Read this tradutor Turco
4,892 parallel translation
You can't read this, you'll go blind.
Hepsini okuyamazsın, yoksa kör olursun.
Okay, Ross, I can't read this.
Ross, bunu okuyamıyorum.
So I'm gonna read this letter to you, out loud, but if you hug me afterwards,
Ben de bu mektubu sana okuyacağım, yüksek sesle, ama bitince bana sarılırsan,
Would you read this please?
Bunu okur musun lütfen?
Yeah, but, Gibbs, it's like, every time I read this, I feel like it's asking to be answered.
Evet ama Gibbs, bunu her okuduğumda cevap bekliyormuş gibi hissediyorum.
I can't believe I read this table wrong.
Tabloyu yanlış okuduğuma inanamıyorum.
You need to hear yourself read this.
Bunu yüksek sesle oku.
I read this place has great chicken Milano.
Sonra Lisa dedi ki... Milano usülü tavuklarının çok leziz olduğunu okumuştum.
Um - Lily, do you know why I'm able to relax and read this paper today?
Lily, bugün neden rahat rahat oturup gazetemi okuyabiliyorum biliyor musun?
Do you want me to read this?
Bunu okumamı istiyor musunuz?
And she read this text message to me from a man named Andy.
Ve Andy isimli bir erkekten gelen mesajı okumuş.
Did you read this?
Bunu gördün mü?
Can you read this, Mr. King?
Şunu okuyabilir misiniz, Bay King?
If you read this pamphlet, you may understand it.
Bu broşürü okursanız anlayacaksınız.
If you... want to read this.
Okumak istersen...
Is this what you read?
- Bunu mu okuyorsun?
If we do this, then my brother would not get to know, or read anything.
Bunu yapacaksak, onu bu işten uzak tutmak istiyorum. Hiçbir şeyi okumayacak.
You can't read anything into this. [PHONE RINGING]
Her şeyi buna yorumlayamazsın.
I didn't call you in to read for this.
Ben seni çağırmadım bugün için.
This is the tail section, Read you over,
Kuyruk bölümü. Duyduk.
This is red section leader to red three, We read you, What's your message, over?
Kırmızı manga lideri Kırmızı 3 ile konuşuyor. Sizi duyduk. Mesajınız nedir, tamam.
I need to decrypt this password and find a safe place to read the drive, and that's gonna take time- - time that you don't have right now.
Şifresini kırmam gerekiyor..... sürücüyü okumak için güvenli bir yer bulmam gerek. Bu zaman alacak şu anda sahip olmadığın zaman.
I've read about cases like this.
Bunun gibi davaları okumuştum.
I'd rather focus on trying to get a read on this guy.
Ben bu adama nasıl ulaşacağımıza odaklanmayı tercih ederim.
So Kwami, the African guy that I read to, lives in this, like, really crowded block of flats.
Kitap okuduğum Afrikalı çocuk, Kwami bu çok kalabalık binada yaşıyor.
This is already so much more helpful than the last book on parenting I read- -
Bu şimdiden ebeveynlikle ilgili okuduğum son kitaptan daha yardımcı oldu.
this is the most incompetent, worthless report i have ever read in my life!
Bu hayatımda okuduğum en yetersiz, en işe yaramaz rapordu!
I couldn't figure out at first why you didn't read me into this thing.
İlk başta anlayamadım beni bu işe neden sokmadığını.
I've read about this in my books, but I... I didn't realize it was real, or that Rumple had it.
Bunun hakkında bir sürü şey okumuştum ama gerçek olduğunu ya da Rumple'da olduğunu hiç fark etmemiştim.
This is a restraining order preventing you from meeting any representative of Chumhum. I read it.
Bu bir kısıtlama emri, sizin Chumhum'un temsilcileriyle görüşmemesi için.
"I will go find this jelly monster girl " and I will read her a story and melt her icy heart.
Kiskanc Canavari bulup ona bir hikaye okuyarak tas kalbini yumusatacagim.
The post exposure counselor gave me this cheerful little pamphlet on anti-viral drugs to read while I'm waiting.
AIDS danışmanım beklerken okumam için bana bu neşe dolu anti viral ilaç kataloğunu verdi.
Mrs. Lin, do you know where I can read these things that this person wrote?
Bayan Lin, biliyor musun bunları okuyabiliyorum nerede bu kişi yazdı?
Maybe we should have read up on this town before booking our wedding.
Düğünümüzü burada yapmadan önce kasaba hakkında bilgi mi edinseydik ne?
My father taught me to read the time with this.
Babam zaman kavramını bununla öğretmişti.
And while I was high, I read the whole of Chomsky and the whole of this Argos catalogue that Vod had brought.
Kafam iyiyken, Vod'un aldığı tüm Chomsky'ı kitabını ve Argos kataloğunu okudum.
Who have you read in on this?
Senden başka kim biliyor bunu?
Hmm, well, pardon my skepticism, Lois, but I didn't read about this in the latest issue of Water Park Enthusiast Weekly.
Şüpheciliğimin kusuruna bakma, Lois ancak Su Parkı Tutkunları haftalık dergisinin son sayısında bununla ilgili bir şey okumadım.
Don't read too much into this stuff, okay?
Bu şeyleri okuma o kadar çok, olur mu?
But your father, he read to this boy regularly.
Ama babanız... bu çocuğa düzenli bir şekilde kitap okurdu.
Uh, I-I just read a study last month that weighed this possibility.
Geçen ay bu olasılığın tartışıldığı bir çalışma okumuştum.
Tao : When we're talking about homicide, we're required to read people their rights, especially when we're this close to making an arrest.
Bir cinayet hakkında konuştuğunuz zaman, insanlara haklarını okumamız gerekiyor, özellikle tutuklamaya yakın olduğumuz durumlarda.
I read that it works this way - that the therapist waits until the silence becomes so unbearable that the patient is forced to speak.
Şöyle olduğunu okumuştum. Hasta sessizliğe dayanamayıp konuşana kadar terapist bekler.
This table, it's in square centimeters I read it as square meters.
Bu tablo, santimetre kare olarak yazılmış. Ben metre kare olarak okudum.
At one point, about a year after I started running Doctor Who, I thought, "I'll try and read up about this,"
Doctor Who'yu yapmaya başladıktan bir yıl kadar sonra,... "Deneyip biraz okumalıyım," diye düşündüm.
- Where'd you read this?
- Kesinlikle.
I just read the craziest article in this Popular Science about white dwarfs, black holes, and Uranus.
Bu Popüler Bilim dergisinde beyaz cüceler, kara delikler ve Uranüs hakkında acayip bir haber okudum.
This morning, I bought the subversive books these defendants read.
Bu sabah sanıkların okuduğu iddia edilen bu kitapları bir kitapçıdan aldım.
- Do you read? - Thunder 12 this is Guardian.
- Yıldırım 1-2 ben Muhafız.
- I read about this.
- Evet. - Okumuştum.
Read from this and change her back to human.
- Ben bunu okuyup onu yeniden insana çevirmeyi deneyeceğim
this 8555
this is 5015
this way 5411
this is my bedroom 18
this is your captain speaking 58
this is it 3373
this is important 545
this is bad 606
this is bullshit 584
this one 1756
this is 5015
this way 5411
this is my bedroom 18
this is your captain speaking 58
this is it 3373
this is important 545
this is bad 606
this is bullshit 584
this one 1756
this isn't you 235
this is awesome 376
this is me 479
this is different 405
this is weird 356
this is crazy 1291
this is fun 448
this is a 428
this is ridiculous 1419
this isn't right 330
this is awesome 376
this is me 479
this is different 405
this is weird 356
this is crazy 1291
this is fun 448
this is a 428
this is ridiculous 1419
this isn't right 330
this is for you 917
this is the guy 68
this time 1599
this is not good 352
this is a bad idea 175
this morning 1627
this isn't 241
this is good 1083
this isn't going to work 72
this is serious 534
this is the guy 68
this time 1599
this is not good 352
this is a bad idea 175
this morning 1627
this isn't 241
this is good 1083
this isn't going to work 72
this is serious 534