English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / Take me to them

Take me to them tradutor Turco

693 parallel translation
Take me to them.
Beni onlara götür.
- Then take me to them.
- O halde beni onlara götür.
Get me a dozen orchids and take them to Madame Mata Hari.
Bir düzine orkide al ve bayan Mata Hari'ye götür.
Take off your shoes and give them to me.
Ayakkabılarını çıkar ve bana ver.
- Maggs had me take them to your house.
- Maggs benimle evinize gönderdi.
Tell me, Citizen Victor what time do you take them to the room for the last call?
Söylesene, yurttaş Victor son çağrı için onları odaya ne zaman alacaksınız?
If you aren't satisfied, I'll make it up to you, but don't make me take them back.
Memnun kalmazsanız telafi ederim ama lütfen iade etmeyin.
Now, you told me to take them regularly.
Düzenli almami siz söylediniz.
I want to take them with me.
Yanıma almak istiyorum.
Then, when you've finished your drink, you can take me home and I'll show them to you.
- O tabloyu çok beğendim. - O halde içkinizi bitirdiğinizde beni evime bırakabilirsiniz.
I pick people up and take them places, but they don't talk to me.
İnsanları alırım, bir yerlere götürürüm, ama benimle konuşmazlar.
The kid asked me to take them, honest he did.
Onları almamı o istemişti, gerçekten.
You didn't mean for me to take them all.
Hepsini birden yutmamı istemiyordun.
You're gonna take those down to my House of Horrors and uncrate them.
Bunları Korku Evi'me götürecek ve orada açacaksın.
Why don't you take me to Hammerstein to see them.
Neden onları görmem için beni Hammerstein'e götürmüyorsun?
Let me take him back to them.
Onlara geri götüreyim onu.
I hope your trout take as much interest in me as you do. I shan't be able to land them fast enough.
Onları yeterince hızlı karaya çıkaramayacağım.
You expect me to take them alone?
Onlarla yalnız mı dövüşeceğim?
- And it will take me time to move them, sir.
- Ve onları yeniden düzenlemek vakit alacak.
So may I suggest - and I hope you'll heed my suggestion - that you take these back to my jeweler and advise him how much to charge me for them.
O halde benim tavsiyem -... umarım tavsiyeme kulak verip bunları kuyumcuma geri götürür ve ne kadar ödemem gerektiğini ona bildirirsiniz.
I don't want them to take me away from you.
Seni benden uzaklaştırmalarını istemiyorum.
And I intend to take them all with me!
Hepsini de götürmeye niyetliyim!
And one of them was always after me to take this position with the oil company down in Texas and- -
Bir tanesi hep peşimdeydi Texas'taki petrol şirketindeki işi almamı istiyordu ve...
Listen, if they want people, you can ask them to take me.
Dinle, eğer adam arıyorlarsa, beni götürmelerini rica et.
Then you leave me no choice but to take your treasures and sell them myself.
O zaman bana başka seçenek bırakmazsınız ve değerli eşyalarınızı alıp kendim satarım.
It'd take more than them old hogs to kill me.
- İyiyim. Beni öldürmeye çalışan domuzlardan daha iyiyim.
Had to get my sister to help me take them off the hook.
Kızkardeşimin onları kancadan çıkarmama yardım etmesi gerekirdi.
Jim, don't... You gonna let them take me to jail?
Beni hapse atmalarına izin mi vereceksin?
But you're not going to let them take me away?
Beni götürmelerine izin vermeyeceksiniz değil mi?
You want me to take them off for you?
Onları senin için benim mi çıkarmamı istersin?
They can take back to their people nothing but Lord Antony's forgive me, insulting and unnecessary divorce of her and his rejection of them. Why?
Neden?
I don't mean to be bad, Mike, but don't let them take me back again.
Yaramazlık yapmak istemiyorum Mike, ama beni götürmelerine izin verme.
Let me take the message to them.
Bırakın mesajı onlara götüreyim.
If I take this to them, they won't throw me out.
Bu doğru, bunu onlara verirsem beni kovmazlar.
Why don't you just pander to my old-fashioned medieval superstitions and take them for me?
Neden bunları modası geçmiş, orta çağ batıl inançlarıma verip, hapları içmiyorsun?
A few of us were caught lf the lord promises not to bring out the past... I'll ask our big brother to take them all out. You can count on me
Eğer efendimiz onları affederse... onları safımıza katabiliriz inananın gidip, hanım kızı kırtarırız peki, gidip adam toplayın bu iişi ne kadar erken bitirirseniz sizi o kadar çok ödüllendiririm peki
- Me? I'm with Chuncho. We take weapons from the army, and pass them on to the revolution.
Chuncho ile aynı fikirdeyim, düşmandan silahları alıp Elias'a veriyoruz.
He said to take them all with me and paid off all their debts.
Hepsinin borçlarını ödedi ve onları yanıma almamı söyledi.
Papa came marching home... secure in the knowledge that they needed me... and would be overjoyed I'd come back to take care of them.
Baba koşar adımlarla eve geldi. Bana ihtiyaç duyduklarından ve döndüğüme sevineceklerinden emin bir halde.
Let me take you to the dispensary, have them check you out.
Seni dispansere götüreyim de bir baksınlar.
Take me with you. Give me a chance to fight them.
- Beni de yanınıza alın.
- Do you want me to take you down there and show them to you?
- seni aşağı götürüp onları göstermemi ister misin?
"I'm going to take them home with me now."
"I'm going to take them home with me now."
The Jones or the Smiths there of the quarter they can take account of them, if to happen some thing to me.
"Jones'lar ya da Smith'ler yakındalar, evdekilere bir şey olursa, onlar yardım ederler."
Ask them to take a call from me tomorrow morning and see that there's no one listening in.
Sabah benimle telefonda görüşeceklerini söyle. Kimse bu görüşmeleri dinlemesin.
Take your guns and let me talk to them alone.
Beni onlarla yalnız bırakın.
Please, let them take me back to my cell.
Beni hücreme götürmelerine izin verin, lütfen.
Tell me where to take them!
Onlar nereye götürebilecegimi söyle!
I'm going to put them in my car and take them back with me.
Onları arabama koyup, götüreceğim.
You promised me guns, take my money, you fail to deliver them.
Bana silah söz verdin, para aldın, sonra da teslimatı beceremedin.
Now if you like, I could take them with me, ask him to have a quick look at them, and find their current value.
İstersen onları alabilirim ve ondan bunlara bir göz gezdirmesini ister ve gerçek değerini bulmasını isteyebilirim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]