That being said tradutor Turco
698 parallel translation
That being said. here's a tune from the Broadway show "Kiss Me Kate".
Bunu bilir, bunu söylerim. Şimdi de bir Broadway müzikali "Kiss Me Kate".
That being said, I would love to hear any of your ideas on how we can make the new, improved KBHR...
Ben bunu söylerim, Şimdi KBHR'ı nasıl yenileyip... geliştirebileceğimizle ilgili fikirlerinizi duymayı çok isterim...
That being said, you did a damn good job.
Yani, çok iyi bir iş yapmışın.
She said that being here was like a dream that made her forget everything else.
Kendini baş döndürücü bir rüyada sanıyordu.
You've not brought to that stand one human being who has said this is so.
Bu kürsüye, olayları böyledir diyen bir kişi çıkarmadınız.
She seems to like me, too, and that's about all that can be said for me except that we have a grand chance of being happy.
O da beni seviyor. Hakkımda söylenebileceklerin hepsi bu. Sadece mutlu olma şansımızın olduğunu ekleyebilirim.
And, oh yes, I remember she said something... that struck me as being very peculiar at the time.
Ve, ah, evet, bir şey dediğini hatırlıyorum o anda çok tuhaf hissettiğim için beni sarsan bir şey.
I think you should know the things that are being said against you.
Hakkında söylenenleri duymuş olmalısın.
If I say that's anti-Semitism, your feeling that being Christian is better than being Jewish you'll tell me I'm heckling you or I'm twisting your words around or it's just facing facts, as someone else said to me yesterday.
Bu anti-semitizmdir, Hıristiyan olmanın Yahudi olmaktan daha iyi olduğuna inanıyorsunuz desem, sizi sorularla sıkıştırdığımı yada sözlerinizi çarpıttığımı söyleyeceksiniz... Dün birinin de bana dediği gibi, bu sadece gerçeklerle yüzleşmektir.
You recall that the witness himself said something about not being able to live with the knowledge of having betrayed his beloved master.
Efendim, tanık efendisine ihanet ettiğini bilerek yaşayamayacağını söylemişti ifadesinde.
What's that you said about being eaten alive?
Yenmek mi?
That's enough. I take back what I said about you being unfair.
Bu yeterli. Sizin adil olmayacağınızla ilgili söylediklerimi geri alıyorum.
If what you said about being with him is true, you can still have that.
Şayet onun hakkında dile getirdiklerin doğruysa, yine birlikte olabilirsiniz.
She saw Sorrington being taken away from the flats, asked if it was in connection with the murder, then said that he had nothing to do with it, that she killed him.
O Sorrington'un dairelerden alınıp götürüldüğünü gördü, cinayetle ilgili olup olmadığını sordu, sonra onunla ilgisinin olmadığını Kontu öldürdüğünü söyledi.
You said that since you'd known me, you'd been afraid of being a lonely old woman teaching dancing.
Beni tanıdıktan sonra yalnız yaşlanmaktan, yaşlanınca dans öğretmeni olmaktan korktuğunu söylemiştin.
Remember when I said that being near you is like being near a pot-bellied stove?
Bir keresinde sana, sobanın yanında oturur gibi, kendimi sana yakın hissettiğimi söylemiştim. - Evet.
They said that Mr Feldenstein was being held and that he requested that I serve as his counsellor.
Bay Feldenstein'ın yakalandığını ve..... savunmasını benim yapmamı istediğini söylediler.
We said that that a true artist is first of all a human being.
Gerçek bir sanatçı.. ilk önce insan olmalıdır demiştin.
"it is the government's claim as filed by Indian agent Agard " that these chiefs after being released from prison by a kindly government "did then rouse and incite defiance among the tribe against said order."
Hükümet bu kararı, Kızılderili temsilcisi Adgard'ın hazırladığı dosyada belirtildiğine göre, Kızılderili Şefleri'nin hapisten af ile salındıkları halde küstah davranışları sebebiyle vermiştir.
You said you loved that feeling of being full.
Sevdiğini söylemiştin.
We watched as he said that there was a saboteur being hidden.
Biz izlerken bir sabotajcının gizlendiğini söyledi.
Even if we had said that his being Jewish should have nothing to do with the trial, we knew perfectly well that it would be a major issue.
Yahudi olmasının davayla hiçbir ilgisi olmadığını söylemiş olsaydık bile bunun çok önemli bir mesele olacağını adımız gibi biliyorduk.
I pencilled it in first, but I said, " No, that's being dishonest.
Başlangıçta öyle yaptım, ama sonra kendi kendime dedim ki ;
E suddenly, in day 22, they had said them that Sebastopol she was being bombed.
Sonra birden ayın 22'sinde Sivastopol, Kiev, Smolensk bombalanmaya başladı.
He said that you were being tough on the negotiations, but if they could get a little help and close the deal fast it would be good for the family.
Senin görüşmelerde zorluk çıkarttığını, ama biri yardımcı olursa, kolay anlaşmaya varılırsa, ailenin yararına olacağını söyledi.
Julia said I must remind you for her... that you're afraid of being afraid, and so you will do what sometimes you cannot do.
Julia size bir şey hatırlatmamı istedi. Söylediğine göre korkmaktan korktuğunuz için kimi zaman normalde yapmayacağınız şeyler yapan biriymişsiniz.
Is that true, what he said about football being invented here?
Futbolun burada icat edildiğine dair söylediklerin doğru mu?
He said that he would like to return these oaths to you all for the time being.
Bütün bu yeminleri size geri vermek istediğini söyledi. - Ne dedi?
Old constable hung himself He always said that being a civil servant we don't drive out the rascals and... protect the people, but the other way around
onu öldürdükten sonra... intihar gibi görünmesini sağladı!
It is just said that children are used... to seeing those kinds of pictures... and don't feel that their modesty is being impinged.
Çocukların bu tür resimleri görmeye alışkın olduğu ve alçak gönüllülüklerinin etkilendiğini düşünmedikleri söyleniyor sadece.
Holmes, what he said about the government being involved, that can't be.
Holmes, hükümet hakkında söyledikleri gerçek olamaz.
I said, "If you ever lose that girl... " you're gonna wind up being a booze-head ex-superstar...
Dedim ki, "Eğer o kızı kaybedersen, alkolik eski bir süper star olup, her nefes alışında, elinde bir kutu bira olacak."
You know, if I understood it correctly, I think, uh, Heidegger said... that, uh, if you were to experience your own being to the full... you'd be experiencing the decay of that being toward death... as a part of your experience.
Eğer doğru anlamışsam, sanırım Heidegger, demiş ki... "Eğer kendinin bütün olmanı tecrübe edeceksen ölüme teslim olacağını da tecrübe ediyorsun demektir."
I thought you said you weren't gonna call me stupid now that we're being intimate.
İlişkide olduğumuz zaman, bana salak demeyeceğini söylediğini sanıyordum.
She said that if the groom is over 40, you already know how far he'll climb in life, and you risk being widowed.
Eğer damat 40 yaşından büyükse hayatta ne kadar yükselebileceğini bilirsin ve dul kalma riskin olur demişti.
It's being said in Washington that the Los Angeles was on a routine reconnaissance mission off Iran when she sank last Tuesday with a loss of all hands.
Washington'da söylenenlere göre Los Angeles, geçen Salı günü tüm mürettebatı ile battığında... İran yakınlarında rutin keşif görevindeydi.
Uh... Stan, did you really mean what you said about there not being that much between you and Chrissy?
Stan, Chrissy'yle senin aranda çok fazla şey olmadığını söylerken ciddi miydin?
If I ever discover that you are selling any of what is being said here...
Eğer burada söylenenlerden herhangi birini sattığını keşfedersem...
[Interpreter] He said that was true German irony, people were being killed, and he had to sing.
Bunun gerçek bir Alman ironisi olduğunu söylüyor. İnsanlar öldürülüyor ve o da şarkı söylemek zorundaymış.
It was said that people were being sent to camps, and those who weren't in good health probably wouldn't survive.
Siz ne yaptınız? Söylediklerine göre,... insanlar kamplara gönderiliyordu ve sağlık durumu iyi olmayanlar da muhtemelen ölecekti oralarda.
It said that a human being evolves very quickly.
İnsanoğlu'nun çok hızlı evrim geçirebildiğini yazıyordu.
She said something about rock'n'roll being the devil's music and people who play it work for the devil and shit like that.
Rock'n'roll şeytanın müziği onu calanlar da şeytanın emrinde filan dedi.
The guy with the gun said, "Because that's not what we're being paid for."
Tabancalı adam : "Çünkü bize bunun için para ödenmiyor." dedi.
You're not gonna hold me to all that stupid junk I said about being nice, are you?
Biraz önce söylediğim bütün o aptalca sözleri bana karşı kullanmayacaksın, öyle değil mi?
that I was being punished. And I showed it to the nurse, and she said, " Oh, it's nothing.
Hemşireye gösterdiğimde, "Önemli bir şey değil." dedi.
Dell said that trust in the spirit of Christmas was destroyed by ideas being controlled by aliens wearing black gloves.
Ellerinde siyah lastik eldivenler olan uzaylılarla ilgili fikirler, Noel'e olan güvenin yitirilmesine yol açtı.
He said that the Sioux way of being a warrior... is not the white way.
O Sioux savaşçılığının beyazlarınkilerden farklı olduğunu söyledi.
That thing you said about the sex not being simulated...
Seksin numara olmadığı konusu...
Way, that's not being said. Well do you know what I say?
- Camino, sen böyle konuşacak kız değilsin.
I'm going to say something that I haven't said in three years of being an HMO.
Üç yıIlık doktorluk hayatımda söylemediğim bir şey söyleyeceğim sana.
What with, you know, everything that's being said about you and all, you know...
Bilirsiniz, sizin hakkınızda söylenenlerle ilgili olarak...
that being the case 16
said 374
said that 16
said it 16
said no 16
said what 30
that all started with a big bang 89
that doesn't seem fair 27
that is 2872
that is so lame 16
said 374
said that 16
said it 16
said no 16
said what 30
that all started with a big bang 89
that doesn't seem fair 27
that is 2872
that is so lame 16
that is the question 108
that is not 75
that is awesome 117
that means a lot coming from you 16
that means a lot to me 54
that is not fair 93
that one over there 16
that sounds good 394
that sounds great 436
that is so sweet 227
that is not 75
that is awesome 117
that means a lot coming from you 16
that means a lot to me 54
that is not fair 93
that one over there 16
that sounds good 394
that sounds great 436
that is so sweet 227
that was close 355
that sounds fun 130
that is weird 91
that was stupid 112
that way 1811
that is all 319
that is not the point 62
that is good 189
that is not true 434
that is so cool 125
that sounds fun 130
that is weird 91
that was stupid 112
that way 1811
that is all 319
that is not the point 62
that is good 189
that is not true 434
that is so cool 125
that is right 117
that was quick 252
that is enough 189
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is a lie 69
that is great 150
that was quick 252
that is enough 189
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is a lie 69
that is great 150