Safe place tradutor Turco
2,131 parallel translation
We got to find a safe place.
Güvenli bir yer bulmalıyız.
Now, see yourself... In a warm, safe place.
Şimdi kendini gör ılık, güvenli bir yerdesin.
And uh... it's... I feel like I'm in a safe place.
Ve kendimi güvenli bir alanda hissediyorum.
Matty took me to a safe place. He took the shot.
Matt beni yakaladı ve korumaya çalıştı o hayatımı korurken şarapnel parçaları ona isabet etti.
In a safe place.
Güvenli bir yerde.
We are gonna take her to a safe place immediately.
Derhal güvenli bir yere alacağız.
We'll make sure the video stays in a safe place.
Videonun güvenli bir yerde kalacağına emin olacağız.
Look, I've never had a safe place to land. But now I feel like I do, so I want you to stay safe.
Hiçbir zaman, kendimi güvende hissettiğim bir yer olmamıştı ama şimdi, öyle hissediyorum.
This is not a safe place.
Burası güvenli değil.
I want you to try and find a safe place.
Senden güvenli bir yer bulmanı istiyorum.
- Store the rest in a safe place
- En iyi yere saklayın oldu mu?
You need to get to a safe place.
Güvenli bir yere gitmeniz gerekiyor.
Get yourself to a safe place.
Güvenli bir yere sığın.
Juan is taking us to a safe place.
Juan bizi güvenli bir yere götürüyor.
I know it seems like a safe place, but it's anonymity that gives someone like Patrick Clarkson his power.
Biliyorum, güvenli gibi geliyor ama Patrick Clarkson gibilere güç veren orada tanınmayacak olması.
They're in a safe place.
Güvenli bir yerde.
Okay? You're in a safe place.
Burada güvendesin.
Stay in a safe place.
Güvenli bir yerde kal.
There is no safe place.
Güvenli bir yer yok.
- He's your safe place.
- Abin senin dayanağın yani.
- Yeah. He's your safe place.
Ağabeyin senin dayanağın yani.
He's your safe place.
Onun yanında güvende hissediyorsun.
Look, I've never had a safe place to land, but now I feel like I do.
Hiçbir zaman kendimi güvende hissettiğim bir yer olmamıştı ama şimdi varmış gibi hissediyorum.
This is a safe place to talk.
Burada rahatça konuşabilirsiniz.
Perhaps he needed a safe place to express his deepest emotions and innermost thoughts, or some such nonsense.
Belki de en derin duyguları en içten düşünceleri ya da bu tarz saçmalıklar için güvenli bir yere ihtiyaç duymuştu.
I will take you to a very safe place.
Sizi çok güvenli bir yere götüreceğim.
We have to get you to a safe place.
Seni güvenli bir yere götürmeliyiz.
I'm in a safe place, and I'm with a lot of really nice and very supportive new friends.
Güvenli bir yerdeyim. Ve bir sürü gerçekten iyi ve yardımsever yeni arkadaşla birlikteyim.
Figured I'd catch up with you two once I got the painting back to a safe place.
Tabloyu güvenli bir yere bıraktığımda sizinle buluşurum diye düşünmüştüm.
But how can you make any good choices... When you're not in a safe place?
Ama güvende değilseniz nasıl iyi tercihler yapabilirsiniz?
They consider it a safe place.
Onlar güvenli bir yer olduğunu zannediyorlar.
Hope you have a safe place to store it.
Saklayacak yerin vardır umarım.
We'll make sure the video stays in a safe place.
Görüntülerin güvende olduğundan emin olacağız.
The ground wire gives the current a safe place to go.
Toprak teli, akımın nereye gideceğini ayarlar.
Safia, we need to start talking about a safe place for you to stay.
Safia, Kalabiloeceğin güvenli ev hakkında Konuşmaya başlamalıyız.
Look, it was one thing sitting around here picking daisies when we thought this place was supposed to be safe.
Burasının güvenli olduğunu sanırken evcilik oyunumuza devam etmek problem değildi.
Nah, this place, it's just somewhere to keep your stuff dry and safe.
Burası sadece eşyalarını kuru ve güvende tutmak için bir yer.
They're all from an aerial perspective, so my guess is, she has a spot up high where she works, a place where she feels safe and can hide.
Hepsi de havadan bir perspektifle çizilmiş. O yüzden tahminim, resim çizdiği yüksek güvende hissettiği ve saklanabileceği bir yer var.
... And taken to a place that's safe.
... ve güvenli bir yere konulmalılar.
The Dead is Dead campaign asks that these citizens be removed from society and taken to a place that's safe.
Ölü Ölüdür kampanyası, bu vatandaşların toplumdan uzaklaştırılarak güvenli bir yere konulmalarını istiyor.
This place isn't safe.
Burası güvenli değil.
It is my duty to take him from this place and deliver him into safe keeping until such time as he can be disposed of according to the laws of the land.
Onu buradan alıp ülkenin kanunlarına göre imha edilene kadar tutulacağı güvenli bir yere götürmek benim görevim.
Hey guys, seriously, this is not a'Safe'place to meet.
Cidden çocuklar, burası buluşma için hiç de güvenli değil.
Michael's covering for us, but this place may no longer be safe.
Michael bizi gizliyor ama bu yer uzun süre gizli kalmayacaktır.
It's like an incubator- - a place to keep our bodies safe and our brains baking until we're able to make informed, intelligent choices.
Tıpkı bir küvöz gibi bedenlerimizi güvende tutup, beynimizi olgunlaştırıyor. Ta ki biz bilinçli ve akıllı kararlar verebilene kadar.
When you find a place that allows you to experience that joy, when you find people that make you feel safe and loved, like you belong... You don't walk away from it.
O neşeyi yaşayabilmenize olanak tanıyan bir yer bulduğunuzda size kendinizi güvende ve sevildiğinizi hissettiren ait olduğunuzu hissettiren insanlar bulduğunuzda onları bırakıp gitmezsiniz.
This house here is the first place I truly feel safe.
Bu ev, güvende hissettiğim ilk yer.
- A safe hiding place?
- Güvenli bir gizlenme yeri mi?
It's the only place safe enough.
Yeterince güvenli tek yer.
The only place I could think of that was safe was here.
Güvende olabileceğini düşündüğüm tek yer burasıydı.
This place ain't safe.
Bu yer güvenli değil.
place 132
places 252
placed 18
place your bets 158
place of birth 22
safe flight 17
safe travels 68
safe trip 28
safe journey 62
safe and sound 145
places 252
placed 18
place your bets 158
place of birth 22
safe flight 17
safe travels 68
safe trip 28
safe journey 62
safe and sound 145