English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ O ] / One of yours

One of yours tradutor Turco

977 parallel translation
One of yours?
Bu sizin mi?
Well, I used to be one of yours.
Ben de sizden biriydim.
There are many things a man will do... but betrayal for a price is not one of yours.
Bir erkek çok şey yapabilir... ama kendini satmak sizin yapacağınız iş değil.
I didn't come to make a request but to grant you one of yours.
Bir istekte bulunmaya değil aksine bir isteğini yerine getirmeye geldim.
One of yours, I mean.
- Seninkileri kastettim.
How about selling us one of yours?
Sizinkilerden birini satmaya ne dersiniz?
Even in one of yours I would have thrown this glass at him
Seninkilerde bile su bardağı yüzüne fırlatırdım.
They lookinged through some of the old letters and come across one of yours.
Eski mektuplara bakarken... sizinkilere rastlamışlar.
Let me have one of yours, will you?
Seninkilerden birisini alabilir miyim?
Or maybe one of yours would fit him.
Ya da seninkilerden biri ona uyar.
This one of yours could be as dangerous as a rattlesnake bite.
Bu, çıngıraklı yılan ısırığı kadar tehlikeli olabilir.
She's not one of yours?
Seninkilerden değil mi?
I still have a scat on the side of my head to remind me of one of yours.
Yüzümün kenarında hâlâ senin hatalarından birini hatırlatan bir yara izi var.
Let me have one of yours.
Senin de bir parmağını almayı.
It's yours if you'll sell me one of those cigarettes you roll with your pretty hands.
Güzel ellerinle sardığın şu sigaralardan birini bana sat, senin olsun.
The brown-skinned girls who enflame... your senses with their play... the cool, yellow-haired women who entice and escape you... the gentle ones who serve you... slender ones torment you... the mothers who bore and suckled you... all women whom God created out of... the teeming fullness of the Earth... are yours in the love of one woman.
Cilveleriyle kanını kaynatan kumrallar aklını çalıp seni baştan çıkaran sarışınlar şefkatle sana hizmet eden güzeller cehennem azabı çektiren ince belliler seni doğurup emziren anneler Tanrı'nın, toprağın fışkıran bereketinden yarattığı bütün kadınlar tek bir kadının sevgisinde, senindir.
No one has to tell me you've found a playmate for this rustic holiday of yours, it's in your face.
Anlaşılan kır tatilin için bir oyun arkadaşı bulmuşsun. Yüzünden okunuyor.
You just harm one hair of my lady's head and that ugly face of yours will walk about with no neck under it.
Leydimin saçının teline dokunursan o çirkin suratın altında boynun olmadan yürürsün.
He's one of the best shots in the country, as he's proved many times. - He's got steadier hands than yours.
Ülkenin en iyi nişancılarından biri ve bunu pek çok kez kanıtladı senden çok daha çevik ve hızlı.
He's one in a million, that Johnnie of yours.
Senin Johnnie'in milyonda birdir.
You've allowed that one mistake of yours to embitter your whole life.
Yaptığınız hatanın sizi hayata küstürmesine izin verdiniz.
Yours is one of them, Garlopis. That's how I knew your claim was crooked.
Seninki de onlardan biriydi, hileli olduğunu öyle anladım.
One of those interesting little hunches of yours?
O küçük ilginç önsezilerinden?
Otherwise, I'd have tried playing you off, one against the other, instead of making myself a target for those gunmen of yours.
Aksi halde, kendimi tetikçilerine hedef yapmak yerine... sizi birbirinize düşürürdüm.
Mr. Grindle, this... this place of yours... is one of the most beautiful I've ever seen.
Bay Grindle... mülkünüzün bu kısmı şimdiye dek gördüğüm en güzel mekân.
I'll toss you. My share against yours. One of us stays, and one goes.
Benim hisseme karşılık seninki, kaybeden gider.
You just got one love, that little tin baby of yours.
Tek bir aşkın var, o da şu küçük teneke bebeğin.
One that I know of was further in than yours.
Hatırlradıklarımdan birisi sizinkinden daha derinde olmuştu.
Last night we arrested one Nasir Salim, a friend of yours.
Dün gece arkadaşlarından birini, Nasir Salim'i tutukladık.
You could buy that house and then sell it and that equity of one or two million yen would be yours
Evi alıp daha sonra satarak, bir-iki milyon yen kar etmiş olursun.
The men are old friends of yours, one alive, the other dead.
O adamlar eski arkadaşlarınız. Biri hayatta, öbürü öldü.
You'll just take care of one that's not yours.
Senin değil ama sen bakacaksın.
Sheriff, this man of yours is real gun crazy man when he faces up a boy without a gun, but somehow he ain't so anxious when he meets a man who has one.
bu adam sizin Fakat bir erkeğin bulunduğu bir erkeğe kavuştuğunda bir şekilde çok endişeli değildir.
The gal that really took the prize... was that one you wrote about in that first book of yours.
Bence en iyisi ilk kitabında anlattığın kızdı.
This favorite murderess of yours... the one you were telling us about the other afternoon, is she an instance?
Şu sizin en sevdiğiniz katil hani geçen gün bahsettiğiniz, o da öyle biri mi?
I don't care much whether it's here or outside... so long as I get one punch at that stuck-up face of yours.
İster burada, ister dışarıda, bana göre hava hoş o küstah suratına bir yumruk atayım yeter.
- One of them horses yours?
- Senin atın var mı?
One punch in that spaghetti basket of yours and... you're through.
O spagetti sepetine bir yumruk vurarak seni bitirdi.
Yours was one of the most successful apparitions... we ever staged, I believe.
Sanırım sizinki bu güne kadar sahnelediğimiz en başarılı hayaletlerden biriydi.
When you get too pally with that shamus friend of yours, remember, one of these days, I'm liable to ask for my little gift back.
Senin şu aynasızla arkadaş olursan eğer, hediyemi geri isterim.
Each one ready to prove it to you by sending half a buck so you can get back to Millington and build a decent house for them brats of yours.
Her biri de, Millington'a geri dönüp yumurcaklarına uygun bir ev kurabilmen için sana yarım dolar göndererek arkadaşlıklarını ispata hazır.
I paid that Ben Quick friend of yours... one thousand dollars for the rights to this land... and everything I find here is mine! Who knows?
Arkadaşın Ben Quick'e 1000 dolar ödedim, bu arazinin hakları için. Ve burada bulduğum her şey benim! Kim bilir?
Nobody in this hotel of yours knows where the other one's gone to.
Bu otelde kimse diğerinin nereye gittiğini bilmiyor.
You tell that peckerwood boss of yours... if he looks hard at my wife or baby I'm blowing him a new one.
Gariban patronuna söyle karım ve çocuğumla uğraşmaya devam ederse onu burada yaşatmam.
Yours is one of Palermo's newspapers, isn't it?
Sizinki Palermo gazetesi, öyle değil mi?
But I thought that one of these necessities of yours was in the delightful habit of honoring your debts for you.
Bu keyifli gereksinimlerinin senin için borçlarını onurlandırdığını düşünüyordum.
You can take a woman with you, if you can find one with that horrible face of yours.
Yanında bir kadın götürebilirsin tabi eğer o korkunç suratınla birini bulabilirsen.
That's one thing about that lady friend of yours. She has the most wonderful candy.
Senin şu bayan arkadaşının çok güzel şekerleri var.
One of them is an acquaintance of yours.
Onlardan bir tanesi tanıdığın biri.
Tell me more about that baby of yours, the one who died so young.
Şu ufacıkken ölen bebeğinizden bana biraz daha bahsetsene.
Each one of you came back with your own doll, stolen and now yours.
Herkes kendine birer biblo aldı ve sonra o biblolar teker teker çalındılar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]