Story time tradutor Turco
1,314 parallel translation
I have heard your government repeat this story time and time again.
Hükümetiniz bu hikayeyi defalarca tekrar etti.
Man, what is this, story time?
Adamım, bu ne, masal saati mi?
... every time his story's in the paper.
Hikayesi gazetelere her çıktığında geldiler.
Well, it's a long story, but when her daughter told me I could have the dog, she was quite drunk at the time, unbeknownst to me.
Uzun hikâye kızı köpeği alabileceğimi söylemişti ama o anda biraz sarhoştu.
We need to find a story if I'm ever gonna be a big-time reporter.
Ama büyük bir haberci olacaksam büyük bir hikâye bulmamız gerek.
It gives me extra time to work... on my why-Rory's-wearing-a-cast story for your grandparents.
- Ben de biraz zaman kazanmış olurum.
It was just a matter of time before the story got out.
Bu hikâye er ya da geç duyulur.
Just like you're afraid to ask guys out so you make up some crazy story in order to spend time with them? Who told you that? Let's just say I know a little bird who sang
Hatta nasıl kullanacağını öğrenmeme ramak kaldı.
When the story starts, it's been a lot of time since I've seen my son.
Hikaye başladığında, ben oğlumu en son göreli oldukça uzun zaman olmuş.
Every time you've heard someone say they saw a ghost or an angel every story you've ever heard about vampires, werewolves or aliens is the system assimilating some program :
Bir hayalet veya bir melekle ilgili çıkan söylentiler. Vampirler, kurt adamlar ya da uzaylılarla ilgili anlatılanlar...
Mind if I don't use that story next time I'm trying to sell a Mustang?
Mustang araba satmaya çalışırken bu öyküyü kullanmasam olur mu?
- How about a different story? - Okay. How about the time Marilyn hit me up side the head with an axe handle?
Farklı bir hikayeye ne dersin büyükanne?
You had a story due yesterday, but I gave you more time.
Dün teslim etmen gereken bir hikayen vardı, ama sana zaman verdim.
The second time... The second time he told me a story... about how someone offered him a boat cloak on a cold night.
İkincisinde soğuk bir gecede nasıl birinin ona pelerin verdiğiyle ilgili bir hikaye anlattı.
We have to go have bath and supper time now, but maybe we can come back and hear the end of that story, okay?
Şimdi banyo yapıp akşam yemeği yememiz lazım, ama belki tekrar gelip hikayenin geri kalan kısmını dinleyebiliriz, tamam mı?
Take your time. 'cause a good story is worth the wait.
Biraz zaman alır ama iyi öyküler, beklemeye değerdir.
I'll let you guys pick tonight. He can either tell.... Either the story about when they put the BENGAY in his grandmother's girdle or the time he got thrown out of the bar in New York City.
bu gece size, seçme hakkı tanıyorum size isterseniz.... büyükannesinin korsesine bengay sürme hikayesini isterseniz New York'ta bardan atılma hikayesini anlatsın.
The fabulous two-story living room... which, I predict, we will spend absolutely no time in whatsoever.
Müthiş iki katlı salon. Sanırım burada hiç vakit geçirmeyeceğiz.
And tonight, for the first time in, oh, so many years, I believe it may be possible that the story will finally end differently.
Ve bu gece, yıllar boyunca, ilk defa, inanıyorum ki mümkün olabilecek sonunda hikaye farklı bir şekilde sonlanabilecek.
POEMS WRITTEN BEFORE JUMPING OUT OF AN 8 STORY WINDOW 1968 POETRY XCHANGE TAYLOR HACKFORD : And that Bukowski needed to focus himself full time.
Elbette ki babamın diğer babalardan farklı olduğunun farkındaydım.
Without commenting, if you check through the scholarly literature you'll find the same story all the time, virtual exceptions. The world agreed with the Reaganites too.
yorum yapmıyorum. eğer bilimsel literatürü incelerseniz, benzeri bir çok hikaye bulursunuz.
The story of the statue is an ancient legend that was lost in the mists of time once the city became prosperous and rich.
Heykelin hikayesi, zamanın pusu içinde kaybolmuş eski bir efsane. Şehir eskiden refah içindeymiş.
Is this the first time you've heard this story?
Sen bu hikayeyi ilk kez mi dinliyorsun?
It's a Iong story - some other time.
Neyse uzun hikaye sonra anlatırım!
Run this story by me again, slowly this time. Three million?
Şu hikayeyi bir daha anlatsana, yavaş ol bu sefer. 3 Milyon mu?
The pursuit of profit is an old story, but there was a time when many things were regarded either as too sacred or too essential for the public good to be considered business opportunities.
Kazanç arayışı eski bir hikayedir ama bir çok şeyin ticari fırsat olarak düşünülemeyecek kadar ya çok kutsal veya kamu yararı için çok gerekli sayıldığı bir zaman da vardı.
And they decided that they would pull the story and they would just check it one more time.
Ve hikayeyi geri çekmeye karar verdiler ve sadece bir kez daha kontrol edeceklerdi.
The fact that I actually wasn't dating Francie, I thought that was the number-one most insane story of all time. But yours actually tops it.
Francie'yle değil de kopyasıyla çıkmamın hayatımın en çılgınca olayı olduğunu sanıyordum ama seninki benimkini solladı.
If I have to hear that story for the fifth time, I'm gonna need it.
Bu hikâyeyi beşinci kez dinleyeceksem içmeliyim.
Honey, did I ever tell you the story about the time your father decided to make chewing gum on our kitchen stove?
Tatlım, babanın mutfaktaki fırınımızda sakız yapmaya karar verdiği zamanı anlatmış mıydım?
I came in here the other day because I wanted to tell a story about something small, something personal, something I've been trying to figure out for quite some time.
Söyle. Geçen gün buraya küçük bir şey anlatmak için geldim. Uzun zamandır çözmeye çalıştığım, kişisel bir şeyi.
I can't even think of the last time I had a good idea for a story.
En son ne zaman iyi bir öykü düşündüğümü hatırlamıyorum bile.
He means to tell her the story, but by the time they come around to it, they've fallen in love, and he's afraid if he tells her, it'll ruin it.
Olayları anlatmak ister ama zamanla birbirlerine âşık olurlar ve adam gerçeği anlatırsa her şeyi mahvetmekten korkar.
And that was the first time I ever tasted chocolate That s a great story, man but, uh, it s like 2 in the morning so we gotta go to sleep
ve o benim çikolatayı ilk defa tattığım zamandı bu harika bir hikaye, dostum ama, uh, saat sabahın ikisi gibi, yani uyumamız gerek ama okyanus sesleri olan kasetimi unuttum
Well, if you mean that I am artistic and sensitive... and cry every time that I watch Love Story, then, yes, I am like a woman.
Eğer demek istediğin, estetikliğim, duygusallığım.. .. ve Aşk Filmi izlediğimde her zaman ağladığımsa, evet, ben bir kadın gibiyim.
And the story I remember after your first time was you didn't call her for a week.
Benim hatırladığım hikaye, ilk seferinizden sonra onu 1 hafta aramadığındı.
It's a short story. Once upon a time, I had great jazz records.
Bir zamanlar harika caz plaklarım vardı.
It's the story of the most incredible natural experiment of all time and the catalyst is the weather.
Tüm zamanların en inanılmaz doğal olayının hikayesidir. Bu oluşumu hızlandıran, hava koşullarıydı.
Let's take one last leap in time to 30,000 years ago, to witness the final part of our human story.
Yolculuğumuzun son adımını atıp, hikayemizin son bölümünü oluşturan otuz bin yıl öncesine gidelim.
This is a story of the people who live in such a time as this.
Bu hikaye böyle bir zamanda yaşayan insanları anlatmaktadır.
If I'd lived in another time or place my story might have had a very different ending.
Onunla başka yer ve zamanda karşılaşmış olsam hikayem daha farklı bitebilirdi.
But looking back, this story really began when George returned to the village of Loar and our paths crossed for the first time.
Ama geriye dönersek, bu hikaye aslında George'un Lore köyüne dönmesiyle başlamış ve yolları ilk kez kesişmişti.
Let's go through the story one more time.
Hikayenin üstünden bir daha geçelim.
Every time, it's a different story with you, all right?
Her seferinde seninle ilgili başka bir hikaye, tamam mı?
Wow. I cannot remember a time before you started telling that story.
Bu hikayeyi ne zaman anlatmaya başladın hatırlamıyorum.
But your story is not working this time
Ama bu hikayeye beni inandıramazsın..
And how does... that story change itself, modify itself over time?
Ve bir hikaye nasıl devinime uğrar, zamanla nasıl değişir?
You came back after all this time and all I hear is a story about a dream.
Bunca zaman sonra geri döndün ve tek bahsettiğin saçma sapan bir rüya.
If allowable, I'll start from the story long time ago, for all these we have to thank for the Jesus Christ
Hepimiz Mesih İsa'ya minnettar olmalıyız.
A human-interest story, well publicized at the time.
Tam zamanında insancıl bir hikaye yayınlandı.
Perhaps his case wasn't so useful in solving her problem, she'd conclude, every time she remembered his story.
Bu hikayeyi ne zaman hatırlasa, amcasının çözümünün, kendi durumu için işe yaramayabileceği sonucuna varırdı.
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time is running out 68
time to wake up 54
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time is running out 68
time to wake up 54
time is money 74
time is of the essence 71
time is up 41
time travel 83
time to go 627
time to sleep 29
times are tough 45
time's up 595
time to eat 55
time is 18
time is of the essence 71
time is up 41
time travel 83
time to go 627
time to sleep 29
times are tough 45
time's up 595
time to eat 55
time is 18
times are changing 28
time will tell 62
times a week 28
times in a row 26
time for bed 134
times before 18
times change 49
times a day 121
times over 33
times three 18
time will tell 62
times a week 28
times in a row 26
time for bed 134
times before 18
times change 49
times a day 121
times over 33
times three 18