Pick one tradutor Turco
2,723 parallel translation
- No. So I'm gonna pick one at random.
Hayır, o yüzden rasgele bir tane seçeceğim.
Close your eyes and pick one.
Gözlerini kapa ve al birini.
If you had to pick one.
Hangisini seçerdin?
I'll tell you what, give me your credit card and I'll go pick one up.
Bak ne diyeceğim, kredi kartını ver de ben gidip alayım.
Go on, pick one.
Hadi, kopar birini.
And if Cornell and thad think they sing background harmony with me on "do right woman," then they're gonna have to pick one key and stick with it.
Ve eğer Comell ve Thad "Do Right Woman" da bana vokal yapabileceklerini sanıyorlarsa bir anahtar seçip ona sadık kalmalılar.
You can pick one of these 3 prizes here.
Buradaki üç hediyeden birini alabilirsin.
I'm the executor of the estate. It's up to the children to pick one.
Merhumun vasiyetini infaz edecek kişi benim.
Pick one. And make sure you like it.
Seç birini ve beğendiğinden emin ol.
- Pick one and pull him to.
- Yeter seç birini
Abla, don't drag it out. Just pick one.
Ya abla, uzatma işte al.
Mom, we both want to go tonight, so you have to pick one of us.
Bu akşam ikimiz de seninle gelmek istiyoruz anne. Birimizi seçmen gerekiyor.
Here you go, Sean, pick one of them.
Bak simdi, Sean, sunlardan birini al.
Pick one and join in.
Birini seç ve katıl.
Just pick one.
Seç işte!
Maybe it would be a little less overwhelming if you would just pick one thing to get excited about ease your way in.
Hepsi için teker teker heyecan yaşasan stresi biraz daha azaltabilirsin. Kendine o kadar yüklenme.
Stinky feet can point to diabetes, athlete's foot, or gangrene--pick one.
Ayak kokması diyabet, sporcu ayağı ya da kangren belirtisi olabilir. Seçin birini.
You can even pick one out that plays music.
Hatta şu müzik çalanlarından alabilirsin.
Now I got eight trauma bays and only three O.R.s, and if I had to pick one of you, I need a confident, top-of-his-game trauma team leader more than I need a hotshot trauma surgeon.
8 travma bölümü ve üç tane de ameliyathane var,... ve eğer aranızdan birini seçmem gerekseydi,... bir travma cerrahından daha çok,... bir ekip liderine ihtiyacım olurdu.
Pick one.
Sen seç
Personally, I think you should pick one and go with it.
Bence bu ikisinden birini seçip onunla devam etmelisin.
- You can pick up one.
- Yukarı bak, biri eksik galiba.
Not a single one of those assholes could pick up a phone, call the British, find out if they're was a deal to be made before they spend the weekend was sweating us for cash?
İçlerinden bir telefonu kaldırıp, ingilizler arayıp, bütün hafta sonu bizi terletmeden önce arayıp anlaşmayı sormadılar mı?
Well, if I had to pick just one... Oh, yeah? I'd say...
Eğer sadece bir tane seçmek durumundaysam D vitamini derdim.
But if I had to pick another one on the list, I'd definitely say vitamin...
Ama eğer listeden başka bir tane seçmek durumunda kalsaydım kesinlikle seks vitamini derdim.
It wants to pick us off one by one.
Bizi birer birer ortadan kaldırmak istiyor.
No one had any idea that the cops were gonna pick Up a guitar player and charge him.
Kimse polisin bir gitarcıyı tutuklayıp suçlayacağını düşünmüyordu.
Sailfish combine speed with skilful swordplay to pick off one fish after another.
Yelkenbalıkları başka bir balık koparmak için maharetli kıIıçlarını ve hızlarını birleştiriyorlar.
He's... he's the number one pick every year.
Her yıl seçmelerde birinci sırada.
Number one pick?
Ne seçmesi?
Making up bad things about you so no one will pick you.
Kimse seni seçmesin diye hakkında kötü şeyler uyduruyorum.
This one used an ice pick, so it could jam through the cartilage and the bone.
Buz kıracağı kullanmış,.. ... bu sayede kıkırdağı ve kemikleri geçebilmiş.
Paul can pick us off one by one.
Paul bizi tek tek avlayabilir.
Of all the humans in all the world, you had to pick the one with the clot.
Dünyadaki bütün insanlar arasından, beyninde pıhtı olanını seçtin.
Pick it up, you got two more after that one.
Hızlan, ondan sonra iki tane daha var.
Move forward one square. " Pick a card.
"Bir kare ileri." Bir kart çek.
What if we let him buy one, one that we pick?
Ya bir tane almasına isin verirsek bizim seçtiğimiz bir tanesini?
One time Barney saw me drop a calzone on the sidewalk, pick it up, and then keep eating it.
Bir keresinde sokakta yürürken pideyi yere düşürdüm ve yerden alıp yemeğe devam ettim. Barney de bunu gördü.
Did the one who ended up with Russell get to pick first next time?
Russell'a kalan ki bir dahaki sefere ilk seçim hakkı onun olur.
Well, I was just wondering if he were to choose between say... North Carolina and Kentucky which one would you encourage him to pick?
Merak ediyordum da sana Kuzey Carolina veya Kentucky'e gideceğini söyleseydi hangisine gitmesi konusunda onu desteklerdin.
You don't get to abandon your kids and then show up one day to take your pick of the litter.
Çocuklarını terk ettikten sonra bir gün ortaya çıkıp da içlerinden birini alıp götüremezsin.
One of them got to cut the dessert in half, and the other one got to pick which piece.
İkisinden biri tatlıyı ikiye bölecek, diğeri de istediği parçayı seçebilecekmiş.
As one of the swiftest hunters, it's Benin's job to pick off any escaping monkeys.
En hızlı avcılardan biri olarak kaçan maymunları kovalayıp avlamak Benin'in görevi.
Pick the right one.
Doğrusunu seç.
You don't have to pick just one.
Sadece birini seçmek zorunda değilsin.
And the other one needs some company... why don't we pick a night, and I'll come back,
Diğerinin de bir arkadaşa ihtiyacı olduğundan... Niye kendimize bir gece ayırmıyoruz?
That was one lock he couldn't pick.
Açamadığı tek bir kilit vardı.
One of us needs to take a cab to the airport to pick up the hire car. What if she follows us?
Birimiz taksiye atlayıp havaalanına kiralık arabayı almaya gitsin.
Don't pick the blue one.
Mavi olanı seçme.
That's the one I'd pick. Quickest getaway.
Ben bunu seçerdim, en çabuk çıkış yolu.
If I ran it through a third one, might not pick it up, but this one did.
Belki de aynı cihazdan üçüncü kez geçirsem bir şey bulamayacak ama bu defa buldu.
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more drink 18
one more round 22
one more thing 865
one moment 967
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more drink 18
one more round 22
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one point 33
one game 29
one's missing 20
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one point 33
one game 29
one's missing 20