English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / Tell me more

Tell me more tradutor Turco

2,343 parallel translation
- Tell me more about those teapots.
- Şu çaydanlıklardan biraz daha bahset.
Tell me more.
Anlat bana.
Tell me more about... Wayne?
Bana Wayne hakkında daha çok şey anlatır mısın?
Who can tell me more about what happened?
Olanlarla ilgili kim bana daha çok şey anlatabilir?
Tell me more about how bad you are.
Ne kadar kötü biri olduğundan bahset bana.
You can tell me more about Beijing.
Bana Pekin'i anlatırsınız.
Tell me more about this heat you speak of?
Bana şu sıcaklardan biraz daha bahsetsene.
Tell me more about your monkey friend.
Bana maymun arkadaşından bahset biraz.
Tell me more about this people want to watch me thing.
Şu "insanlar beni izlemek istiyor" şeysinden biraz daha bahsetsene.
Will you tell me more about the little girl?
Küçük kızdan biraz daha bahseder misin?
Okay, tell me more about it. What else did you see?
Anlat bakalım neler gördünüz?
Tell me more about him.
Ondan daha fazla bahset.
Now, enough about me, tell me more about you.
Eee.. Hep benden bahsettik, sizden n'aber?
If you won't tell me more, there is nothing I can do.
Daha fazla şey anlatmazsan, elimden bir şey gelmez.
It's people too. Please tell me more about Nurse Gretchen Erfurt.
Lütfen bana Hemşire Gretchen Erfurt'tan biraz daha bahsedin.
Tell me more.
Daha anlat.
So tell me more about this new one.
- Yeni cinayetten biraz daha bahset.
Tell me more about this crime.
Bu suçtan bahset bana biraz.
BRUNA, I LOVE READING ABOUT YOUR ROUTINE, TELL ME MORE...
BRUNA, GÜNLÜĞÜNÜ OKUMAYI SEVİYORUM, DAHA FAZLA YAZ...
Can you tell me more?
Bana nasıl kaybolduğunu anlatabilir misiniz?
So do you have any more secrets to tell me?
Söylemen gereken başka sırrın var mı?
If you tell me you're doing everything you can one more time...
Bir daha elimizden geleni yapıyoruz dersen...
Don't tell me, your father's hairline is receding, and he needs more tests.
Sakın babanın saç çizgisinin yukarı çekildiğini ve daha fazla teste ihtiyacı olduğunu söyleme.
You mean to tell me you have nothing more important to do than to investigate a bar fight?
Bir bar kavgasını soruşturmaktan daha önemli işleriniz yok mu sizin yani?
Ah! Stop fucking around and tell me where he is before you piss me off even more.
Saçmalamayı kes ve daha fazla kafamı bozmadan bana onun yerini söyle.
Tell me more, pappy.
Devam et baba. Hayır, Neptr.
Actually, it's more what I got Amy to tell me, or don't you remember we used to be friends?
Aslında, Amy'nin anlattıklarını biliyorum, yoksa onunla eskiden arkadaş olduğumuzu unuttun mu?
And let me tell you something... it's worth a lot more than you'd think just by looking at it, especially if you consider the 16 angry henchmen who are gonna be following you through the gardens of Versailles
Ve size bir şey söyleyeyim... sadece bir bakışla bunun değerini anlayamazsınız, özellikle de Versailles Sarayı'nın bahçesinde sizi kovalayan
It pains me more than I can tell you.
Bu, bana kelimelerle ifade edemeyeceğim kadar acı veriyor.
Tell me one more time the reason that I- -
Bir kez daha söyler misin, niçin- -
Tell me one more time what he said.
Bir kere daha ne dediğini söyle.
But my best instincts tell me there's more out here than just dust and bones.
Ama içgüdülerim bana burada toz ve kemik dışında başka şeyler de olduğunu söylüyor.
If there's anything I can do to make your stay here more comfortable, please be sure to tell me.
Eğer size, burada rahat etmeniz için yapabileceğim bir şey varsa, bana söylemeniz yeterli.
If it's... if it's more than that, you can tell me, okay?
Daha fazlası varsa, bana söyleyebilirsin.
She does not tell me her problems any more.
Artık bana dertlerini pek anlatmıyor.
Even if I was to tell you where it was buried, There are 6 more hard drives secured by guardians just like me.
Nereye gömülü olduğunu sana söylesem bile benim gibi gardiyanlar tarafından korunan 6 sabit disk daha var.
Okay, um, Stanley, maybe you can just unspool a little more each time you need to... don't tell me how to do my business.
Stanley belki şey yaparken biraz daha az kullanırsan... İşimi nasıl yapacağımı anlatma bana.
Now, tell me one more time- - what's the name of that sponge?
Şimdi, neydi o süngerin adı?
I just felt that there was something more that Yoon KaeHwa was unable to tell me.
Çünkü sanırım Yoon Gae Hwa bana bütün ayrıntıları anlatamıyor.
I believe you know more than you're willing to tell me.
Bana söylemek istediğinden daha fazlasını bildiğine inanıyorum.
Please don't tell me there's more to come!
Sakın şimdi de bana "bir daha gelme" deme!
I need you to tell me what happened at the Arizona bar that night, one more time.
O gece, Lasonna Rossa'da neler olduğunu bana tekrar anlatmalısın.
Just tell me, do you project we'll win more with Hatteberg or Pena at first?
Sadece soyle bana, birinci kaleci olarak Hatteberg'le mi yoksa Pena'yla mi kazanacagimizi on gorursun?
Sergei, please tell me there's more to this plan!
Sergei, lütfen planın devamı olduğunu söyle!
Tell me, Dr. O'Hara. Do you and... Alice plan on having any more children?
Doktor O'Hara siz ve Alice başka çocuk yapmayı planlıyor musunuz?
- But I just want to tell you how lucky I feel to have this woman by my side and how I love her even more for sticking with me during those trying times when even I might have left me.
- Ama şunu söylemek istiyorum ki kendimi çok şanslı görüyorum böyle bir kadına sahip olduğum ve yanımda olduğu için ve onu her zamankinden çok sevdiğimi bilmenizi isterim bu sıkıntılı zamanlardan sonra.
She asked me to let you find out yourself - and only tell you more when you had forgiven her.
Bırak kendisi bulsun ve beni affettiğinde geri kalanını anlatırsın dedi.
And he'll tell me because he has so much more to lose than you.
Ve o bana bal gibi anlatacak, çünkü senden daha fazla kaybedecek şeyi var.
Tell me, don't you love me any more?
Söylesene beni artık sevmiyor musun?
Tell me, what hurts more?
Hangisi daha çok acıyor?
Tell me something... there are more people involved in this, right?
Söyle, bu işin içinde... daha fazla kişinin parmağı var, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]