Take me tradutor Turco
48,722 parallel translation
Just take me back, please.
Sadece beni geri götür, lütfen.
Take me to the bank.
Beni bankaya götür.
Please just take me back to my family.
Lütfen, sadece beni aileme geri götür.
- Take me back there.
Beni oraya geri götür.
Take me back there right this fucking second.
Beni hemen şu anda oraya geri götürüyorsun.
- Take me back there!
- Beni oraya geri götür!
You have to take me back there.
Beni geri götürmelisin.
Take me back to my family!
Beni aileme geri götür!
Take me back.
Geri götür.
Can you take me to this island?
Beni bu adaya götürebilir misiniz?
I'll pay you a lot of money if you take me out to the island.
Beni bu adadan götürürseniz istediğiniz kadar para veririm.
Please, take me with you.
Lütfen, beni de yanına al.
Can somebody take me?
Biri beni alabilir mi?
Your friends, they're dead, dead unless you take me back, now!
Arkadaşların öldüler. Beni geri almadıkça öldü, şimdi!
- Take me away?
- Beni almak mı?
Then take me to Our World
- O zaman beni Our World'e götür.
Take me to see him.
Beni ona götür.
No, no, no, I want you to take me with you.
- Hayır, seni ben götürürüm.
All Kenyan soldiers have a mission to take me to the border.
Tüm kenyalı askerlere beni sınıra götürme emri verdildi.
Do you get paid? To take me?
Beni almak için para alıyor musun?
♪ Ziggy, if you hear me ♪ ♪ Take me far, far from here ♪
Ziggy, beni duyuyorsan, beni buradan uzaklara götür.
? Take me down?
# Götür beni #
? Take me down with you?
# Götür beni yanında #
Not... not until you take me off these drugs.
Bana ilaç vermeyi bırakmazsanız olmaz.
I'm gonna take it off... and go through and you're gonna pass it right to me, okay?
Bunu çıkaracağım ve geçeceğim sonra sende bana tekrar vereceksin tamam mı?
Let me take the kid.
Çocuğu almama izin ver.
If you don't take my money if you don't tell me where my wife and my child are you're gonna be looking over your shoulder for the rest of your short, agonizing miserable life, because I'm gonna take your face and break it in half with my fucking hands, you understand me?
Eğer paramı almazsan, Eğer karımın ve çocuğumun yerini söylemezsen, Geride kalan kısa, sefil ve acınası hayatına omuzlarınla bakmak zorunda kalacaksın çünkü ellerimle kafatasını ikiye ayıracağım anladın mı?
I have to watch him for my damn sister while she goes to school to learn how to clean teeth, and it's against the law for me to take him to the track.
Kız kardeşim diş temizlemeyi öğrenmek için okula gidince çocuğa ben bakıyorum, onu at yarışlarına götüremiyorum, yaşı tutmuyor.
A. If you give me the one i need, I'll take all the money.
Kartımı alırsam bütün paranızı alacağım.
Guy was the first one to take a chance on me.
Bana şans tanıyan ilk erkek oldu.
He wants to kill me and take her.
Beni öldürüp onu kaçırmak istedi.
- Let me take care of this. I will destroy someone.
- İşte bu, kesinlikle canlarını fena yakacaktır
You can not leave me, you leave me, they will take Sqweeks.
Beni terk edemezsin. Beni bırakırsan Sqweeks'i alırlar!
Let me take care of it.
Eve gidiyorum!
Give me cash in three days and take the stuff Fine?
Üç gün içinde parayı teslim edersen ürünü alırsın.
Let me not take a step back
~ Bana geri adım attırma. ~
Let me not take a step back
Bana geri adım attırma. ~
Even if his spirit asks me to release Hasmukh bhai and his party, I'll take it in writing. And you are merely...!
Ruhu, Hasmukh Bhai'yi serbest bırak dese bile yazılı olarak tebliğ edeceğim.
Let me take you.
- İzin ver seni götürelim.
Let me take it out.
Bırak onu çıkartayım.
And then we found these people who take care of women like me.
Daha sonra benim gibi kadınlarla ilgilenen insanları bulduk.
You're cheating on me because you cheated,'cause you said you weren't gonna take drugs!
Beni kandırıyorsun çünkü beni kandırdın çünkü bundan sonra ilaç almayacağını söylemiştin!
You come with me, I'll take care of you...
Benimle gel, ben sana bakarım...
I mean everybody was taught by somebody right take my cousin Dora he taught me how to sing and whistled at the same time he was very musical that way smoky mater you're brilliant uh well it's all about shape of your teeth
Herkes birilerinden ders almıştır sonuçta Kuzenim Dora Bana şarkı söylerken aynı anda ıslık çalmayı öğretti
You know, there's still time for me to take you to Switzerland.
Biliyorsun, hala var Seni almamın zamanı İsviçre'ye.
Me and Gunpei were gonna take off for the open sea, try to get home.
Gunpei'yle birlikte onu denize indirip eve dönmeye çalışacaktık.
- Would you like me to take it off?
- Çıkarmamı ister misin?
Baby Corp stole all the love from me... and now I'm going to take it back from them.
Bebek AŞ gördüğüm tüm sevgiyi çaldı... ben de şimdi hepsini geri alacağım.
Why are you trying to take this away from me?
Bunu neden benden almaya çalışıyorsun?
I don't think he greeted me properly, if you take my meaning.
Beni layıkıyla karşılamadığını düşünüyorum, bilmem anlatabildim mi.
Detective. Thanks for seeing me. This shouldn't take long.
Dedektif, görüşmeyi kabul ettiğiniz için teşekkürler.