Ready tradutor Turco
106,500 parallel translation
You need to get ready.
Hazırlanmalısın.
Are you ready... to catch me?
Hazır mısın... beni yakalamaya?
Look, I just want to be sure that you're ready for...
Sadece hazır olduğundan emin olmak...
Ready when you are, sir.
- Hazırsanız bekliyoruz efendim.
Getting ready to win an election.
Seçimi kazanmaya hazırlanıyoruz.
LeAnn, get the lawyers ready.
LeAnn, avukatları hazır tut.
We should be ready but not think the worst.
Hazır olmalıyız ama kötü de düşünmemeliyiz.
They ready the fleet as we speak.
Konuştuğumuz gibi, donanmayı hazırlıyorlar.
Our business may come later, when she's ready.
İşimizi daha sonra, Düşes hazır olduğunda da konuşabiliriz.
I wasn't, I wasn't ready.
Haz... Hazır değildim.
I'm not ready yet.
- Henüz karar vermedim.
I think I'm ready to... explore.
- Sanırım keşfetmeye hazırım. - İşte benim oğlum.
Kids ready for camp?
- Çocuklar kamp için hazır mı?
So, um... are they ready to put their name on our new student center? I set'em, you spike'em.
Pekâlâ, yeni öğrenci merkezimize isimlerini vermeye hazırlar mı?
I got a wizard ready to whoop Zargon's ass. [laughs] We don't have time to quest right now, Troy.
Zargon'un canına okuyacak bir büyücüm var.
[Troy] Kurt Fletcher and Pastiche are ready to address the criticisms against them.
İlk sırada Troy Fairbanks var. Kurt Fletcher ve Pastiş yöneltilen eleştirilere cevap vermeye hazır.
[man] You waiting for me? Ready?
Beni mi bekliyorsun?
The following morning my incredible car was ready.
Ertesi sabah Inanılmaz arabam hazırdı.
I feel invincible, ready, prepared.
Kendimi yenilmez, hazır ve hazır hissediyorum.
- Are we ready, gentlemen?
Hazır mısınız beyler?
Well, if they do, I shall be ready for them.
Eer, yaparlarsa, onlara hazir olacağim.
I was ready to unveil my third attempt an impregnable fortress.
Üçüncü teşebbüsümü açmaya hazırdım dayanılmaz bir kale.
Gun ready.
Silah hazır.
Ready 68.
Hazır 68.
And rather than go through all the expense and complication of recycling them, we've stripped them, taken the engines out, removed the paint, and they're ready to go in the sea.
Ve tüm masrafları yerine geçmektense Ve onları geri dönüşümünün komplikasyonu, Onları soyduk, motorları çıkardık,
Soon, our first car was ready to be lifted onto the boat.
Yakında, ilk arabamız tekneye kaldırılmaya hazırdı.
So we've taken four cars, removed the engines and the paint, and they're ready to go in the sea.
Dört araba aldık, motorları çıkardık. Ve boya, denize girmeye hazırlar.
So we've taken four cars, removed the engines, stripped them down and they're ready to go in the sea.
Dört araba aldık, motorları çıkardık, Onları soyup denizde dolaşmaya hazırlar.
Soon, we were ready to load our first car.
Yakında ilk arabamızı yüklemeye hazır olduk.
"I'm ready to do your operation. Here I am."
"Ben senin işini yapmaya hazırım, işte buradayım"
Soon, James Bond was ready to go in the water.
Yakında, James Bond suyun içine girmeye hazırdı.
Get ready to catch this rope.
Bu halatı yakalamaya hazırlanın.
There he is, poised and ready.
Orada hazır ve hazır.
And, are you ready?
Ve hazır mısınız?
As dawn broke, we lined up outside the hotel, ready for the off.
Şafak söndüğünde Biz otelin dışında dizilmiş, Kapanmaya hazır
He's coiled and ready.
Sarılıp hazır.
Which means you simply aren't ready for what happens when you put your foot down.
Bunun anlamı, sadece olanlara hazır değilsiniz demek. Ayağınızı indirirken
I want you to pack up your gear and get ready to haul your tight ass off at the next station.
Teçhizatını toplayıp, o gergin kıçınla, ilk istasyonda inmeni istiyorum.
"Raza," get ready to jump.
Raza sıçramaya hazırlan.
We can take more readings tomorrow, but right now, we should get ready for the party.
Yarın daha fazla okuma yapabiliriz, ama şu an, partiye hazırlanmalıyız.
Are we ready?
Hazır mıyız?
- You ready?
- Hazır mısın?
That's it, we're ready.
Hazırız.
Okay? You ready?
Hazır mısın?
According to Mikkei intelligence, those ships weren't ready to go online for another month at least.
Mikkei istihbaratına göre o gemiler bir aydan önce hazır olmayacaklardı.
All right, the Marauder's prepped and ready to go.
Pekala, Marauder gitmeye hazır.
I'll be ready.
Bekliyor olacağım.
I told you we weren't equipped for this. I told you the Blink Drive wasn't ready!
Bunun için donanımlı olmadığını söyledim Blink Drive'ın hazır olmadığını söyledim!
- ready the perimeter guns. - Missiles are prepped. Perimeter guns are ready.
Füzeler ve savunma silahları hazır emirlerinizi bekliyoruz.
Ready?
Hazır?
Hm, well, I'm not ready to leave.
Ama ben gitmeye hazır değilim.