihtiyar.
Especially the old fella and the lady over there.
Özellikle şu yaşlı adamla, oradaki hanımı.
The old fella said that... could he have these pictures, and Norm said, "No."
Yaşlı adam fotoğrafları alabilir miyim dedi ve Norm "Hayır" dedi.
Bang away, old fella.
Uzağa ateş et, yaşlı dostum.
Poor old fella... cut him down.
Zavallı dostum. İndirin onu.
There's an old fella named Jack, has a place down the river a bit, but he's not with them.
Yaşlı bir adam var, adı Jack, nehrin biraz aşağısında bir yeri var. ama o da onlarla değil..
Well done, old fella.
Bravo eski dostum.
Hey, old fella, well-met and all that jazz.
Hey, adamım, Yine bir aradayız.
Old fella I should be mighty glad that... I'm late every time
yaşlı dostum her zaman geç kaldığıma... hiç pişman değildim ama bu sefer ölümde biraz erkenci olacağım!
Sorry I had to hit you, old fella.
Sana vurduğum için üzgünüm, eski dostum.
Uh, listen, old fella, I'm just here to check out the dish.
Dinle ihtiyar dostum, ben sadece çanağı kontrol etmek için geldim.
Happy to be home, old fella?
- Tamam. Eve döndüğün için mutlu musun eski dostum?
See you around, old fella.
Görüşürüz eski dostum.
"Oh, Just kidding. Here's a heavier yoke for you, old fella. Toss it on and rub my belly."
"Şaka yaptım al sana daha ağır bir çift tak şunu ve göbeğimi okşa denmez."
An old fella like you needs all the help he can get.
Yardım ister misin? Senin gibi bir ihtiyar...
It's a bit late, old fella.
Bunun için biraz geç eski dostum.
You wanna be more careful, old fella.
Daha dikkatli olmalisin, ihtiyar dostum.
Wake up, old fella.
Uyan, ihtiyar.
But we make do. Don't we, old fella?
idare ediyoruz, değil mi, ihtiyar?
Right, old fella?
- Sakin ol. Sakin ol.
Big old fella.
Koca ahbap.
Such a sweet, old fella, Who's going to doubt your word?
Tatlı, masum bir ihtiyar, sözlerinizden kim şüphelenir ki?
Don't overdo it, old fella.
Aşırıya kaçma ihtiyar.
Easy, old fella.
Sakin ol eski dostum.
Truly sorry, old fella...
Çok üzgümüm dostum...
So basically, the old fella didn't like this Scottish knight nailing'his daughter,
Esasında, yaşlı insanlar... kızını vuran İskoç şövalyeyi sevmediler.
I used to caddy for him. Really nice old fella.
Ona top taşırdım, gerçekten iyi adamdı.
Old fella?
Yok mu? Amca?
I'm more like the old horse the fella's tryin'to sell.
Fakat bana sorarsan daha çok satılığa çıkmış yaşlı at gibiyim.
You know, back in my little old town of Riddle, the way we elect fellas to office is we try to figure which fella can best be spared from useful labor.
Küçük eski kasabam Riddle'da politikacıları seçerken hangi adam en yararsız işi yapıyor diye anlamaya çalışırdık.
The old paint's still good, but that fella's just set up a business and needs a good start.
- Boyası hala iyi, ama bu adam yeni iş kurdu ve iyi bir başlangıca ihtiyacı var.
That story's getting old, fella.
Bu hikaye eskidi dostum.
I sure would've liked to have known the big fella back in the old days.
Kesinlikle ihtiyarı eski günlerindeki gibi hatırlamak isterim.
These old boys don't need us telling them where the bear sits. Look what that fella made for me.
Maskelerinizi çıkarın ve bana gerçek benliğinizi gösterin.
Well, good luck. How old's this fella?
Bu arkadaş kaç yaşında?
But you see, the problem was the old people wouldn't agree to the fella.
Ama işte, sorun o ki yaşlıların oğlanı kabul etmeyeceği tutmuş.
It's the old fella.
Yaşlı adam.
This Fella Who Killed Old Claire, He Ain't No Man.
Yaşlı Claire'i öldüren kişi, bir insan değildi.
- Well, let's give it the old college try shall we? I'm trying, but Janet Reno here doesn't exactly make it easy on a fella.
Deniyorum ama bu Janet Reno işleri zorlaştırıyor.
You're the fella moved into the old Quinn place.
Sen o eski Quinn Place'e giden adamsın.
Hey, Roy, we know you been moonlighting'on us with that old yellow fella from the train!
Hey, Roy, Trende üzerine vazife olmayan işlere burnunu soktuğunu biliyoruz!
( howls ) I hear you, old fella!
Seni duyuyorum, eski dostum!
It looks like the old fella was right.
Sanırım eski dostumuz haklıymış.
Hell, they even shot that old colored fella that plays the organ.
Org çalan o yaşlı zenciyi bile vurmuşlar.
- Bit of the old skills training with the young fella.
Oğlumla antrenman yapıyoruz.
No respect for his old fella.
Babasına saygı göstermiyor.