English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Spare my life

Spare my life tradutor Turco

125 parallel translation
Spare my life and I will give you the wonder cap. Whoever wears it becomes unseen or may take whatever form he chooses!
Onu kim giyerse görünmez olur ya da istediği şekle girebilir!
Spare my life, O hero, and I will make you the richest king on earth!
Hayatımı bağışla yiğit kahraman, ben de seni dünyanın en zengin kralı yapayım!
'Oh, spare my life', said Mr. Arlington,'spare my life'!
Bay Arlington'öldürmeyin beni, n'olur canımı bağışlayın'diye yalvarıp durdu.
I was sure you'd approve, Colonel, and you're all very generous to spare my life.
- Onaylayacağına emindim Albay. Hayatımı bağışlama konusunda hepiniz çok cömertsiniz.
I'll even help you if you spare my life.
Hayatımı bağışlarsanız size yardım bile ederim.
Spare my life...
Canımı bağışlayın...
Spare my life!
Hayatımı bağışla!
I won't spare my life.
Benim hayatım azaldı.
I would like you to spare my life.
Hayatımı kurtarmak istiyorum.
It's a cowardly thing to say, but spare my life.
Korkakça bir şey belki ama hayatımı bağışla.
Please spare my life
Lütfen canımı bağışlayın
I'll love you if you'll spare my life.
Yalvarırım, Encolpius'a acı.
I'll kowtow to you stop fighting, spare my life
Yalvarırım, bırakalım savaşı, hayat barış olsun!
Spare my life, Master...
Teslim olduk...
Bravo... Hero, spare my life
Bravo... bağışla canımı
Jade Chain Steps, Yin Yan Feet Hero, spare my life
Yeşim zincir ( Yin Yan ) adımı bağışla canımı
That is, if you'II spare my life for just a few moments.
Ama tabii ki... bir süre daha yaşamama izin verirsen.
Caesar might spare my life if I bring him prisoners.
Eğer ona mahkumlar götürürsem... Sezar hayatımı bağışlayabilir.
Spare my life and I will grant you three wi [Screams]
Hayatımı bağışla ve ben de senin üç dileği -
Spare my life, sahib!
Canımı bağışlayın sahib!
Please spare my life, Captain.
Lütfen hayatımı bağışlayın, Kaptan!
For the sake of my children, for my boy. Spare my life, Hal.
Canımı bağışla Hal.
T-Take whatever you want, just spare my life!
Lütfen... canımı bağışla!
Spare my life, help me.
Yardım edin. Hayatım size bağlı.
Take anything you want, but please spare my life!
Ne isterseniz alın ama lütfen hayatımı bağışlayın!
You did spare my life.
Hayatımı kurtardın.
Please spare my life!
Lütfen hayatımı bağışla!
Please spare my life!
Lütfen hayatımı bağışlayın!
Please spare my life
Lütfen hayatımı bağışla.
A murderous wretch from the streets of Eisen, could rise far in such a place. - Even to the office of mayor. - Spare my life, Your Grace.
Kana susamış alçak sokakta Eysina verebilecek kimse, hatta belediye başkanı olabilir.
I'd be very grateful if you might spare my life.
Hayatımı bağışlarsanız gerçekten çok sevinirim.
"I wish to spare her a life like my own, which has been despoiled from the start."
"Ona, benim başından mahvolmuş hayatıma benzemeyen bir hayat bağışlamak istiyorum."
Please spare me my life
lütfen bağışlayın beni!
For the sake of my friendship with your father move out of the way and I'll spare your life
Babanla olan dostluğumun hatırına... yolumdan çekil de seni öldürmeyim!
But I beg you to spare my husband's life.
Ama lütfen kocama merhamet edin.
I've offered my own life in place of his if the gods will spare him.
Tanrılar onu bağışlasın diye, onun yerine kendi hayatımı teklif ettiğimi söyle.
"Spare him his life. I'm ready to lay my life instead"
"Ben hazırım canımı ona vermeye"
I offer my life, if Jupiter will only spare our beloved Emperor.
Hayatımı verirdim, yeter ki, Jüpiter sevgili İmparatorumuzun canını bağışlasın.
That was the first time I ever saw my father spare the life of an enemy.
Babamın bir düşmanın canını bağışladığını ilk kez o zaman gördüm.
You babble too much, youngster. You are trespassing my sphere. I'll spare your life you show your face and explain.
çok fazla gevezesin delikanlı sen benim bölgemi ihlal ediyorsun senin yaşamını bağışlayacağım, yüzünü göster ve kim olduğunu söyle
You saved my life and in return, I'll spare yours for now.
Hayatımı kurtardın. Karşılığında seninkini bağışlayacağım şimdilik.
But I am willing to do whatever is necessary... in order for you to spare my friend's life.
Ama ne gerekiyorsa, onu yapmaya hazırım, arkadaşımın hayatını bağışlamanız için.
I beg you you to spare his life for my sake.
Size yalvarıyorum benim hatırıma onun hayatını bağışlayın.
I'd give my life to spare him that dishonor.
Onu böyle bir onursuzluktan kurtarmak için canımı bile verirdim.
My strategy may yet spare your life.
Taktiğim hayatının bağışlanması olabilir.
Walked back into my life. Murray let me stay in his spare room for free,
Murray, boş odasında bedava kalmama izin verdi.
Spare me my life.
Canımı bağışlayın.
If I do, will you spare whatever remains of my life?
Cevap verirsem, hayatımın geri kalan zamanı için beni affeder misin?
But first, I will try to find a way to end my own life and spare this child the pain.
Ama önce, kendi hayatıma son vermenin ve bu çocuğun acı çekmesini engellemenin bir yolunu bulmaya çalışacağım.
Spare me the apology for butting into my life for the millionth time.
Hayatıma milyonuncu kez karıştığın için özür dilemene hiç gerek yok.
You will spare my son's life.
Oğlumun hayatını bağışlayacaksın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]