Short for tradutor Turco
3,370 parallel translation
Short for Jeremy?
Jeremy'nin kısaltılmışı mı?
Oh, Sister, life is too short for regrets.
Hayat pişmanlık durmak için çok kısa, rahibe.
This is going to be the best year ever, because now that I'm a soph... that's short for "sophomore"...
Bu yıl gelmiş geçmiş en güzel yıl olacak, çünkü artık iki oldum- - bu "ikinci sınıf" için bir kısaltma- -
Wood was short for Woodrow, which is my real name.
Wood ise gerçek ismim Woodrow'un kısaltılmışı.
♪ I think that life's too short for this ♪ ♪ I'll pack my ignorance and bliss ♪
* Hayat çok kısa bunları çekmek için, cehalet ve mutluluğumu istiyorum geriye *
Shut up! That's short for
Kapa çeneni!
Short for Mississippi, not Melissa.
Mississippi'nin kısaltılmış hali, Melissa'nın değil.
That's short for "renaissance."
Kısa bir Rönesans gösterisi.
Short for Lyubov.
Lyubov'un kısaltılmışı.
It's short for Spinster. What is?
"Kız kurusu" nun kısaltması.
"Mackenzie's on the short list for prom queen. Let's wish her luck."
"Mackenzie balo kraliçesi listesinde ona şans dileyelim."
Renoir could create masterpieces in such a short amount of time, and that's how I feel about what you've done for our wedding, Naomi.
Renoir, kısacık bir zamanda başyapıtlar yaratabildi. Ve bende yaptıkların hakkında böyle hissediyorum Naomi.
Winnie for short.
Kısa hali Winnie.
It's just for a short while.
Sadece kisa bir sure icin.
It'll buzz around for a short time looking for food, and, once sustained, may seek a mate.
Kısa süreliğine yiyecek bulmak için etrafta vızıldayacak,... sonra da bir arkadaş isteyecek.
His penchant for the bottle cut his career short.
Alkole düşkünlüğü kariyerini kısaltmış.
It's called "Super Music". "SM" for short.
Adı "Süper Müzik" olacak. Kısaca "SM".
Well, thank you for the vote of confidence. It's in short supply around here.
Güven oyu için teşekkürler buralarda ondan pek bulunmuyor.
I'm gonna fire up the short-wave and call for help.
Kısa dalgayı çalıştıracağım ve yardım çağıracağım.
Holy long walk for a short drink of water, Ted.
Bin dereden su getirdin be, Ted.
Thanks for getting me in on short notice.
Kısa sürede cevap verdiğin için teşekkür ederim.
For a short while, then Raymond, then Raymond went.
Kısa bir süre. Sonra Raymond geldi.
Well, thank you for coming in on such short notice.
Bu kadar kısa sürede geldiğiniz için biz teşekkür ederiz.
But I got to tell you, it was a little on the short side for a warning.
Ama söylemezsem olmayacak, uyarı için biraz kısa kesmişsin.
I found a series of short sales for Veldt stock.
Veldt'in stoklarının karşılıksız satıldığının izlerini buldum.
I found an active server at the ISP for those short sales.
O karşılıksız satışlarla alakalı ISP'de aktif bir server buldum.
I'd like to thank you all for coming on such short notice.
Bu kadar kısa bir sürede geldiğiniz için teşekkür ederim.
It will mark the place where you'll be staying... for what, I promise, will be a short time.
Kalacağın yer elma figürü ile işaretli. Söz veriyorum çok kısa sürecek.
Yes, I saw Mr. Beacham for a short time about three years ago.
Evet, üç yıl evvel kısa bir süre için Bay Beacham ile görüşmüştüm.
I'm here as a mom, a mom who is horrified that our legal system has fallen woefully short in getting justice for Jenny Nystrom.
Bir anne olarak geldim hukuk sistemimizin Jenny Nystrom için adaleti sağlamaktaki aczi karşısında dehşete düşmüş bir anne olarak.
For the rest of us to profit, we need a greater fool, someone who will buy long and sell short.
Kalanımız için kar etmek adına, bize daha çok alıp daha az satacak büyük bir alık lazım.
Clara, captain the ship for a short while.
Clara, bir süreliğine buraya sahip ol.
Miss Audrey can be forgiving, she'll soon forget you were in charge of her department for a short while.
Bayan Audrey bağışlayıcıdır. Yakında biraz da olsa departmanın yetkilisi olduğunu unutacaktır.
Just keep them in the storage for me for a short period of time.
Sadece benim için onları kısa bir süreliğine saklayın.
- Hey. Thanks for meeting me on such short notice.
Bu kadar kısa süre içinde buluştuğumuz için teşekkürler.
So, to make a long story short, they say it's my fault for leaving the pistol on the seat of the Jeep.
Yani uzun lafın kısası, Onlara göre tabancayı Jepp koltuğunda bırakmak benim hatamdı.
Cheap and cheerful, just for the short term. Or... We can use the gift certificate
Ya da Charlotte'ın güzel bir bebek mağazasından bize gönderdiği hediye çekini kullanır ve odayı bir güzel döşeriz.
An "ecog" for short.
Kısaca "e-zihin."
We have to be prepared for the worst in a very short time.
En kısa zamanda en kötü olasılığa hazırlıklı olmak zorundayız.
- Hi, I'm Missi. Everyone thinks it's short for Melissa, but it's for Mississippi. The river.
Herkes Melissa'nın kısaltılmış hali olduğunu düşünür ama aslında Mississippi'nin kısaltılmış hali eyalet olan değil, nehir olan çünkü ailemin anlattığına göre çünkü annem bana, babam bir kumar gemisinde Karayip pokerinden 5000 dolar kazandığı zaman hamile kalmış.
Thanks for seeing me on short notice.
Görüşme teklifimi hemen kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.
Maybe she came back as a cat just to see you, Tony, just to reconnect for a short time before she went back to Heaven.
Belki de cennete gitmeden önce kısa bir süreliğine seni görmek için kedi olarak seninle iletişim kurmuştur.
Padma, um, Emily wanted to know if you needed to borrow a dress for the wedding, given the short notice.
Padma, şey Emily düğün için elbise ödünç almak ister misin diye soruyordu zaman az ya o yüzden.
Well, that's technically for a short-term loan she gave me six years ago.
Tamam, Aslında teknik olarak, altı yıl önce o bana kısa vadeli bir kredi verdi.
Hey, I'm sorry for the short notice.
Erken haber veremediğim için kusura bakma.
Thank you, Art, for rushing over here on such short notice.
Böylesine kısa bir bilgi yüzünden, buraya kadar koşturduğun için teşekkür ederim, Art.
From power plants that enhance efficiency the high-voltage lithium-ion battery pack provides enough power to operate in all-electric mode for short commutes- - very smart.
Verimlilik sağlayan dinamo sistemi ve yüksek voltajlı lityum akü takımı kısa mesafelere elektrik ile ulaşmanızı sağlıyor. Akıllıca bir tercih.
Neurofibromatosis type two, but you can call it NF2 for short.
Neurofibromatosis tip iki, ama kısaca NF2 de diyebilirsin.
He dropped by for a short time a few days ago too.
Birkaç gün önce de uğradı kısa süre.
It would be different for me since very few short-termers die on duty.
Ama ben farklı olurdum. Çünkü çok az kısa dönem var şehit olan.
Detective Carter said they found a $ 275 receipt on Pushkov for short-term parking at JFK.
Dedektif Parker'ın dediğine göre Pushkov'un cebinde kısa süreli park için 275 dolarlık bir havaalanı fişi bulmuşlar.