Strike two tradutor Turco
307 parallel translation
Strike two.
Hata iki.
Strike two!
İkinci vuruş!
Strike two, two, two, two, two, two, two!
Vuruş iki, iki, iki, iki, iki, iki, iki!
Strike two!
Atış iki!
[Cough Cough] Killer, this is strike two.
Killer, bu plan 2.
Strike two, and Cerrano wasn't even close to that one.
Strike 2, ve Cerrano bu atışa yaklaşamadı bile.
Wild Thing delivers. Strike two!
"Vahşi şey" gönderiyor, Strike 2!
Strike two!
Iska iki!
Strike two.
Varan iki.
Strike two!
İkinci atış!
I didn't hear it strike two.
İkiyi vurduğunu duymamışım.
Strike two!
İki vuruş!
Strike two!
Vuruş iki!
Strike two.
İkinci darbe.
Strike two!
İkinci vuruş.
That's strike two.
- Hey! Bu ikinci saldırın.
Strike one, strike two.
Birinci top ıska, ikinci top ıska.
Strike two.
Iska iki.
Strike two!
- Atış iki! - Lanet olsun dışarıdaydı.
The 0-1 pitch, and the bottom just drops out of it. Strike two.
Durum 0-1 ve ikinci topu da kaçırıyor.
Strike two!
İki ıska!
- Strike two.
- İkinciyi eleyin.
There's two explanations that strike me, either the body was stolen by the members of a death cult that use human bones in their ceremonies, or else...
Cesedi, ya ayinlerinde insan kemiklerini kullanan bir ölüm tarikatının mensupları çalmıştır... -... ya da... - Ya da ne?
Twenty-two weeks the men were out as the strike moved into winter.
İşçiler 22 haftadır çalışmıyordu. Grev kışa giriyordu.
After all, we expected to strike a snag or two.
Ufak tefek güçlüklerin çıkmasını bekliyorduk zaten.
Strike out the last two questions and Mrs. Manion's answers.
Son iki soru ve Bayan Manion'un cevapları kayıtlardan çıkarılsın.
- Strike two.
İkinci hakkın da gitti.
And I'm, I was happy to find out that after David had been in jail for two and a half weeks he already had a very, very good hunger strike going on with forty-two federal prisoners none of whom were draft people.
Ve ben... David 2.5 hafta tutuklu kaldıktan sonra, 42 federal mahkumla birlikte açlık grevine başlamasını öğrenmekten açıkçası çok mutlu oldum. ve hepsi de iyi insanlar bunların.
Who is in favour of a reasoned action that beginning from Monday, for two hours a day, we strike... raise you hand!
Pazartesi başlayıp günde 2 saatlik grevle devam edecek planlı bir eylemden yana olanlar, ellerinizi kaldırın!
It's a peaceful strike of only two hours!
Bu sadece iki saatlik sorunsuz bir grev!
Two hours of strike are useless!
İki saatlik grev hava civadır!
Listen, listen, I still don't understand you... we will continue to strike for two hours a day until we get what we demand, is that clear!
Yavaş yavaş, hala seni anlayabiliyorken yavaş. Biz taleplerimizi elde edene kadar günde 2 saatlik grevimize devam edeceğiz, yeterince açık mı?
? In the assembly we decided on two hours, not a revolution! Two hours of strike!
Meclisten iki saatlik grev kararı çıktı, devrim değil!
Your plan depends on organizing a strike in two weeks? Here?
Planın iki hafta zarfında, burada bir grev organize etme üzerine mi kurulu?
Frankfurter couldn't throw a strike from two feet.
Frankfurter topu yarım metre öteye bile atamaz.
Kids, what do I have to do to strike a deal with you two?
Çocuklar, sizinle anlaşmaya varmak için ne yapmalıyım?
Bundy picks up his ball, knowing all he needs is two strikes and eight little pins and a certain pork pie's record is history.
İki "strike" yapar ve sekiz lobut devirirse malum bir domuzumsunun rekorunun tarihe karışacağını biliyor.
Strike two!
Atış geçerli, iki!
Two months ago the coal piles up at the mine, A good strike was a boon for them.
Aylardır kömür çukurlara yığılıyor. Belki bir grev bu işi yola sokar.
And so, Two-Face must strike...
İkiyüzlü saldıracak.
Strike, why I got to tell you things two and three and four times, huh?
Neden bir şeyi defalarca söylemek zorundayım ha?
Strike, you told me two months before.
Strike, önce daha çok konuşmuştun.
As the centaur falls, a strike to the lower shoulder dislocates the two front legs.
Centaur düştüğü zaman, düşmüş omuza doğru bir darbe... iki ön ayakları yerinden çıkartıyor.
One strike down, two to go.
1 el indi, 2 kaldı.
Two hours ago, my station was attacked by a Jem'Hadar strike team.
İki saat önce istasyonum bir Jem'Hadar saldırı timi tarafından saldırıya uğradı.
You get one strike, you get two.
Bir grev gelince, ikincisi yoldadır.
And so after exhausting hundreds of thousands of man-hours and leads... federal investigators are finally ready to say... that just as in the St. Louis IRS bombing nearly two years ago... this spring's attack on the FBI... the worst terrorist strike in our nation's history... was the work of one man and one man alone.
Yüz binlerce saat mesainin ardından FBI müfettişleri şu kadarını söyleyebiliyor : Tıpkı iki yıl önce St Louis'deki bombalama gibi bu bahar FBI'a yapılan ve ulusal tarihimizdeki en korkunç terörist saldırı da tek bir kişinin başının altından çıktı.
Two, a much larger air strike against their air defenses along with the missiles.
İkincisi, hava savunma silahlarını da kapsayan daha geniş bir hava saldırısı.
If I held a vote, I think air strike would beat blockade by a vote or two
Eğer oylama yapsaydım, hava saldırısı ambargoyu bir iki oyla bastırırdı.
I'd say that's strike two.
Kesinlikle katılıyorum.
Strike... two!
Varan... iki!
two hours later 53
two and a half men 29
two hours 343
two hours ago 92
two weeks later 82
two weeks ago 326
two months later 53
two years later 88
two years ago 477
two months ago 182
two and a half men 29
two hours 343
two hours ago 92
two weeks later 82
two weeks ago 326
two months later 53
two years later 88
two years ago 477
two months ago 182
two hearts 28
two beers 79
two more 130
two days ago 368
two o'clock 76
two arms 16
two seconds 191
two hands 45
two thousand dollars 17
two years 509
two beers 79
two more 130
two days ago 368
two o'clock 76
two arms 16
two seconds 191
two hands 45
two thousand dollars 17
two years 509
two and a half 63
two people 83
two minutes 637
two thousand 72
two weeks 445
two brothers 30
two men 105
two sugars 100
two words 186
two things 153
two people 83
two minutes 637
two thousand 72
two weeks 445
two brothers 30
two men 105
two sugars 100
two words 186
two things 153