Saving the world tradutor Turco
491 parallel translation
Who cleanses us from sins before saving the world... from the intolerable load of the evils that beset it?
Onu kuşatan kötülüğün dayanılmaz lordlarından.. bizi günahlarımızdan arındırıp dünyayı kurtaran kimdir?
You ran around saving the world until your kidney acted up again.
Oraya buraya koşup dünyayı kurtarayım derken yine böbreğini bozdun.
You can't save yourself by saving the world.
Dünyayı kurtararak kendini kurtaramazsın.
Nicola's not here, right? She's at home, saving the world.
Nicola burada değil, evde, dünyayı kurtarıyor.
I thought I was saving the world from mutants. And now I've created something much worse, something truly inhuman. Silence!
Dünya'yi mutantlardan koruyorum sandim oysa daha kötüsünü yaratmisim, insanlik disi bir sey üretmisim.
You haven't even stepped inside and already you're saving the world.
İçine hiç adım atmadın ve böylece dünyayı kurtarıyorsun.
It's not like he's saving the world or anything.
Dünyayı kurtardığı filan yok ki.
- Only Superman saving the world.
- Sadece Süpermen dünyayı kurtarıyordu.
Saving the world is a very attractive idea.
Dünyayı kurtarmak çok cazibeli bir fikirdir.
Richard Norris on behalf of my parents, who couldn't be here today for saving the world from the Martians I present to you the Medal of Honor.
Richard Norris... bugün burada bulunamayan ebeveynlerim adına... dünyayı Marslılardan kurtardığın için... sana Onur Madalyası veriyorum.
It isn't easy saving the world, but you stick with it.
Dünyayı kurtarmak kolay değil, ama bu işe girdin bir kere.
OK, look, seven days a week I'm busy saving the world.
Haftanın yedi günü dünyayı kurtarmakla meşgulüm.
You can take a break from saving the world.
Dünyayı kurtarmaya ara verebilirsin.
I'm the guy who gets to do it saving the world.
Üstelik ben dünyayı kurtararak öleceğim.
Any progress in saving the world?
Dünyayı kurtarabildin mi?
Saving the world from vampires?
Dünyayı vampirlerden kurtarmak?
Correction, I run the joint, you run around saving the world.
Düzeltiyorum, servisi ben yapacağım, sen de dünyayı kurtaracaksın.
CHUCK : Saving the world :
Dünyayı kurtarmak...
Um, Bra'tac, you mentioned something about... saving the world?
Um, Bra'tac, sen sanki... dünyayı kurtarmaktan bahsettin, değil mi?
God knows I'm all for helping people, saving the world, but doesn't everybody have a problem sleeping these days?
İnsanlara yardım etmek, dünyayı kurtarmak isterim. Ama günümüzde herkesin uyku sorunu yok mu?
- Saving the world? - Well, yeah.
- Dünyayı mı kurtarmışlar?
"Your sister's saving the world."
Kız kardeşin dünyayı kurtarıyor.
I mean, aside from vanquishing demons and saving the world from evil, of course.
Tabii, iblisleri gebertmeyi ve dünyayı kötülüklerden korumayı saymazsak.
How could you tell us all this important information about destinies and saving the world and then just disappear?
Kaderimizle ve dünyayı kurtarmamızla ilgili bize bütün o önemli bilgileri verip, Sonradan nasıl olup da ortadan kaybolabilirsin?
How am I supposed to be in here saving the world if I'm melting?
Sıcaktan erirken benden nasıl dünyayı kurtarmam beklenebilir ki?
- Football wives saving the world.
- Futbolcu eşleri dünyayı kurtarıyor. - Aynen öyle.
What I mean is I'm this superpowerful witch, who's engaged to a whitelighter, saving the world from evil on a daily freaking basis.
Demek istediğim, ben süper güçleri olan bir cadıyım ki bir beyazışıkla nişanlıyım, Dünyayı her gün kötülükten ve şeytani kaçıklardan koruyorum.
And the whole saving the world on a weekly basis thing.
Bütün, haftalık temel şey dünyayı kurtarma.
Don't I get an "I'm sorry I stood you up but I was saving the world from robots, can you ever forgive me" or even "I forgot, will you accept my apology"?
Sakın bana "Beklettiğim için üzgünüm ama dünyayı robotların istilasından kurtardım", ya da "Unuttum, özrümü kabul eder misin" deme.
It's worth noting, while you're right, my mission is saving the world,
Önemli değil, tamamen haklısın, görevim dünyayı kurtarmak,
He'll find Sandeman, just as soon he's done saving the world... from us.
Sandeman'ı bulacak, ama dünyayı bizden kurtarır kurtarmaz.
Okay, um, I know you're very busy saving the world, but Tracy's family is stuck in Buffalo.
Tamam, um, biliyorum dünyayı kurtarmakla çok meşgulsün, Ama Tracy'nin ailesi Buffalo'da takılıp kaldı.
What, are you guys saving the world from alien invasion?
Siz beyler, dünyayı uzaylı istilasından mı kurtarıyorsunuz?
No more saving the world, just a..... nice pond with no pesky fish in it.
Artık dünyayı kurtaran adam yok, sadece hoş bir havuz ve içinde olmayan can sıkıcı balıklar.
This isn't you and Gregorio simply saving the world again.
Bu sen ve Gregorio'nun dünyayı kurtarmasına benzemez.
I'm saving my money to travel around the world next summer.
Gelecek yaz dünyayı dolaşmak için para biriktiriyorum.
I'm sure he's out in the world saving other lives.
Eminim dünyadaki başka hayatları kurtarmaya gitti.
I'm just not the world-saving type. I'm not my father!
Ben dünyayı kurtaran tiplerden değilim ; ben babam da değilim!
And when you get back from saving'the world,... I want a full written report so I can give it to the chief when he comes back on Monday morning.
ve dünyayı kurtamış olarak dönersin. ... Bende senin için tam bir rapor hazırlarım, Pazartesi sabah şef dönünce de verirsin.
I hope you're saving the money you making at Burger World.
Umarım biriktirdiğin parayı Burger World'e saklıyorsundur.
Wake me when you're done saving'the world, will ya?
Dünyayı kurtardığın zaman beni uyandır.
- Saving you so you can save the world. Yeah, but I...
- Kıçını kurtar ki dünyayı kurtarasın.
And accept the fact that there are people in this world that don't need saving.
Ve dünyadaki herkesi kurtaramayacağın gerçeğini de kabul et..
You're being offered the chance to play mother to the world... by acting like one and protecting it- - saving it!
Şimdi sana Dünyayı kurtarabilecek... ve ona annelik edebilecek tek kişi olma şansı sana verildi!
Saving the goddamn world.
Dünyayı kurtaracaktın.
The real world better start showing me some respect, otherwise, I'm gonna stop saving it every week.
Gerçek dünya bana saygı göstermeye başlasa iyi olacak yoksa her hafta onu kurtarmayı bırakacağım.
So all this time we've been using the gate to save the world, we've really only been saving the US of A.
Dünya'yı korumak için geçidi kullandığımız o kadar zaman boyunca, biz aslında ABD'yi korumak için uğraşıyormuşuz.
Saving Sam and allowing itself to be killed was the only way to preserve its home world.
Sam'i kurtarmak ve kendisinin öldürülmesine izin vermek dünyasını korumanın tek yoluydu.
So all that time you were saving'the world, killin'Goa'ulds...
Ve bu zaman içerisinde dünyayı kurtarıp, Goa'uld avlayıp öldürmen...
There are people in the world to save you when you need saving cover your ass when it needs covering and are always there when you need someone to lean on.
Kurtarılmaya ihtiyacın olduğunda dünyada seni kurtaracak insanlar vardır kollamak gerektiğinde seni kollayacak birileri ve her zaman yaslanabileceğin birileri var.
I didn't say he was capable of saving the world.
Parlak dedim.