Safe house tradutor Turco
1,906 parallel translation
Until we're able to track Mercer, our boss Charlie has offered to put you both up in a safe house.
Mercer'ın izini sürene kadar, patronumuz Charlie siz ikinizi güvenli yere koymayı teklif etti.
Safe house?
Güvenli yer mi?
All right, Bos and Eve are with Wyatt and Jen, heading to the safe house.
Pekala, Bos ve Eve güvenli yere gitmek üzere Wyann ve Jen ile beraberler.
Probably a safe house, or maybe a courier drop, but nothing that makes it stand out- -
Muhtemelen güvenli ev ya da kurye durağı ama göze çarpan hiçbir şey yok.
The Russians were providing a safe house for O'Phelan in exchange for guns.
Ruslar silah karşılığında, O'Phealan'a sığınak sağlıyorlardı.
- Is this a safe house?
- Bu ne böyle, güvenli ev mi?
Plus the 30 grand for the repairs on Wesley's safe house.
Ayrıca Wesley'in güvenli evini onarmak için 30.000 dolar.
Let's get you to the safe house for debriefing, then we'll see if maybe we can't catch a ballgame.
Şimdilik seni brifing için güvenli eve ulaştıralım da sonra maça yetişip yetişemeyeceğimize bakarız.
We're also checking the vehicle and the safe house for radiation.
Ayrıca, sizi götüren aracı ve güvenli evi de radyasyon taramasından geçiriyoruz.
Now, the interview itself will take place at a designated safe house, yet to be determined.
Görüşme belirlenen güvenli bir yerde olacak.
He was the sole survivor of the attack on the safe house where you were rescued.
Kurtarıldığınız yere yapılan saldırıdan kurtulan tek kişi oydu.
Good timing- - it appears our friend in the safe house is getting ready to do business.
İyi zamanlama. Görünüşe göre güvenli evdeki dostlarımız sonuç almaya hazır.
It's also conceivable that he found the razor blade somewhere in the safe house.
Usturayı, güvenli evde de bulmuş olabilir.
How come, when I met you at the safe house the other day, you pretended like we hadn't bumped into each other at the, uh, support group?
Neden, güvenli evde karşılaştığımızda destek grubunda hiç karşılaşmamışız gibi davrandın?
Someone slipped him a razorblade in the safe house.
Güvenli evde biri ona ustura vermiş.
Did you slip him a razor blade at the safe house?
Güvenli evde ona usturayı sen mi verdin?
Malory, we've checked every safe house, run down every lead.
- Archer'ı da bulamayız. Malory tüm güvenli evlere, tüm ipuçlarına baktık.
She was killed during a U.S. bombing raid on a Hezbollah safe house in the early 1980s.
1980'lerin başında Birleşik Devletler bir Hizbullah hücresini bombalarken ölmüş.
A safe house in Ankara.
Ankara'da bir güvenli evde.
Cleared out the safe house.
Güvenli evi boşaltmışsın.
I approached the safe house to assess the situation.
Durumu değerlendirmek için güvenli yere yaklaştım.
Tomorrow, we'll see about moving you to a safe house.
Yarın seni güvenli bir eve götürüp götüremeyeceğimize bakacağız.
That night in Russia, the safe house, you said you couldn't be with me because you had to avenge your family first.
Rusya'da güvenli evdeyken benimle olamayacağını söylemiştin. Çünkü ilk önce ailenin intikamını alman gerekiyordu.
Why would CIA and Mossad share the same safe house?
Neden CIA ve Mossad aynı hücre evini kullanır ki?
- But you like Mommy's little safe house, don't you?
Ama sen anneciğinin güvenli evini tercih ediyorsun, değil mi?
And the same person who warned Raqim Faisel and Aileen Morgan that we were onto their safe house near the airport.
Ve yine aynı adam Raqim Faisel ve Aileen Morgan'ı biz havaalanının oradaki evlerinin üstünde olduğumuzda uyardı.
We need to know how many people they got on the ground, where their safe house is, how they tracked Alex.
Arazide ne kadar adamları var, güvenli evleri ve Alex'i nasıl takip ettiklerini öğrenmeliyiz.
You know how you keep telling me to set up a safe house?
Güvenli bir ev tut kendine deyip duruyordun ya hani?
C.N.I. is moving him into a safe house temporarily, and they've begun to discreetly evacuate the embassy.
CNI onu geçici olarak bir güvenli eve naklediyor. Ayrıca elçiliği de sessizce boşaltmaya başlamışlar.
Why? We got a tip on the safe house Gorka's guys were holing up in.
Gorka'nın adamlarının saklandıkları evi tespit ettik.
Besides, my safe house is right around the corner.
Ayrıca yeni evim hemen köşeyi dönünce.
Safe house.
Üst banyo.
We'll take the safe house.
Biz hücre evi arayacağız.
Find a safe house.
Güvenli bir ev bul.
You're probably wondering why I happen to have my safe house all wired up.
Muhtemelen güvenli evimi neden bombalarla döşediğimi merak ediyorsundur.
Blue Bird is the Lashkar's safe house and Professor Yusuf Malik's house.
Mavi Kuş Lashkar'ın güvenli yeri ve Profesör Yusuf Malik'in evi.
There's a safe house not far from here.
Yakın bir mesafede bir hücre evi var.
This is safe house 7-R.
Burası güvenli ev 7-R.
We'll take Frost to the safe house, interrogate him there.
Frost'u güvenli eve götüreceğiz. Orada sorgulayın.
The safe house has been breached.
Güvenli ev saldırıya uğradı.
How long you been a safe house keeper?
Nedir zamandan beri bir güvenli ev bekçisisin?
He must've sensed that it wasn't safe in the house, so he put it in that box, and he put it on a document that no one would suspect.
Bu evde güvende olmadığını hissetti, Bu yüzden bu kutuya koydu, ve bu belge gibi gösterdi. Bundan kimse şüphelenmedi.
Maybe you could take a few precautions to make your house feel safe.
Belki evini güvenilir kılmak için bir kaç önlem almalısın.
I have to tell you, we felt like sitting ducks over there in that big, professionally decorated house of ours... But this feels... Wonderfully safe, though.
Söylemem gerekirse, bizim kocaman profesyonelce dekore edilmiş evimizde kolay av gibiydik ama burası harikulade güvenli.
Is she safe at your house, like your ex-wife thinks she is?
Eski karının sandığı gibi evinde, güvende mi?
You're gonna do whatever it takes and you are gonna sell this house, and then my family and I are gonna go live someplace safe.
Gereken her şeyi yapacaksın ve bu evi satacaksın. Sonra da ailemle birlikte daha güvenli bir yerde yaşayacağız.
"Hey, you know, I work for this company, they got lots of orders, it's really going great, my job is safe I tell you what, we can have a bigger house."
"Hey, biliyor musun, bu şirket için çalışyorum, çok sipariş aldılar, gerçekten çok iyi gidiyor, işim güvende, bence, daha büyük bir ev alabiliriz."
"The house must be strong to keep them safe."
Ev onları güvende tutacak kadar güçlü olmalıymış.
The house must be strong to keep them safe. "
Ev onları güvende tutabilecek kadar güçlü olmalıdır.
How's the safe house?
Güvenli ev nasıldı?
I'm not supposed to tell anybody where my safe house is. I know. Even you?
Sana bile mi?
house 1583
housewife 19
houses 83
housekeeping 91
housekeeper 25
house rules 39
house fire 20
house counsel 18
safe flight 17
safe travels 68
housewife 19
houses 83
housekeeping 91
housekeeper 25
house rules 39
house fire 20
house counsel 18
safe flight 17
safe travels 68