Tell me that tradutor Turco
21,486 parallel translation
Oh, my God, please don't tell me that happened.
Aman Tanrım lütfen böyle bir şeyin olduğunu söyleme.
Just tell me that part of you won't always be in love with Jesse.
Tek bir şey söyle bir parçan her zaman Jesse'e aşık olmayacak değil mi?
You're gonna tell me that if this goes in front of a judge, he's not gonna pay some respect to that?
Bu bir hâkim önüne çıkarsa buna saygı duymayacağını mı söylüyorsun?
Why did you tell me that?
Neden öyle dedin?
Then you can just tell me that. Why do you get mad?
- Sıradaki Yoo Min Hyuk?
- You know, you come in here, Sylvia, and you tell me that you have cancer.
Buraya geliyorsun Sylvia ve bana kanser olduğunu söylüyorsun.
Did he- - He knew you were coming here to tell me that you're fucking your new husband's dad?
Buraya geleceğini biliyor muydu? Yeni kocanın babasını siktiğini söylemeye geldiğini?
I should be in there with them, and how can you tell me that asking them for a separation is some sort of an amoral disregard for who they are?
Onlardan ayrılmalarını istemenin, kişiliklerini göz ardı eden ahlak dışı bir istek olduğunu nasıl söylersin?
How could you not tell me that you're dating a movie star, man?
Bir film yıldızıyla çıktığını bana nasıl olur da demezsin?
- Ugh! Seriously, why would you tell me that?
Bana niye söylüyorsun bunu?
Dear Lord, do you mean to tell me that you're going to brunch with the woman that you love and her boyfriend?
Tanrı aşkına, sevdiğin kadın ve sevgilisiyle, kuşluk yemeğine gideceğini mi söylemek istiyorsun burda?
29 years you didn't tell me that I had a daughter.
29 yıl boyu kızım olduğunu söylemedin.
Oh, God. Don't tell me that.
Tanrım, bunu söyleme.
Why don't you tell me exactly what it is that you wanna know?
Tam olarak neyi bilmek istediğini söylesene.
He's giving me a referral that'll get me into the program, as soon as I get the guts to tell him I applied.
Başvuruda bulunduğumu söylemeye cesaret ettiğim zaman bana referans olacağına eminim.
Now tell me the truth, is that a $ 6000 bottle of wine?
Doğruyu söyle, o altı bin dolarlık şarap bu mu?
Wanted to tell me about some trust that he was setting up for our daughter.
Kızımız için bir hesap açmak istediğini söyledi.
You give me that? I'll tell you where my tunnels are.
Bunu başarırsanız tünellerimin yerini söylerim.
When she comes to collect me, can you just tell her that I love her?
Beni toplamaya geldiğinde onu sevdiğimi söyleyebilir misin?
Now that I'm 29, I can tell he's making an effort to curb his dialect when he talks to me.
29 yaşında biri olarak benimle konuşurken aksanını belli etmemeye çalıştığını anlayabiliyorum.
I would on the condition that he also tell me exactly how he got it.
Beraberinde kimden aldığını da söylerse edebilirim.
You're gonna get Rebecca, bring her here, and tell me everything that's going on.
Rebecca'yı alıp buraya getireceksin ve bana her şeyi anlatacaksın.
Look, you can tell me all the stories you want about what this place is, and I accept some version of it, fine, um, maybe, but what I won't accept is a reality that I wake up in a dictatorship.
Bana burasının ne olduğuna dair istediğin hikâyeyi anlatabilirsin ve belki bazı versiyonlarını kabul edebilirim ama bir diktatörlüğe uyandığım gerçeğini kabul etmeyeceğim.
You'll just tell me some version of the truth that's not very true.
Gerçeğin pek de gerçek olmayan bir hâlini anlatasın diye mi?
She said that she couldn't tell me, at least not until after the time was right, whatever that meant.
Bana zamanı gelene kadar söyleyemeyeceğini söyledi. Ne demekse artık.
Trust me, you want to, you want to talk to us,'cause if you don't talk to us, we are going to tell everybody, uh, that you are snitching for Five-O.
Güven bana, bizimle konuşmak isteyeceksin çünkü konuşmazsan Five-O'ya muhbirlik yaptığını herkese söyleriz.
That's why you need to come back here or tell me where you're going.
O yüzden buraya dön ya da nereye gittiğini söyle.
And do not say that you are not, because I know that you are, so tell me why!
Ve sakın bana bunun doğru olmadığını söylemeyin çünkü doğru olduğunu biliyorum. Söyleyin neden!
What if I were to tell you there's a way for me to transfer that mark to somebody a little bit more deserving?
Ne ı olsaydı söylemek beni transfer etmek için bir yol var. Birine biraz daha hak olduğunu işaret?
I like the sound of that. Tell me more.
Hoşuma gitti, biraz daha anlatsana.
But just tell me you'll marry me, and that you'll never leave me, and that you'll come to the future with me.
Fakat benimle evleneceğini beni asla bırakmayacağını ve benimle geleceğe geleceğini söyle.
Is there anything that you'd like to tell me, Mr. Amberson...
Bana söylemek istediğiniz bir şey var mı, Bay Amberson?
Tell me what you know that I don't.
Senin bildiğin ama benim bilmediğim şeyi söyle.
♪ ♪ Are you sure you didn't tell your dad that I told you that he told me to tell you that?
Sana onu söylememi söylemesini söylediğimi babana söylemediğine emin misin?
You didn't tell me it was that bad.
Durumun o kadar kötü olduğunu söylememiştin bana.
And let me tell you something, that story, it's out there.
Sana şunu söyleyeyim, bu hikâye biliniyor.
And if I tell the cops, then they'll clear me from all the shit that happened at the Red Reef.
Polise anlatırsam beni Red Reef'teki olaydan aklarlar.
And I guess this is a good time to tell you that it really means a lot to me that you have always been there and you've been an ear for me.
Her zaman yanımda olduğunu, bana bir kulak olduğunu söylemek için bunun iyi bir vakit olduğunu düşünüyorum.
Can you do me a favor and tell him that, please?
Bir iyilik yapıp bunu ona sen söyler misin?
And he has issues with my brother, and he was trying to find him, and he told me that if I didn't help him that he would tell you all of this,
Abimle sorunlar olmuş ve onu bulmaya çalışıyordu. Bana dedi ki onu bulmasına yardım etmezsem her şeyi sana söyler ve tüm kasabaya yayar seni küçük düşürürmüş.
He would tell me stories about his past in the Navy and growing up on his parents'farm, but he- - he didn't really care that it was me that he was telling.
Bana donanmadaki günlerini, ailesinin çiftliğinde büyüdüğü günleri anlatırdı. Ama bunları bana anlatıyor oluşu pek de umurunda değildi.
On my first day, he was the only one who would tell me I had a weird stain on my Thompson Twins T-shirt and, by the way, I shouldn't be wearing a T-shirt now that I'm working the front desk.
İlk gün Thompson Twins tişörtümde garip bir leke olduğunu ve resepsiyonda Thompson Twins tişörtü giyemeyeceğimi bir tek o söylemişti.
Tell me the donor is cleared, and get me that heart.
Donörün kabul edildiğini ve kalbi alacağımı söyle.
Now, you don't have to tell me anything that you don't want to, but that doesn't mean that I can't make a suggestion.
İstemediğin bir şeyi bana söylemek zorunda değilsin ama bu, benim öneri sunamayacağım anlamına gelmiyor.
Tell me something about you that no one knows.
Kendin hakkında kimsenin bilmediği bir şey anlat.
Let me tell you why we like that version better.
Bu senaryoyu neden daha çok sevdiğimizi anlatayım.
Look, I know this is a lot to ask, but is there any way, you could just trust me when I tell you that it was just a stupid sex dream.
Biliyorum çok oldum ama... sana bunun aptalca bir seks rüyası olduğunu söylesem... bana güvenebilmenin bir yolu olur mu?
Why didn't you tell me earlier that he was from the military?
Onun ordu mensubu olduğunu niye daha önce söylemedin?
And what is it that you don't want to tell me?
Peki, bana anlatmak istemediğin şey nedir?
Or... do I tell Cary and David Lee that she approached me?
Yoksa, Cary ve David Lee'ye gidip, benimle konuştuğunu mu söylemeliyim?
So you should believe me when I tell you that I do not want, as my first act as Commander in Chief, to attack Iran.
Yani Başkomutan olarak ilk görevimi İran'a saldırmakla yapmak istemediğimi söylüyorsam buna inanın.
tell me that you love me 17
tell me that's not true 17
tell me 9887
tell me about yourself 90
tell me more 252
tell me about it 1085
tell me again 158
tell me something about yourself 16
tell me you love me 72
tell me everything 270
tell me that's not true 17
tell me 9887
tell me about yourself 90
tell me more 252
tell me about it 1085
tell me again 158
tell me something about yourself 16
tell me you love me 72
tell me everything 270
tell me why 196
tell me something i don't know 107
tell me your name 121
tell me the truth 559
tell me what happened 368
tell me something 611
tell me what you want 123
tell me where you are 87
tell me i'm wrong 73
tell me what to do 196
tell me something i don't know 107
tell me your name 121
tell me the truth 559
tell me what happened 368
tell me something 611
tell me what you want 123
tell me where you are 87
tell me i'm wrong 73
tell me what to do 196