English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Screwed

Screwed tradutor Turco

9,941 parallel translation
I think we're screwed.
Bence batırdık.
I screwed up, I just, I didn't want to ruin our wedding.
Batırdım, ben sadece, düğünümüzün mahvolmasını istemedim.
I need to screw them the same Way they screwed me.
Hepsine bana yaptıklarının aynısını yapmam gerekiyor.
God knows who else, we are screwed.
Ve tanrı bilir başka kimin elinde. Sıçmış durumdayız.
Ah, so we're only temporarily screwed.
Demek geçici bir süre için ayvayı yedik. Bu güzel haber.
So you're saying that it was me who screwed with everyone's memories?
Yani demek istediğin herkesin hafızasını ben mi mahvettim?
And that you're most probably the guy who screwed with all of our memories?
Ve muhtemelen hepimizin hafızasını silen kişinin sen olduğunu öğrendiklerinde?
Yeah, at first, I thought you'd screwed us over and I thought, "Damn. I like this girl".
Aynen, başta bize kazık attığını sanıp "Vay be, bu hatundan hoşlanıyorum." dedim.
Alright if anyone sees us on the other side of the door we are screwed.
Pekala, bizi kapının diğer tarafında gören olursa, sıçarız.
We're screwed, that's it.
Sıçtık, o kadar.
We can't jump we are screwed.
Sıçrayamazsak da mahvoluruz.
You screwed that up, like everything else.
Her şeyde olduğu gibi, bunda da başarısız oldun.
We're not nearly as screwed as we thought we were.
Durumumuz düşündüğümüz kadar kötü değil.
Oh, you, you are all so screwed.
Siz bittiniz.
And by "screwed" you mean.
Ne demek bittik?
She wanted to know what the other name partners were going to do about the one that screwed the pooch.
İsim ortaklarının işlere sıçan diğer isim ortağıyla ilgili ne yapacağını sordu.
But he screwed up the details, and he shouldn't have, because people who are telling the truth get it right.
Fakat ayrıntılarda batırdı, ve batırmamalıydı, çünkü doğruyu anlatan insanlar batırmazlar.
So, if you're done yelling at me, then I suggest you go fix one of the thousand things that you have screwed up lately, because the rest of us, we are done fighting for you.
Yani, eğer şimdi bana bağırman bittiyse, son zamanlarda batırdığın bin tane şeyden bir tanesini şimdi git de düzelt, çünkü geri kalanımız, senin için savaşmayı bıraktık.
But after the cartel screwed Elia with the first ransom payoff, They must have assumed he'd hire local mercenaries to come after them, and they would know about the fountain.
Ama karteldekiler, fidyenin ilk taksiti diyerek Elia'ı kazıkladıktan sonra adamın yerel paralı askerler kiralayarak peşlerine düşeceğini hesaplamışlardır ve çeşme hakkında da bilgileri vardır herhalde.
Maybe it's our fault Chris has such a screwed-up idea about what a relationship is.
Belki de Chris'in ilişkiler hakkında bu kadar saçma bir fikre sahip olması bizim hatamızdır.
You screwed up bad with Chris.
Chris ile ilgili konuyu batırdın.
The fact that you didn't die may very well have screwed up history forever.
Ölmediğin için, tarihi değiştirmiş olabiliriz.
Well, she's got a really screwed-up way of dealing with it.
Peki, bununla baş etmek için gerçekten berbat bir yol seçmiş.
He doesn't need to know how screwed up you really are.
Ne kadar kötü biri olduğunu bilmesine gerek yok.
She just said you guys were figuring things out, which I assumed was code for "Ben screwed it up again."
İşleri yoluna koymaya çalıştığınızı söyledi. Ki bence bu "Ben yine batırdı" demenin bir yoluydu.
I screwed up.
- Her şeyi mahvettim.
Our country is so screwed up these days.
Kore işte bu yüzden harap olmuş durumda.
But what bullshit is that? It's so screwed up.
Bu saçmalık da neyin nesi böyle?
It's a screwed up system where kids like you are forced to become losers.
Senin gibi çocukların ezik olmaya zorlandığı boktan bir sistem bu.
They screwed up my morning, they might as well screw up my afternoon.
Sabahımın içine ettiler öğleden sonramın da içine edecekler.
Except they're screwed.
Onların ayvayı yemeleri dışında.
Ugh, I am so screwed.
Ugh, hapı yuttum.
- Yeah. "Oh." He just screwed you.
Seni bitirdi anlayacağın.
Looks like it's screwed into the wall from the inside.
İçeriden duvara vidalanmış gibi.
- We're-we're screwed.
- Sıçtık.
And if I'm gonna get screwed, it better be by someone over 21
Ve eğer batacaksam, bu 21 yaşından büyük biri tarafından olmalı.
Oh, no, you've really screwed the pooch now.
Cidden şimdi abarttın işte.
I mean, this guy, he was seriously screwed up.
Bu adam ciddi şekilde kafayı yemişti.
After I screwed up your plans, you needed to prove you were smarter than me.
Planını mahvettiğim günden beri benden daha akıllı olduğunu kanıtlamaya ihtiyacın var.
We're screwed.
Mahvolduk.
Huh. That's screwed up, Dad.
Bu içine ediyor her şeyin.
Now, because I screwed up, read from that book, one lousy time, evil has found me.
Şimdi de, işleri bok edip mal bir anımda o kitabı okuyunca, şeytan beni buldu.
Okay, Danny, just try to forget how badly you screwed up and that everybody's upset with you.
Danny, nasıl eline yüzüne bulaştırdığını ve herkesin sana kızdığını unutmaya çalış.
Well, I figure I'm screwed, right?
Çuvalladığımı düşündüm.
You're screwed what do you mean?
Sıçtın. Ne demek istiyorsun?
Oh, that math teacher screwed him in more ways than one.
Matematik öğretmeni onun aklını birden fazla yoldan almış demek ki.
Guys, I think we screwed up.
Arkadaşlar, sanırım ayrılmalıyız. Evet.
when it rearranged itself, it really screwed itself up.
Kendini yeniden düzenlediğinde kendini gerçekten batırdı.
He screwed hookers.
Bir dolu orospu da becerdi.
Told you I was screwed.
- Size mahvoldum demiştim.
I screwed up everything.
Her şeyi mahvettim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]