That him tradutor Turco
92,068 parallel translation
You know, your son will always know that you chose death... over him.
Oğlunun yerine ölümü seçeceğini hep biliyordun.
Oh, it's just about making the candidate seem familiar, so that the voter sees herself in him.
Amaç, adayı tanıdık gösterip seçmenin onda kendini görmesini sağlamak.
I don't want to see him like that.
Onu o şekilde görmek istemiyorum.
Is that how you wanna remember him?
Onu o şekilde mi hatırlamak istiyorsun?
I tracked that down for him.
Onun için takip edip bulmuştum.
I find out that he's a crook, and that maybe it was more expedient for him to die suddenly the way that he did.
Onun bir sahtekar olduğunu öğrendim, ve sonra aniden,... ortadan kayboluyor.
I loved the part of him that transcends all of this.
Onun bunların dışındaki parçasını sevdim.
I felt it on this witch the other day when Marcel and I took him out, so if I can trace that energy back to its source...
Geçen gün, Marcel ve benle savaşırken o cadıda hissettim bunu. Yani eğer bu enerjiyi, kaynağına kadar takip edebilirsem...
This totem represents that power, and the only way to figure out how to heal him is to channel it, which will give it access to me.
Bu totem gücü temsil ediyor, ve onu iyilestirmenin tek yolu onu kanalize etmektir, bu bana erisim imkani verecek.
He put me in the same place that I kept him.
Onu tutugum ayni yere beni birakti..
See, your ancestors were the only thing holding him back and when you severed that link you allowed it to go free.
Sizin atalarınız onu zapteden tek şeydi. Ve o bağı kopardığında onu serbest bıraktın.
It is clear to me that your feelings for him have gotten in the way of our greater mission, so I will take care of Marcel.
Ona karşı hislerinin asıl görevimizin önüne geçtiği açık. Bu yüzden Marcel'le ben ilgileneceğim.
And now that his mind is stable within the pendant, I can bring him back, I just... need a large enough sacrifice.
Artık kolyenin içinde akıl sağlı yerine gelmişken onu geri getirebilirim.
Claimed until his dying day that an evil spirit made him do it.
Son nefesini verinceye kadar şeytani bir ruhun ona bunları yaptırdığını iddia etti.
It's only fitting that we use hers to bring him home.
Onun ölümünü kardeşimizi geri getirmek için kullanmak adil oluyor.
I really thought that I would find him in a good place, but he chose the darkest part of himself.
Onu iyi bir anısında bulacağıma inanmıştım. Ama o en karanlık tarafını seçmiş.
You're afraid that Hope will see that side of him?
Hope'un onun bu yanını görmesinden mi korkuyorsun?
So, while I can't trace Elijah, I can track the magic of the thing that's killing him.
Yani Elijah'ı takip edemiyorsam öldüren şeyin büyüsünü takip edebilirim.
My brother's soul is in that pendant, we need to find him and bring him back.
Kardeşimin ruhu o kolyede. - Onu bulup geri getirmemiz gerek.
For instance, don't you find it odd that the Mikaelsons are hosting a party with Marcel, yet no one's seen him in over 24 hours?
Örneğin, Mikaelson'ların Marcel ile parti düzenlemesine rağmen, 24 saatten fazladır onu kimsenin görmemesi garip değil mi?
But even if you do find him, it'll take you an eternity to break the spells that bind him, and that's assuming you don't die by my family's hand first.
Ama bulsan bile onu bağlayan büyüleri bozman sonsuz zamanını alır. Bu da ancak ailemin ellerinde ölmediğin varsayımında.
And I'm willing... to stand beside him against that thing that you call your master.
Ve usta dediğiniz şeyin yerine onun yanında durmaya niyetliyim.
I used to, uh... I-I didn't think people would take him serious, that he would get into trouble for messing around too much.
Alışkındım ama etrafı fazla karıştırmasından dolayı insanların onu ciddiye alacağını ve başının derde gireceğini düşünmedim.
Maybe that's normal for him.
Belki onun için normali budur.
I could totally see him doing that. Hey, Penn, look!
Penn, baksana!
I just think that we should have a little bit of fun with him, you know, like, torture him.
Bence onunla biraz eğlenmeliyiz, ona işkence yapmalıyız.
He's gonna ask me where that money is. And if I'm still alive, I'm gonna have to tell him that the Langmores stole it.
Paranın nerede olduğunu sorar ve hâlâ yaşıyorsam Langmore ailesinin çaldığını söylerim.
And I hope that you're as proud of him as I am of you.
Dilerim senin bana yaşattığın gururu o da sana yaşatır.
I can, uh, bump him if it means that I can get some pros on stage.
Sahneye profesyonel çıkarabileceksem onu ekebilirim belki.
Gomorrah that killed him!
Onu öldüren Gomorra'ydı!
I was so happy to be there that I said thank you to him afterwards.
O kadar mutluydum ki sonrasında ona teşekkür ettim.
- That is not a... - You give him half a second.
Hiç zaman vermedin.
But just saying that was impossible before I went to him... just saying it!
- Ama ona gitmeden önce bunu söylemek imkânsızdı. Öylece söylüyorum!
And now, because of him, I know that that's not all I am.
Ve artık onun sayesinde, sadece bundan ibaret olmadığımı biliyorum.
In fact, the only game that thrills him anymore is the most dangerous game of all.
Aslına bakarsan, artık onu heyecanlandıran tek spor gelmiş geçmiş en tehlikeli spor.
Who's that with him?
Yanındaki kim?
and that the guys here miss him, which surprised me.
Buradaki herkes onu özlüyor. Bu gerçekten şaşırtıcı.
What, that he's off the grid or that they miss him?
Hangisi? Kayıplara karışması mı, millet tarafından özlenmesi mi?
You said you were surprised that they missed him?
Onu özledikleri için şaşırdığını mı söylemiştin?
I'll push for a suspension if that's what it takes to sit him down.
Konuşturmak için gerekirse mevkisini askıya aldırırız.
That should be enough to get him to calm your fears.
Korkularını sakinleştirmek için bu onu tetiklemeye yetecektir.
I hated him even more that night.
O gece daha da ettim.
Yeah, no, I don't actually know him that well.
Aslında o kadar da iyi tanımıyorum.
Can you just tell him I'm sorry about that?
Ona söyle, kusuruma bakmasın, olur mu?
"In conclusion, I wish to say that in working at the" problem here dealt with, I have had the loyal assistance of my friend and colleague M. Besso... And that I am indebted to him for several
"Sonuç olarak burada ele alınan sorun üstünde çalışırken arkadaşım ve meslektaşım M. Besso'nun sadık yardımını aldım ve çok sayıda değerli önerisi için ona borçluyum."
And he thinks that you can help him do that.
Bu konuda yardım edebileceğinizi düşünüyor.
Let's show him how much that fire can really burn.
Ateşin ne kadar yaktığını ona gösterelim.
He thinks that you can help him do that.
Bu konuda yardım edebileceğinizi düşünüyor.
And tell him to turn that music down!
Ona söyle şu müziği kapatsın!
That's why they let him out of prison.
Bu yüzden onu hapisten çıkardılar.
Have you charged him with sexual offences against a minor or did you make a deal with him so he could slide out of that?
Evet, onu reşit olmayan birine cinsel saldırıdan suçladınız mı yoksa bu işten sıyrılması şartıyla anlaşma mı yaptınız?
himself 154
himura 39
him again 23
him and me 36
him too 56
him or me 60
him who 26
that all started with a big bang 89
that doesn't seem fair 27
that is 2872
himura 39
him again 23
him and me 36
him too 56
him or me 60
him who 26
that all started with a big bang 89
that doesn't seem fair 27
that is 2872
that is so lame 16
that is the question 108
that is not 75
that is awesome 117
that means a lot coming from you 16
that means a lot to me 54
that is not fair 93
that one over there 16
that sounds good 394
that sounds great 436
that is the question 108
that is not 75
that is awesome 117
that means a lot coming from you 16
that means a lot to me 54
that is not fair 93
that one over there 16
that sounds good 394
that sounds great 436
that is so sweet 227
that sounds fun 130
that was close 355
that was stupid 112
that is weird 91
that way 1811
that is all 319
that is not the point 62
that is not true 434
that is good 189
that sounds fun 130
that was close 355
that was stupid 112
that is weird 91
that way 1811
that is all 319
that is not the point 62
that is not true 434
that is good 189
that is so cool 125
that is right 117
that was quick 252
that is enough 189
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is a lie 69
that is great 150
that is right 117
that was quick 252
that is enough 189
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is a lie 69
that is great 150