She was my friend tradutor Turco
496 parallel translation
She was my friend.
Arkadaşımdı.
She was my friend next door.
Komşumuzdu.
- Yes, but she was my friend- -
- Evet, ama arkadaşımdı...
And she was my friend.
Arkadaşım olduğunu sanıyormuş.
- but she was my friend, and I loved her.
- benim dostumdu ve onu çok sevdim.
She was my friend longer than you were married to her, and I miss her too.
Siz evlenmeden önce de onunla arkadaştık ve ben de onu özlüyorum.
"And truly she was my friend Flicka." [Sniffs]
"Dürüstçe o benim arkadaşım flicaydı."
She was my friend.
O benim arkadaşımdı.
I just told her stuff I'd never told anyone, because she was my friend.
Ama ona kimseye anlatmadığım şeyleri anlattım, çünkü o dostumdu.
- She was my friend too, Merton.
- O benim de arkadaşımdı, Merton.
I thought she was my friend.
Onun arkadaşım olduğunu sandım.
Remember, she was my friend first.
Unutma ki o önce benim arkadaşım.
She was my dearest friend when we were in show business together.
Birlikte gösteri işinde iken en sevdiğim arkadaşımdı.
My lord, may I also remind my learned friend that his witness, by her own admission, has already violated so many oaths that I am surprised the Testament did not leap from her hand when she was sworn here today.
Efendim, ben de saygın dostuma tanığın kendi ifadesiyle şimdiye kadar birçok yemini çiğnediğini hatırlatmak isterim. Bu yüzden bugün yemine giderken Kutsal kitabı elinden fırlatmamış olmasına şaşırıyorum.
She was my mother's best friend.
Annemin en yakın arkadaşıydı.
My friend kept insisting Picasso was a bum, so she started to do that mural.
Kız Picasso'nun bir serseri olduğunu iddia edip durdu ve sonra da bir duvar resmi yaptı.
My good friend's wretched relative, thought I was sleeping, so she began to undress.
Sevgili arkadaşımın anısı için çok üzgünüm! Bu menfur akraba, benim uyuduğumu düşünerek soyunmaya başladı! Ama ben uyumuyordum!
She was my only friend until now.
Bugüne kadarki tek arkadaşımdı.
I told you, that my wife was guillotined... because she'd murdered my best friend.
Karımın en yakın arkadaşımı öldürdüğü için giyotin ile idam edildiğini söylemiştim.
It beat the record held by my friend, Cornelia and was she mad!
Bu arkadaşım Cornelia tarafından kırılan rekorun da üzerinde ve o çılgına döndü!
The best friend that my ex-fiancée slept with was my ex-ex-fiancée and she was my business partner, and we started the business with my money.
Eski nişanlımın yattığı o "En iyi arkadaş" ondan önceki nişanlımdı ve iş ortağımdı ve o işi benim paramla kurmuştuk.
She was a friend of my wife.
Karımın arkadaşıydı.
She was my best friend.
O benim en iyi dostumdu.
She was my best friend.
Hatta bana, seninle cin içtiğini bile anlattı.
- She was my best friend.
- En iyi arkadaşımdı.
She was my best friend.
Benim en iyi arkadaşımdı.
My best friend was Karen Fienstein... and she got her period when she was 12, you know.
En iyi arkadaşım Karen Fienstein'dı. Adet gördüğünde 12 yaşındaydı.
To me, she was my longtime dear friend.
Bana göre uzun süredir sevgili bir arkadaştı.
I'm sick because it wasn't so long ago that she was my best friend.
Kötüyüm. Çünkü kısa bir süre önceye kadar en iyi arkadaşımdı.
He was Gloria's husband and she's my friend...
O Gloria'nın kocasıydı ve benim de arkadaşımdı.
She was my only friend
O benim tek arkadaşımdı.
She said she was the niece of my grandfather's friend.
Büyükbabamın arkadaşının yeğeni olduğunu söyledi.
But she's my best friend, Wayne! She was.
Ama o benim en iyi arkadaşım, Wayne!
She was my daughter's best friend.
Kızımın en yakın arkadaşıydı.
You know, the man she mourned for... He was my best friend.
Onun yasını tuttuğu adam benim en yakın dostumdu.
She was my best friend in the whole world.
Dünyadaki en iyi arkadaşımdı.
I mean, I never knew anyone that looked that much like a slut. Here she was- - my best friend.
Demek istediğim, onun gibi sürtük görünümlü biri burada ve en yakın dostumdu.
When my friend Connie got hitched, she was knocked up too, but you almost couldn't tell'cause she wore this muumuu thing.
Arkadaşım Connie hamileydi ve karnı burnunda evlendi. Ama ona söyleyemedim çünkü Mumu bu şeyi giymişti.
She was my most special friend.
O benim en özel arkadaşımdı.
My friend Sandy got called in on the same job and she was supposed to look after my daughter.
Arkadaşım Sandy kızıma bakacaktı, ama onu da aynı iş için aradılar.
She was like my best friend.
En iyi arkadaşım gibiydi.
But my stupid friend Jerry told my other friend Noreen that she was you know, hitting on him.
Benim salak arkadaşım Jerry diğer arkadaşım Noreen'in,... anlarsınız, ... kendisine asıldığını söyledi.
I was always very aware that you're my friend and she's my wife.
Ben her zaman... Benim arkadaşım olduğundan ve onun benim karım olduğundan emindim.
She was my only real friend.
O tek gerçek dostumdu.
My friend was taking down our Christmas lights... ... and she fell off the balcony and may have broken her ankle.
Arkadaşım Noel ışıklarını indirirken balkondan düştü ve ayak bileğini kırmış olabilir.
She was my father's closest friend and I guess she felt responsible for me.
Babamın en yakın arkadaşıydı sanırım bana karşı sorumluluk hissediyordu.
She was my best friend... or at least that's what I thought.
Benim en iyi arkadaşımdı- - ya da ben öyle düşünüyordum.
- We was by the river and I heard my friend calling for help and I look and she has fallen in the water.
Biz... nehrin kıyısındaydık, sonra arkadaşımın yardım istediğini duydum. Baktığımda... suya düşmüş olduğunu gördüm.
Because I loved her and she was my best friend.
Çünkü ben onu seviyordum ve o benim en iyi arkadaşımdı.
Because she was my best friend.
Çünkü en iyi arkadaşımdı.
Well, as a matter of fact, when my friend Donna's marriage was on the rocks, you were the one that she called for advice.
Arkadaşım Donna'nın evliliği kötü giderken tavsiye almak için seni aramıştı. Öyle mi?
she was pretty 42
she was 1639
she wasn't 185
she was raped 45
she was a nurse 16
she was here 194
she was beautiful 115
she was scared 61
she was right 162
she was sick 48
she was 1639
she wasn't 185
she was raped 45
she was a nurse 16
she was here 194
she was beautiful 115
she was scared 61
she was right 162
she was sick 48