Put them together tradutor Turco
430 parallel translation
I'm going to take all the beautiful little girls like you and I'm going to put them together and make pictures with them.
Senin gibi güzel kızların hepsini alacağım bir araya getirip birlikte resimler yapacağım.
Then we'll put them together and have a chord.
Sonra bir araya getireceğiz ve tonumuzu elde edeceğiz. İlk burayı alalım.
Trying to put them together again when they get hurt.
yaralandıklarında onları iyileştiriyorum.
You take all the pieces and put them together one by one.
Parçaları alıp yerlerine koyarsınız.
But if you take all your little fears and put them together, they're more dangerous than mine.
Fakat bütün ufak korkularınızı toplar bir araya getirirseniz, Onlar benimkinden daha tehlikeli.
- Who put them together? - You did. It was the only way you could arrange for Miss Andre's summer vacations without causing talk.
Sen. Böylece ortalığı karıştırmadan Bayan Andre'nin yaz tatilleri ayarlandı.
Now, let's take two pieces of testimony and try to put them together.
Şimdi, iki tanıklığı da ele alalım ve onları birleştirmeye çalışalım.
Yes, I've thought about it... but I don't really know how to put them together.
Evet, düşündüm... ama nasıl biraraya getireceğimi pek bilemiyorum.
You pick up a word here and a word there... you put them together, and pretty soon you got a picture.
Bir kelime ordan, bir kelime burdan alırsın... Onları birleştirirsin, ve sonunda ortaya bir resim çıkar.
If the Lord had put them together, they'd be a perfect man!
Tanrı onları birleştirse mükemmel bir erkek olurlardı!
All right, take these bamboos and select only the big ones... and put them together in bundles.
Pekâla, şu bambuları al ve büyük olanı ayır,.. ... sonra onları bir araya getir.
Unlike all the King ´ s men, you can put them together again.
Onca insan içinde onları yalnızca siz bir araya getirebilirsiniz.
When you put them together, there's an inscription in Capran.
Birleştirdiğin zaman, bir yazı ortaya çıkıyor.
- Put them together.
- Birleştirin.
It could be a heck of a combination if I put them together right.
Eğer onları doğru bir şekilde kullanırsam, dehşet bir birleşim olur.
What do you say we put them together and show Mr Sumal he can't get away with murder?
Bunları birleştirip bay Sumal'la cinayetten paçayı kurtaramayacağını göstermeye ne dersin?
$ 0.50, put them together and make a bunch of money... with a bunch of people getting drunk at the drive-in.
Yarım dolara insanları bir araya toplar, tomarla para kazanırsınız. Bir grup insan da arabanın içinde içip sarhoş olurlar.
Put them together. It's a goddamn list.
Alt alta koyunca ilginç bir liste ortaya çıkıyor.
Now put them together... and you have a molecule that makes up 96 % % % of your body.
Şimdi birleştirin bunları... ve böylece vücudunuzun % 96 sını oluşturan moleküşü elde edin.
And I'm sorry I put the Chemical Brothers in a headlock, made them kiss each other, say "I love you", then I bunched their heads together.
Chemical Brothers'ı boyunduruğa aldığım, herbirini öptüğüm, "Seni seviyorum" dediğim then I bunched their heads together. ve onları biraraya topladığım için özür dilerim.
I've given you more than any four of them put together.
Dördünün toplamından fazlasını sundum.
♪ Put them all together
Hepsini bir araya getir.
Chain the supply sledges together and put them behind you.
Kızakları birbirine bağlayın ve onların arkasında durun.
Put two poker tables together and put lights around them.
Bir çift poker masasını yanyana koyun ve çevresine de ışık getirin.
Give me the parts and I'll put them back together.
Parçaları ver de yerlerine takayım.
You got to learn to strip them down and put them back together, blindfolded.
Silahınızın parçalarını gözü kapalı söküp tekrar takmayı öğrenmelisiniz.
- Put them all together, they spell mother.
- Hepsini bir araya getir anneyi hecelesinler.
You're much more attractive than both of them put together.
İkisini yan yana koysak, sen daha çekicisin.
It'll take them all day to put it together.
Toparlanmaları bütün bir gün sürer.
I helped put the docks together so I should certainly be able to blow them apart.
Rıhtımın kurulmasına nasıl yardımcı oldumsa havaya uçurmasını da bilirim elbette.
- Them rails is all put together...
- O rayların hepsi...
I know all these things don't seem like much but put them all together, one on top of the other, and that kidnapping just doesn't add up.
Ayrıntıların çok şey ifade etmediğini biliyorum ama düşünürsek hepsi bir araya geldiğinde... Yine de kaçırma olayına mantıklı bir açıklama bulamıyorum.
Mummy says it's nice for them if they put us to bed together. Bob and Alex.
Annem bizi birlikte yatırmalarının Bob ve Alex için daha iyi olacağını söylüyor.
We've put them to sleep together with different drugs, so they'll wake at different times.
Onları farklı ilaçlarla beraber uyuttuk. Farklı saatlerde uyanacaklar.
- You can't put them back together?
Onları bir araya getiremezsiniz de ne demek?
– Put them back together, right now!
– Hemen yerine tak şunu.
If you put the two of them together in a tank with a shark, the shark would have an identity crisis.
Onları bir köpek balığıyla aynı tanka koysanız, hayvan bunalır.
My brother convinced them we could go into town... to get some stuff to put together a stew or something.
Abim onları kasabaya gidip yiyecek bir şeyler alabileceğimize ikna etti.
When I put together a few ounces, I'll bring them in.
Bir şeyler bulur bulmaz getireceğim.
They had herded together from factories, from the houses, wherever they could find the Jews, and had put them into something that was called Klu.
Yahudiler'i bulabildikleri her yerden, fabrikalardan, evlerden çıkarıyorlardı. Onları "Klu" denen bir yere koydular.
Now, then, harmless little pieces, but you put them all together, and there's a certain je ne sais quoi.
Şimdi, ise. Bu zararsız küçük parçalar. Bir araya getirildiğinde ortaya kim bilir ne çıkar.
I build bodies. I take them apart and put them back together.
Vücut yapar, parçalar sonra tekrar birleştiririm.
Now put them all together :
Şimdi hepsini birleştir :
Sure, I'll have them put something together for you.
Tabi, senin için bir şey hazırlatırım.
My people, I let them go at this thing on their own, your brother, he'd be in so many fuckin'pieces right now, you couldn't put him back together again even if you had directions.
Benim adamlarım... Ben bu işte onlara güvendim. Senin kardeşin ne yaptı?
* Put them all together * * They spell Daddy *
Sıralayın hepsini peş peşe Ve söyleyin ; babam
* Put them all together * * They spell... *
Sıralayın hepsini peş peşe Ve söyleyin...
It's like if we could put our hearts together and keep them that way forever, we'd be safe, no matter what.
Kalplerimizi bir araya getirir o şekilde tutarsak... ne olursa olsun güvende olacağız.
There's always some extra parts... when I put them back together. I don't know why.
Onları birleştirdiğimde hep fazla bir şeyler çıkıyordu.
I watched them put together the great steel figures.
Büyük çelik figürlerin yerleştirilmesini izledim.
It took them six months to put him back together.
Onu yeniden bir araya getirmeleri 6 ay sürdü.
put them up 37
put them on 95
put them down 80
put them away 31
put them back 23
together 2280
together forever 35
together again 49
togethers 19
put the kettle on 29
put them on 95
put them down 80
put them away 31
put them back 23
together 2280
together forever 35
together again 49
togethers 19
put the kettle on 29
put the phone down 76
put this on 339
put these on 107
put the 21
put the camera down 18
put the bag down 18
put the knife down 102
put that away 212
put the gun down 802
put that back 82
put this on 339
put these on 107
put the 21
put the camera down 18
put the bag down 18
put the knife down 102
put that away 212
put the gun down 802
put that back 82