The janitor tradutor Turco
926 parallel translation
Took three hours till the janitor found us.
Hademe bizi bulana kadar üç saat geçti.
And I'm also the janitor.
Ayrıca ben odacıyım.
Don't look now, but I think I see the chemistry prof. Up there with the janitor's wife.
Bakmayın, ama yukarda kimya profosörü oturuyor kapıcının karısıyla.
- I'll tell the janitor.
Haberi ileteceğim.
Winthrop, have the janitor come up and break a window.
Winthrop, yöneticiyi çağır ve bir pencere aç.
Would you mind getting the janitor on the phone?
Kapıcıyı telefonla arayabilir misin?
Get me the janitor of the Embassy Arms apartments.
Embassy Arms apartmanının kapıcısını bağlayın.
Oh, come on. The janitor, Nick.
Nick, kapıcı.
Rainbow Benny moved from apartment 32A to apartment 25C at 7 : 00 yesterday evening. The janitor just said so.
Rainbow Benny 32A numaralı daireden 25C numaralı daireye dün akşam 7'den sonra taşındı.
When I was with him in his office... the janitor, or somebody, tapped on the window... and said we were showing a light outside.
Onunla beraber odasındayken kapıcı ya da bekçi camı tıklattı ve pencereden dışarı ışık sızdığını söyledi.
The janitor's hoeing it now.
Hademe şimdi orayı çapalıyor.
Do I have to go down... and get the janitor with the passkey to let me in?
İçeriye girmek için aşağıya inip kapıcıdan yedek anahtarı almak zorunda bırakma beni?
You remember the way the janitor was last New Year's?
Geçen yılbaşındaki kapıcıyı hatırlıyor musun?
Not even the janitor.
Kapıcı bile.
Oh. I thought it was the janitor for the rent.
Aidatı almak için kapıcının geldiğini sanmıştım.
Nobody sleeps that sound, so the janitor let me in.
O seste kimse uyuyamaz. İçeri girdim, yoktu.
I suppose the janitor gave them a bath and switched jackets by mistake.
Herhâlde temizlik görevlisi onlara banyo yaptırdı ve sonra da formalarını yanlışlıkla karıştırdı.
- The janitor will get it, Hazel.
- Hizmetçi halleder.
Check the janitor closets on all floors.
Her kattaki çamaşır dolaplarını kontrol edin.
I'll have the janitor come down and take care of it.
Kapıcıyı sabahleyin yollarım temizlemesi için.
The janitor.
Kapıcı.
You can give this to the janitor.
Şunu kapıcıya verebilirsin.
( Martin ) It's Martin, the janitor.
- Ben Martin, kapıcı.
" Gaminsky, the janitor, the dog.
" Gaminsky, kapıcı, köpek.
you're the janitor in a school full of young girls. And an hour from now, I don't want to be in your shoes.
Genç kızlarla dolu bir okulda hademesin ve bir saat sonra yerinde olmayı hiç istemezdim.
Well, call the janitor!
Şey, kapıcıyı çağır!
- The janitor disturbed him.
- Hademe onu rahatsız etmiş.
Doinel, go to the janitor and... get something to remove that nonsense... or else you'll lick it off!
İkincisi Doniel, derhal müstahdeme iniyorsunuz ve şu zırvaları silmek için bir şeyler buluyorsunuz yoksa size yalattıracağım, sevgili dostum!
You can get the janitor to let you in.
Hademenin seni içeri almasını sağlayabilirsin.
The janitor saw me go up.
Kapıyı, açmazsam şüphelenirler.
The janitor in the police - men's car and Dufour with the inspector.
Kapıda ki polis arabaları Ve Darfour'a gelen müfettiş ayrılıyorlar.
- I'm the janitor here.
Ben buranın hademesiyim.
The janitor thought you might be here.
Görevli burada olacağınızı söyledi.
If she waits for the janitor, it'll take forever.
Eğer kapıcıyı beklerse aylarca böyle kalır.
Sir, uh, are you the janitor of this building?
Beyefendi? Binanın kapıcısı mısınız?
Oh, the janitor was nice enough to let me in.
- Kapıcı nazik davranıp içeri aldı.
The janitor got us cased.
Hademe bizi gammazlamıştır.
The janitor probably has a key, but I don't think we ought to ask him.
Kapıcıda anahtar vardır ama sormamıza gerek olduğunu sanmıyorum.
Charlie, the new janitor of the Nutt house.
Charlie, Nutt House'daki yeni kapıcı.
The janitor did.
Hayır, kapıcı yaptı.
The bookkeeper's job doesn't include janitor work, Letty.
Letty.
Get out of the way, janitor.
Çekil önümden, gardiyan.
You're the new janitor, aren't you?
- Sen yeni kapıcısın, değil mi?
Aren't you the new janitor?
- Yeni kapıcı sen misin?
He works as an apprentice janitor down the street.
Sokağın aşağısında stajyer kapıcı olarak çalışıyor.
The tenants think a janitor's a dog or something, good enough to throw him a bone.
Kiracılar kapıcıları bir köpek, falan sanıyorlar. Onlara bir kemik atmak yeterli diye düşünüyorlar.
Tell that to my wife, the cleaning woman... tell that to me, a janitor, cleaning toilets for a living!
Bunu, temizlikçi karıma söyleyin. - Tuvalet temizleyen bir hademeye.
I'm the new janitor.
Ben yeni kapıcıyım.
Does the building have a janitor?
- Kapıcı var mı?
But he enjo yed hookers so much he spent his very last penny and became a janitor at the San Bernardino toilets.
Ama fahişelerle öyle çok eğlendi ki, son parasını harcayıp San Bernardino'da tuvalet görevlisi oldu.
- The night janitor.
- Gece nöbetçisi.
janitor 47
the job 92
the joke's on you 19
the jackal 21
the jerk 21
the jury 73
the job is yours 18
the judge 91
the journalist 20
the jig is up 42
the job 92
the joke's on you 19
the jackal 21
the jerk 21
the jury 73
the job is yours 18
the judge 91
the journalist 20
the jig is up 42